İyi tatiller!

A -
A +

"Adı büyük, heyecanı ve kalitesi ise bir o kadar küçük maç oynandı dün akşam Kadıköy’de."

Seyircisi önünde son maçına çıkan Dirk Advocaat giderayak ne kadar topu tüfeği varsa sahaya sürmüştü. Robin van Persie 10 numara pozisyonunda oynuyor, Sow, Emenike, Lens üçlüsü de ileride gol kovalıyordu. Fernandao sakat olmasa acaba Advocaat onu da oynatacak mıydı?
Ersun Yanal ise 4-1-4-1’i tercih etmişti. RvP’yi Okay’la kilitleyip öndeki Olcay, Yusuf, Castillo, Bero dörtlüsüyle Fenerbahçe savunmasına baskı yapıp Kadıköy’den 3 puan çıkarma düşüncesindeydi. Ancak ilk 45 dakikalık bölümde önde baskı yapan taraf ne ilginçtir ki Fenerbahçe’ydi.
Diğer maçlarında bu baskının neredeyse 10’da 1’ini gösteremeyen sarı-lacivertliler, Trabzonspor savunmasını çok zorladı ama golü ofsayttan buldu.
Sow ağları havalandırdığında o kadar açık ve kolay bir ofsayt pozisyonundaydı ki, bunun görülememesi maçın en tuhaf anıydı. Ki yardımcı hakem Ekrem Kan, ilk yarıda neredeyse tamamını Sow için kaldırdığı 5 bayrakta milimetrik ofsaytları süzebilmişti.
Trabzonspor’da hücumda top tutup Yusuf ve Olcay’a duvar oluşturması gereken N’Doye beklentiyi gerçekleştiremedi. N’Doye yerine Rodallega ile başlamak ya da daha erken oyuna almak Kjaer ve Skrtel’i daha çok zorlayabilirdi. İlk yarıda kayıpları oynayan Bero, ikinci yarıyla coştu. Çok şık bir gol attı, üstüne de Fenerbahçe’nin sağ kanadını çökertti ama takımına Avrupa bileti aldırmaya onun da gücü yetmedi.
Tarihin belki de en az seyircili Fenerbahçe-Trabzonspor maçından iki takım adına da çıkan sonuç şuydu; “Lig bir an önce bitse de, tatile gitsek...”


MAÇIN ADAMI: Bero
Sadece biraz Bero parladı, onun haricinde izlemeye değer görüntü bile yoktu

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.