Bu seçimin üç affedilmeyeni

A -
A +
PKK, FETÖ gibi terör örgütlerini ve onların emrindeki partileri saymayacağım. Onlar kozlarını açık oynadılar ve kendi çaplarında kazandılar ya da kaybettiler. Esas, onlara kazandıranlara bakmalı. Bu yüzden 24 Haziran seçiminin üç affedilmeyeni var. BİRİNCİSİ, bu ülkede emperyalizme karşı Mustafa Kemal’den sonra direnişin tek simgesi olan Tayyip Erdoğan’a, sırf dindar diye besledikleri öfkeyle, “PKK’nın askerleri” olan HDP’lileri Gazi Meclis’e taşıyan “Çakma Mustafa Kemal’in askerleri” ve meyhanelerde “S…ol Erdoğan” çirkefliğiyle tempo tutanlar. Bunlar Mustafa Kemal’den ne öğrendiler diye sorsanız, cevabı kocaman bir hiç. Örnek aldıkları tek şey rakı masaları. Ne emperyalizme karşı mücadele azmi, ne bağımsızlık ve dik duruş, ne mazlumun yanında yer almak, ne onurlu dış politika, ne Misak-ı milli, ne terör karşıtlığı, ne de ülkeye hizmet anlayışı. Okullarda yıllardır aynı klişe ve sloganlarla “Atam, sen kalk da ben yatam” ya da “cıvık cıvık laiklik” klişeleriyle büyütülen ama öte yandan Batı’nın kirli poposuna hayran, kendi değerlerinden, geleneklerinden dininden ve kültüründen uzak yetiştirilmiş “modern” gençliğin geldiği nokta maalesef işte bu. Sonra meyhane masalarında dirsek çürütüp memlekete tek bir hayrı dokunmayan insan müsveddeleri hâline dönüşen canlı organizmalar. Sözüm sadece onlara değil. Onlara “Her evden HDP’ye bir oy” talimatı veren akıllarını emanete bırakmış CHP yönetimine de aynı zamanda. Ve Demirtaş’ı başkan yardımcısı yapacağını söyleyerek “Başkan Selo” sloganları eşliğinde alanları dolduran PKK’lılara miting yapan Muharrem İnce’ye. Şimdi tutmuş dünkü basın toplantısında “Ben ne zaman Demirtaş’a özgürlük istedim” diye soruyor gazetecilere. Dahası Gündoğdu 3 milyon, Maltepe 5 milyon, Tandoğan iki milyon kuyruklu yalanlarıyla zıvanadan çıkardıkları seçmenleri, seçim sonuçlarıyla travma geçirip sosyal medyada kendisinin tehdit edildiği için açıklama yapmadığı yazınca da hepsini birden şizofren olarak suçlayan yine o. İşte bu seçmenin içinden çıkan malzeme de böyle oluyor. Sınırlı IQ’su ve gelgitli hâliyle izotop ve metan gazı kimyasalından öteye gidemiyor. Tüm mahalleyi kokuttu Ümraniye çöplüğü gibi. Şu bizim Cihangirli Laz Deli Nurten Abla’nın herkesi güldüren şivesiyle dediği gibi “Os....tan Kavara deli Maaarrem” olabildi. Sonuçta iki izotop, üç tutam quantum ancak Tatanka’dan 31 etti. O da yaklaşık. Seçimin galibi Erdoğan’la arasındaki fark ise 12 milyon oy ve yüzde 22. Hâlâ yüzü kızarmadan “Oy çalındı ama sonucu etkilemiyor” diye yalan söylüyor. Yalan CHP’nin mayasında mı var bunu sosyolojik olarak ciddi biçimde sorgulamak gerek... İKİNCİ AFFEDİLMEYEN Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ile parti yönetimi. Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Oğuzhan Asiltürk Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı arayıp tebrik etmiş. Biz de kendilerini tebrik edelim. Yani önce (…) şimdi de sıvadıkları için. Ne oldu? Attığınız taş ürküttüğünüz kurbağaya değdi mi? FETÖ’nün ve PKK’nın kucağına oturmak hoşunuza gitti mi? Hani AK Parti’den yüzde 15 alıyordunuz? Becerdiğiniz tek şey yüzde 15 yerine yüzde 1,4’e çıkardığınız oyla CHP’ye 15 milletvekili kazandırmak oldu. Kendilerine de lütuf olarak üç milletvekili armağan ettiler. HDP’den SP’ye transfer olan Altan Tan ise bu üçün biri bile olamadı. Ama bak Abdüllatif Şener’e, maşallahı var! Azimle CHP betonunu deldi Konya Milletvekili oldu. Yıllarca Halk TV’ye çıkıp fanatik CHP kitlesini “Ben dindar değilim” diye ikna etti adam. Tıpkı Mehmet Bekaroğlu gibi. Hepsinin ne kadar boş teneke olduğu bir kez daha ortaya çıktı. Ne vizyon, ne bakış, ne vatanseverlik ve sağlam duruş. Artık bizimle değilsiniz Temel. Tarihin çöplüğüne gömüldünüz. Hem de Erbakan’ın kemiklerini sızlatarak. Yazıklar olsun... ÜÇÜNCÜ AFFEDİLMEYEN ise AK Parti’nin içine virüs gibi sızıp her türlü kriptoluğu yapan Davutçu, Gülcü takımı. Çıkardıkları Karar gazetesinin yazarları işi o kadar azıttı ki alenen Muharrem İnce’nin gezilerine katılıp güzellemeler yaptılar, ona oy vereceklerini açıkladılar. Bunlar yıllarca Tayyip Erdoğan’ın yanında ve onun himayesinde mesleki kariyer yapan, onun sayesinde adları işitilen ve Hürriyet gibi gazetelere kapağı atıp yeteneksizlikleriyle oralardan da kovulan, Erdoğan’a ihanet etmeyi spor hâline getirmiş olan ekip. Onların zehirlediği kesim kendilerine “Şehirli muhafazakârlar” adını takıp önceki seçimlerde de Erdoğan ve AK Parti’nin altını oymuşlardı. Eh, sonuçta total 2-3 civarı etkili oldular ve CHP seçmeniyle birlikte İP’yi, Akşener’i abad ettiler. Nitekim Kayseri başta olmak üzere, bazı illerimizde bu izi net biçimde gördük. Kayseri’de 1 Kasım seçimlerinde yüzde 66 alan AK Parti’nin oyu yüzde 50’ye düştü. Nihayetinde AK Parti oylarındaki yüzde 7 oranındaki azalışın sebeplerini irdelerken bu durumu bir kenara not etmeli ve parti teşkilatının yeniden yapılanmasında bu faktörü göz önünde tutmalı. Tabii bu azalışta çeşitli milletvekilleri, teşkilat ve AK Partili belediye yöneticilerinin tamamının masum olduğunu söylüyor değiliz. Allah’tan kızgın, küskün AK Parti seçmeninin eli yine de başka partiye gitmedi. Cumhur İttifakı’ndaki MHP’ye aktardı oylarını. İyi de ders oldu bu. Nitekim Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da balkon konuşmasında bunu açıkladı ve “Mesajı aldık” dedi...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.