Enver Abi her şeyimizdi

A -
A +

Kıymetli abimiz, büyüğümüz, babamız; her şeyimiz olan Enver abimizden ayrılalı tam 4 sene olmuş.

 

Nasıl "her şeyimiz" oluyor? Hâlbuki bizim Enver abiden hiçbir menfaatimiz beklentimiz yoktu. Akrabalığımız da yoktu.

Peki Enver abi bize ne verdi ki onu bu kadar seviyoruz?

 

Çok şey söyleyebiliriz elbette, meselâ "hafî" kelimesini hatırlayın. Çok derin bir mânâsı yok, "yalın ayak" demek. 

Ama Bişr-i Hafî Hazretleri'nin mübârek lâkabı olunca çok özel bir kelime oluyor.

 

Sarhoş arkadaşlarından bir türlü kopamayan, mahalle çocuklarına eğlence olan biriyken; yerde bulduğu "Allah" yazılı bir kâğıdı, temizleyip güzel kokular sürerek başucuna asan; bu vesileyle Allah'ın hakiki tövbe etmeyi nasîb ettiği ve yüksek dereceler bahşettiği, Bağdat'ın meşhur evliyalarından.

 

Tövbe ettiği anda yalın ayakmış ve bu hâlini unutmamak için bir daha hiç çarık giymemiş. Kendisine hafî denmesi de bu sebepten. 

 

Mübâreğin kerâmetlerinden sadece birini yazalım: Bağdat'a gelen yabancılar merak edip sorarlarmış; "Bu şehrin çöpçüleri çok mu çalışkan, sokaklarda hiç pislik yok? Hadi insanları anladık da hayvanlar da mı kirletmiyor yerleri?"

 

Aldıkları cevap şuymuş: "Burada Bişr-i Hafî Hazretleri yaşar, o yalın ayak dolaştığı için hayvanlar bile ona hürmet eder, sokakları kirletmezler."

 

Bişr-i Hafî Hazretlerini Enver abimizin kasetlerinden öğrendik.

Meselâ, Aziz Mahmut Hüdâyi Hazretlerini, Mehmet Emin Tokâdî Hazretlerini nereden bilecektik de tanıyıp sevecektik?

Emir Sultan Hazretlerinin türbesi -İhlas'ın filmleriyle- Bursa'nın en meşhur ve kalabalık ziyaret yerlerinden oldu. 

 

Kastamonuluyum, Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî Hazretlerinin meşhur halîfelerinden Ahmed Siyâhî Hazretlerinin, valiliğin üstündeki tepede yattığını daha yeni öğrendim. Sokağın başındaki esnaf bile bilmiyor.

Enver abimiz keşfetmiş ve mâmur etmiş mübâreğin kabrini.

 

Düşünün, taa Özbekistan Semerkand'da, bir Yahudi'nin eğlence yeri yaptığı İmâm-ı Mâturîdî Hazretlerinin türbesinin yerini satın alarak tamir ettirmiş.

 

Ankara Çamlıdere'de Ali Semerkandî Hazretleri var. Kâbe-i Muazzama'da yıllarca imamlık yapmış, Peygamber Efendimizin "Sallallâhü Aleyhi ve Sellem" kabr-i şerîfinde 7 sene türbedarlık hizmetinde bulunmuş çok kıymetli bir zât. 

 

Kaç kişi biliyordu?

Meselâ ben hiç bilmiyordum. Ailemizde namaz kılmayan yoktu, dedelerimiz hocaydı. Ailemizin adı bile Hacıgildi.

 

Hattâ üstüne bir de İmam-Hatip bitirdim, dört mezhep imamından başka; Abdülkâdir-i Geylânî, İmâm-ı Gazâli, Hasan-ı Basrî ve İbrahim bin Edhem Hazretleri'nden başka büyük zâtın ismini duymadım.

 

Yine de nasipliymişim çok şükür.

Eski iş yerinde biri vardı, iki üniversite bitirmiş, İngilizce master yapan.

Bir gün yeri geldi sordum, "İmâm-ı Âzam Hazretleri'ni duydun mu?" dedim.

"Hayır hiç duymadım" dedi.

 

Bir insan Müslüman bir memlekette büyür de İmâm-ı Âzam Hazretlerinin ismini nasıl duymaz? Ağzım bir karış açık kaldı. 

O gün bir kez daha anladım Enver abimizin kıymetini.

 

Gerçi biz çok mu farklıydık sanki, kendi mahallemizdeki türbenin yanından geçer, içeride yatan kim merak bile etmezdik.

 

Ne desek boş, o büyükleri sevmek öyle kolay değil. Sevmek için önce tanımak lâzım, doğru tanımak ise hiç kolay değil.

 

Meselâ, Mevlânâ Celâleddin-i Rûmî Hazretlerini herkes tanır, ama çoğu yanlış tanır. Onun ney çalmadığını, dönmediğini, Hüseyin Hilmi Işık Hazretlerinin kitaplarından öğrendik.

 

Binlerce Ehl-i Sünnet âliminin kitaplarından nakledilerek yazılmış bu kıymetli kitapları, dünyanın dört bir yanına ulaştıran da Enver abidir.

 

Kısacası rahmetli Enver abimiz, kasetlerle, filmlerle, kitaplarla; 47 yıldır huzur dağıtan Türkiye gazetesiyle, ömür boyu bu milletin imanını kurtarmak için çalıştı.

 

Hizmetleri saymakla bitmez. Zaten böyle büyükleri övmeye de bizim gücümüz yetmez.

Allahü teâlâ şefaatlerine kavuştursun, hasretimizi ahirette dindirmek nasip olsun inşallah...

 

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.