Haçlının tek hedefi

A -
A +

Selçuklu, Osmanlı Haçlılarla birçok kez savaştı. Hepsinde de galip geldi. Ama artık kılıçla savaş devri geride kaldı. Şimdi tank top tüfek savaşları bile geride kaldı. İkinci Dünya Savaşı belgesellerini seyrettiyseniz bilirsiniz, Suriye'de, Irak'ta yaşanan savaşlar ancak savaş oyunu olabilir.

Düşman önce içten fethediyor, maşalarını kullanıyor, çok gerekirse tankını füzesini gönderiyor. 15 Temmuz darbesi -Allah korusun- başarılı olsaydı, çeşitli haberlere göre sıra işgal harekâtına gelecekti.

İçten fethetme; dizilerle, filmlerle, reklamlarla, evlilik programlarıyla, akademik entelektüel kadrolarla, sahte hoca ve şeyhlerle oluyor. Bir milletin dilini, dinini, ahlâkını bozarsanız zaten savaş uçağı gönderip bomba yağdırmaya gerek yok.

Olmadı maşa kullanıyor; DAEŞ, PKK, FETÖ gibi.
Kendi milletini birbirine kırdırıyor: PKK
Dînin temel direklerini kendi gönderdikleri bozuk hocalarla yıkıyor: FETÖ ve benzeri yüzlerce meşhur sahte hoca.
Müslümanı Müslümana öldürtüyor: DAEŞ ve benzeri terör örgütleri.

Adı, türü, şiddet seviyesi ne olursa olsun her dâim savaş içinde olduğumuzu artık kabul ediyoruz. Peki o zaman düşmanın hedefi ne? Onu bilelim ki koruma altına alalım.

İmam-ı Şafi Hazretleri'ne atfedilen güzel bir söz var: "Düşman okların takip edin, o sizi Hak ehline götürür."
Sadece Türkiye'de ve çevresinde değil, tüm dünyada hedef Ehl-i sünnet Müslümanlar. İster içeri bakın ister dışarı, bu gerçek ayan beyan karşımıza çıkıyor.

2014 Haziran'ında Musul'u DAEŞ'e eliyle teslim eden Irak ordusu şimdi kalkmış güyâ Musul'u kurtaracak. Kiminle? "Sünnî öldürmeye and içmiş" Şiî militanlarla. DAEŞ zaten Sünnî Müslümanların düşmanı, onunla savaşması için başka bir Sünnî düşmanını devreye sokuyorlar.

Şu an dünyada "Şiîlerden intikam almak için kurulmuş" hiçbir Sünnî terör örgütü yok. Hatta Sünnî yani Ehl-i sünnet olan hiç terör örgütü yok.
Zaten Ehl-i sünnette yönetime başkaldırmak, kendi başına örgüt kurup "Cihad yapmaya kalkmak" diye bir şey yok.
Ama Ehl-i sünneti yok etmek için kurulmuş irili ufaklı, Şiîliği ve Vehhabîliği temel alan bir sürü terör örgütü var. DAEŞ ve Haşdi Şâbi başta olmak üzere.

Birkaç hafta öncesine kadar Haşdi Şâbi'yi duymamıştık, birkaç sene öncesine kadar da DAEŞ'i. Bundan sonra daha kim bilir ne örgütler çıkacak. Hepsi İngiliz-Amerikan kumandalı, İran destekli. Ve hepsinin de hedefi tek: Ehl-i sünnet Müslümanları öldürmek, yurtlarından çıkarmak, en azından itikadlarını yani dinlerini bozarak asimile etmek.

İçeri bakalım meselâ, çok değil otuz sene önce hatta yirmi sene önce Müslümanlar hanımlarını çalıştırmak ve kızlarını okutmak hususunda çok dikkatliydiler. Ama şimdi, "Müslüman hanımları çok gerekmedikçe çalışmasın", "Müslüman kızlar 'Müslümanlara uygun olmayan şartlarda' okumasın" dediğiniz zaman en başta Müslümanlar karşı çıkıyor.
Nasıl yıkıldı bu yüksek duvar dersiniz, kim yıktı?
Tabii ki FETÖ...

Camilere o sandalyeler nasıl girdi, yarım saf cemaate bile mikrofon takan hocalar, uydurma "Kutlu Doğum" haftaları, gusül abdesti almasını bilmeyenlere Kur'ân-ı kerîmi tefsir ettirenler, kahve muhabbetlerine bile kendi kafalarına göre meal sokanlar nasıl girdi dersiniz?
Haçlının hoca görünümlü ajanlarıyla.

Tarihçi Mehmet Hasan Bulut "Hangi Haçlı Seferi Hrıstiyanların da Cennet'e gireceğine Müslümanları inandırabilirdi?" diye soruyor. Ama bunu yaptılar, tankla tüfekle değil paralı ve gönüllü ajanlarıyla yaptılar.

Haçlı ordularının birleşip Türkiye'ye topluca saldırması uzak ihtimal gibi görünüyor. Lâkin, Haçlılarla hiç savaşmamış, hep Müslümanları arkadan vurmuş İran'ın da desteğiyle, örgütleriyle, ajanlarıyla, kültürel saldırılarıyla bütün haçlı zihniyeti Ehl-i sünnet Müslümanlara kilitlenmiş durumda.
O zaman bize de Ehl-i sünnet itikadına tam sarılmak ve onu korumak düşüyor.

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.