Hayat nakışı

A -
A +
Küçük çocuk, annesi nakış işlerken dizlerinin dibinde oturup onu seyretmeyi çok severdi. Bir keresinde aşağıdan annesine doğru bakıp sordu:
“Anneciğim, ne yapıyorsun?”
Annesi, tatlı ve şefkatli bir sesle cevap verdi:
“Nakış işliyorum yavrum. Bu kasnaktaki kumaşın üstüne güzel desenler işlemeye çalışıyorum.”
Küçük çocuk:
“Ama yaptığın şey, hiç güzel görünmüyor, karmakarışık…”
Gerçekten de çocuğun oturduğu yerden bakınca, annesinin elinde tuttuğu kasnağın altındaki ipler karmakarışık duruyor, üstünde görülen san’atlı işlemelerden ise hiçbir eser görünmüyordu. Çocuğun bu sözüne annesi gülümseyerek:
“Hadi sen git, biraz oyna” dedi. “Bitirdiğimde seni dizime oturturum, o zaman o nakışa benim yakınımdan bakar ve ne olduğunu anlarsın.”
Çocuk oynarken, annesinin parlak renkli ipliklerin yanında, o kapkara iplikleri neden kullandığını merak etmekten kendisini bir türlü alamadı. Biraz sonra annesinin sesi duyuldu:
“Gel kızım, yanıma otur da, birlikte bakalım bu nakışa.”
Annesi gibi kasnağa üst taraftan bakan çocuk, şaşkınlıktan ve hayranlıktan ne diyeceğini bilemedi. Kasnağın üstünde harikulâde bir çiçek resminin nakşedildiğini gördü.
Peki ama bu büyük farklılığın sebebi neydi? Alttan bakınca karmakarışık, üstten bakınca harika nakışlar. Nasıl böyle olabiliyordu? Annesi onun bu merakını şu sözleriyle giderdi:
“Yavrum, alttan bakıldığında nakış karışık ve anlaşılmaz görünüyordu. Çünkü sen nakışın üst tarafına daha önceden çizili bir plan olduğunu göremiyordun. Bu benim yaptığım bir dizayndı. O çiçeği işlemek için, benim bu çizimi ve planı takip etmem gerekiyordu. Şimdi benim tarafımdan baktığında ise, ne yaptığımı daha iyi görebiliyorsun...”
Küçük kız yıllar geçip büyüdüğünde, başına gelen her iyi ya da kötü, güzel ya da çirkin olaylar karşısında, hep bu yaşadığı olayı hatırladı. Hayatının bir nakış gibi, İlâhî bir kudretle ilmek ilmek işlendiğini, kendisine karışık, anlamsız, kötü gibi görünen olayların, aslında o İlâhî kudretin çizdiği hayatın "nakış"ları olduğunu, ortaya çıkacak bütünün ve kompozisyonun harikülâde bir resim teşkil edeceğini hissederek hâlinden hiç şikâyetçi olmadı...
 
Ninem diyor ki; Kısmetinde ne varsa o çıkar kaşığına...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.