FETÖ davalarında kim, kimi kurtarma peşinde?

A -
A +
Aktaracağım konu bulmaca gibi gelse de bazı ipuçları var.
İsimleri aktarmıyorum ama onlar kendilerini iyi biliyorlar.
Yer Kayseri.
Konu da tahmin edeceğiniz üzere korunup kollanan “Bağzı" FETÖ’cüler.
13 Ocak 2018 tarihinde, 7 yıl evvel FETÖ’cülerin kumpası sonucu 32 ay hapis yatan ve çıkan bir isim(Ahmet diyelim adına), kendini FETÖ ile mücadeleye adayan bizim Mehmet Kılnamaz’ı arıyor çok ilginç bilgiler aktarıyor. Aslında Ahmet’e bu bilgileri aktaran da Kayseri Cumhuriyet Savcılarından biri.
Savcının dediğine göre, kendisinin bir üst meslektaşı FETÖ’cülerin yargılandığı davalara bakan hâkimlerden birine giderek yargılanan kimi iş adamlarının serbest bırakılmasını istiyor. Bu isteğini de iki ünlü politikacının ismini vererek ve “Onlar da bunu talep etti” diyerek perçinliyor.
Elimizde isimler ve tanıklar mevcut. Dediğim gibi herkes kendini biliyor.
Şimdi soruyorum:
Soru-1: Bu olay doğru mu? Eğer doğru değilse bir savcı bir üst meslektaşını neden böyle şikâyet eder?
Soru-2: İki ünlü politikacımızın ismi bu işe neden karışmıştır? FETÖ davaları üzerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hükümet zor duruma düşürülsün diye çekilen bir operasyon mudur bu?
Soru-3: Bu politikacı ve yargı mensubu ilişkisinin doğruluk derecesi nedir?
Soru-4: Bu bilgiyi aktaran savcı, eğer yalan söylediği varsayılırsa, bu kadar büyük bir yalan ve kurgu üretebilir mi?
SONUÇ:
Kayseri’deki FETÖ davaları sanki bu ilimiz bir başka ülkedeymiş gibi devam etmekte. Bu “ayrıcalıklılar ülkesi”nde FETÖ’cülerin kurtarılması için operasyon üstüne operasyon düzenleniyor. Bazı eski ve etkili siyasetçilerin, bürokratları sık sık arayarak özellikle Kayseri Ticaret Odası Başkanı Mahmut Hiçyılmaz ile Boydakların bu davalardan yırtması için büyük çaba sarf ettikleri de artık bir sır değil.
Yukarıda anlattığım olay, işin vahametini sergilemek açısından son derece önemliydi ve paylaşmak istedim sizinle. Dediğim gibi, isimler bende mahfuz.
 
 
Bu mektup çok değerli
 
Polis memuru olan babasının mağduriyetini geçen yıl yazan Recep Alkanat’a 14 Şubat 2017 tarihli yazımda aslında iki satırla yer verebilmiştim. Çünkü o yazımda pek çok mağduriyet başvurusuna elimden geldiğince yer vermeye çalışmıştım.
Aradan neredeyse bir yıl geçti. Ateş düştüğü yeri yakıyor doğal olarak. FETÖ denen bu hain örgütün nasıl Mor Beyin denen tuzakla 11 bin 800 kişiyi mağdur ettiğini henüz öğrendik. Bunun dahası da var. Kriptoları da namuslu ve vatansever insanları FETÖ’cü diye ihbar ettiler.
Recep Alkanat önceki gün bir mektup göndermiş bana. Aynen yayınlıyorum. Duygulandırıcı ve insanın ülkesine olan güvenini de artıran bir mektup bu:
“Selamün aleyküm Fuat abi,
Size teşekkür etmiştim daha önce, ama yine teşekkür etmek istiyorum. Neden mi? Size daha önce 686 sayılı KHK ile babamın yaşadığı mağduriyeti belirtmiştim. En ufak bir bağlantısı olmayan darbeden önce emekli olmuş babam vatan haini şerefsizlerle aynı kefeye konulduğunda mağduriyetimize inanmış, 14 Şubat'ta köşenizde direkt isim vererek bunu söylemiştiniz. Siz bize inandınız. Biz zaten kendimizden emindik ve Rabbimize şükürler olsun ki oyun kuranların oyunları yine ayaklarına dolandı. Tabii süreç sıkıntılı olmadı mı, oldu. Bizi bildiği hâlde selamı sabahı kesenleri gördük. O dönem işsiz bir mühendis olduğum için Bilecik gibi küçük bir yerde iş bulmam zor olunca Bursa’ya göç etmek zorunda kaldık. Ama her karanlık gecenin sonu aydınlığa çıkar, Rabbim şerde hayrı gizleyendir. Şu an başımıza bu olay gelmeden önceki hâlimizden daha güçlüyüz. Birlikteyiz, mutluyuz ve gerçek dostlarımızın kim olduğunu gördük.
Kırgın mıyız? Evet ama bu kırgınlık devletimize, vatanımıza, bayrağımıza hükûmetimize değil, olamaz da. Evlat babasına küsmez. Bu oyunları kuranlar asla amaçlarına ulaşamayacaklar. Mavisi kırmızısı ne olursa olsun, oyun ne olursa olsun devletimiz daim olacaktır.
Allah razı olsun Fuat abi, sadece bizim masum olduğumuza olan inancınızın boş olmadığını bilmenizi istedim. Bugün bazıları için iade listesindeki ufak bir satırda yazan isim, belki sadece bir kutudaki isim ama bizim için çok büyük şeyler ifade eden küçük bir kutucuktu.”
 
 
Almanya’daki FETÖ’cülere Kirchenasly yöntemi
 
Bu ne diyeceksiniz.
Alt düzey FETÖ’cüler Almanya’da iltica sorunu yaşayınca yeni bir model buldular ve kiliseye sığınma hakkı olarak bilinen Kirchenasly yöntemini uygulamaya başladılar, Böylece Hıristiyan olup sığınmayı kapan FETÖ’cülere artık Almanya’nın Sebatayistleri gözüyle bakılıyormuş.
Tahmin edeceğiniz gibi binbir surat FETÖ’cüler için bu, işten bile değil. Yakında Almanya’da kalabilmek için eşcinsel evlilik yapanları duyarsanız şaşırmayın!..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.