Üçüncü Adam

A -
A +
FETÖ’nün 35 yıldır kullandığı alan dindir. Gençlerimizi dinle yakalamış ve vurmuştur. Bunu iyi bilen Sayın Cumhurbaşkanı 15 Temmuz darbe girişiminin hemen ardından Diyanet’ten FETÖ’nün yanlışlıklarını ortaya çıkarmasını istemiştir. Bir yıl sonra önceki gün Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu tarafından "Kendi Dilinden FETÖ-Örgütlü Bir Din İstismarı" başlığı altında hazırlanan çalışma tam da Diyanet İşleri Başkanının ayrıldı ayrılıyor tartışmalarının yapıldığı gün açıklandı.
FETÖ’nün fark edilmeye başlandığı 1980 yılından günümüze izlediği yolun dinde yaptığı tahribatın kamuoyuna anlatılmasında çok sayıda “bunun kalbi gâvurdan yana” ikazlarının ciddiye alınmaması ve yeterli kamu desteği görmemesi ülkeyi 15 Temmuz’daki hasara maruz bırakmıştır. Hâlen üç yüz yıl geriden gelerek son FETÖ örneği üzerinden başımıza musallat edilen bu belanın Vatikan destekli İngiliz menşeli İslam’ı yıkmak için reformist bir proje olduğu anlatılmadığında yeni FETÖ projelerinin her zaman başımıza musallat edilme tehlikesi vardır.
Bütün İslam ülkeleri için sınır tanımayan bu fitnenin öne çıkan ilk örneği Hindistan’da Babür Şah’ın torunu ve Hümayun Şah’ın oğlu Ekber Şah’tır. Ekber Şah bütün dinleri aynı derecede tutan bozuk itikatlı bir kimse idi. Hatta farklı dinlere mensup âlimleri bir araya toplayarak bu dinlerin karışımı umuma şamil müşterek bir din kurmaya çalıştı. “Din-i İlahi” ismini verdiği bu dinsizliği 1582’de resmen ilan etti. Hindistan’da özellikle sarayda İslam âlimlerine itibar azaldı ve Ekber Şah’ın dinine temayül edenler baş tacı yapıldı. (FETÖ’nün yürüttüğü “dinler arası diyalogdan” ne anladığını ve maksadının ne olduğunu, 2000 senesi Nisan ayında Şanlıurfa'da düzenledikleri sempozyumdaki "Sırat Köprüsü" mizansenini hatırlayın.
Müslüman, Hristiyan ve Yahudi temsilcileri, uyduruk bir köprüden hep birlikte yürütülmüş, Müslüman olan da olmayan da kurtuluşa eriyordu. Çünkü semavi dinlerden birine inanmak sıratı geçmeye yetiyordu.)
İşte İngilizler böyle bir zamanda Hindistan’a girdiler, Kalküta’da araziler satın alıp bunları muhafaza için asker getirdiler. Ancak bütün bu gayretlere rağmen İslam âlimlerinin tehlikeyi görüp Müslümanları ikazları sayesinde bu uyduruk akım taraftar bulmadı ve Ekber Şah’ın ölümüyle dağılıp kayboldu. Ama İngilizler girdiği yerden çıkmadı.
İsimleri, yaşadıkları zaman ve milletleri farklı olsa da yaymak istedikleri bozuk reformist fikirlerle İslam’ı içeriden çökertmek projeleri ile çok kolay fark edilenlerden biri de 20. yüzyıl başlarında Rus idaresindeki Müslümanlar arasında “Ceditçilik” dedikleri akımın öncülerinden olan, Müslümanları “Ceditçi- Kadimci” diye birbirine düşüren Musa Carullah Bigiyef’tir. FETÖ’nün dinler arası diyalog faaliyetleri bunun uzantısıdır.
Batı’da “İslam’ın Luther’i” olarak tanınan, vahiy inancının yıkılarak dinî bilgilerin nakilden koparılıp dini akıl ile yorumlamayı esas alan, bu FETÖ prototipinin “Küffar’ın küfür ve şirkte kısmen mazur bulunmaları hasebiyle azaba o kadar da müstahak olmamaları/ Mümin, müşrik herkesin itikadında haklı olması ve hiçbir kimseyi dininden itikadından dolayı ne fiilen ne kalben takbih caiz olmaması…” gibi Müslümanları iğfale yönelik görüşlerinin yer aldığı kitapları o gün “bir takım küfriyat ve ebatıldan ibaret olduğu…” belirtilerek Daru’l Hilâfe tarafından Osmanlı ülkesi sınırlarına girişi yasaklanmış her nerede varsa toplanması için dâhiliye nezaretine iş’ar (bildirilmişti) edilmişti.
Ne var ki, Gülen’in İslam’ın özüne düşman olduğunu açıkça ortaya koyan ilk Abant Toplantısına gönderdiği “Vahye dayalı, hayatın her alanını kuşatan İslam’ı tehlikeli ve millî birliğe zarar verici buluyorum” Mesajı daha o gün tehlikenin boyutunu ortaya koymuş ama maalesef hak ettiği karşılığı ancak yıllar sonra resmî ağızlardan alabilmişti.
Osmanlıda sağlam bir altyapı olduğu için İngilizlerin o tarihteki planı tutmadı. Ancak, istedikleri planı 12 Eylül sonrası FETÖ ile tekrar piyasaya sürdüler. Ne var ki, Paralel Din’den başlayıp, Paralel Devlet’e sıçrayan planları 15 Temmuz gecesi millet tarafından önlendi.
Şundan şüphe edilmemelidir ki; Batı Türkiye’yi din üzerinden çökertmek için çalışacak ve Vatikan’ın misyonunun parçası olmaya aday yeni FETÖ’ler bulma hevesinden asla vazgeçmeyecektir. 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.