Maksimum risk

A -
A +
21. dakikada 2-0 öne geçmişken bu kadar yüksek tempo ve riske değer miydi?

Galatasaray adeta hırçın bir boksör gibi... Rakibin kim ve nasıl bir oyun anlayışına sahip olduğuna bakmadan, başlama düdüğüyle birlikte sağlı-sollu saydırıyor yumruklarını. Nakavt edene kadar da durmak bilmiyor...
Evet, yüksek tempoyla oynamak, coşkulu futbol, izleyenlere büyük keyif verir elbette ama bu kadar ciddi risk almak doğru mu? Hem de 21. dakikada 2-0 öne geçmişken... Galatasaray zaman zaman set oyununa da başvurmalı. Ki yüksek temponun ve aşırı öz güvenin getirdiği riskli pasları, Karabük’ün yaptığı gibi kalitesi daha yüksek başka takımlar farklı cezalandırmasın... Eğer Maicon’un uzatmalarda gelen golü olmasa, Tudor, yine eleştirilerin en tepesindeki isim olacaktı. Tudor’un bu maçtan büyük bir ders çıkaracağını düşünüyorum. *** Karabük’te tıpkı Galatasaray gibi önde baskı yaparak, rakibi hataya zorladı. İlk yarıda bu konuda 3 defa da başarılı oldular. Belhanda’nın lakayıtlığı yüzünden golü de buldular. Sağlık ekibinin tavsiyesi sonucunda dinlendirilen Tolga’nın yokluğunda orta sahanın bütün yükü neredeyse Ndiaye’ye bindi. Feghouli, Rodrigues ve Belhanda’nın top ayağına geldiğinde ortaya renkli görüntüler çıkıyor ama işin savunma kısmında olmamaları, yüksek seviye maçlar için büyük soru işareti. *** Karabük cesur oyun anlayışıyla kısa süreli de olsa Galatasaray’a büyük korku yaşattı. Geride kalan 7 haftada Galatasaray’ı hem de Türk Telekom’da bu kadar zorlayan bir takım olmamıştı.
Mariano’nun ceza sahası içinde Selezniov’u düşürdüğü pozisyonda “devam” diyen hakem Alper Ulusoy’un daha düşük seviyedeki Maicon, Yatabare mücadelesinde penaltı noktasını göstermesi de hayli ilginçti.

MAÇIN ADAMI: Maicon
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.