Kudüs nasıl kurtulur?

A -
A +
ABD Başkanı Donald Trump'ın Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak ilanının ardından Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi düzenlediği acil konsey toplantısında, Trump'ın bu kararı reddedildi. Buna karşılık ABD’nin BM Daimî Temsilcisi Nikki Haley, kararı tanıdıklarını tekrarlayarak "İsrail asla BM veya İsrail’in güvenliğini dikkate almayan herhangi bir ülkeler topluluğu tarafından bir anlaşmaya zorlanamaz, zorlanmamalıdır” diye açık tehditte bulundu. İsrail ve güdümündeki ABD ne yapmak istiyor? Bu tehditlerin arkasındaki gücü anlamak için 1869 yılında, Çekoslovakya’nın başşehri Prag’da, Reichhorn isimli hahambaşının, yıllarca evvel ölmüş başhaham Simeon bin Yuda’nın kabri başındaki ibretlik konuşması yeter. Hahambaşı Reichhorn (özetle) diyor ki:  “Bizler, Allah’ın bize vadettiği dünyâ hâkimiyetine doğru kaydettiğimiz ilerlemeyi ve Yahudi olmayanlara karşı kazandığımız zaferleri gözden geçirmek üzere, her yüz senede bir, bir araya gelmeyi âdet edinmişizdir. Bu sene, muhterem Simeon bin Yuda’nın kabri başında toplanmış bulunan bizler, geçen asrın bizi gayemize ne derece yaklaştırdığını ve ona kavuşmamızın pek yakın olduğunu görerek iftihar etmekteyiz. 
Altın, her zaman için mukavemet olunmaz bir kuvvettir. Hep de öyle kalacak, ona sâhip olanlar için en faydalı bir silâh olacak ve ondan mahrum olanları imrendirecektir. Altınla en müstakil ve en hür vicdanlar satın alınır. (Bizden) alacakları borç paralar sâyesinde, borçlu devletlere hükmedilir. Başlıca bankalar, bütün dünyâ borsaları ve bütün hükûmetlerin kredileri bugün itibariyle elimizde bulunuyor. 
Büyük kuvvetlerden biri de, matbuattır, medyadır. Matbuat vâsıtasıyla, arzu edilen her hangi bir fikir, tekrar edile edile, nihâyet (güya) doğru imiş gibi kabul ettirilir. Tiyatrolar da buna benzer birtakım hizmetler ifa eder. Her tarafta medya kuruluşları (sinemalar, tiyatrolar) bizim talimatlarımıza göre hareket ederler.
Durmaksızın övmek suretiyle, gayr-ı Yahudileri siyâsi partilere ayıracak, millî birliklerini yok edecek, aralarına nifak sokacak, gammazlıkla aralarını açacağız. Onlar, nihâyet acz içerisinde kalacak ve her daim bir arada hareket eden ve davamıza sâdık bulunan bankalarımızın kanunlarına boyun eğeceklerdir. Toprağa sahip olmak ise, daima kuvvet ve nüfuz (otorite) doğurmuştur. İçtimai adâlet ve eşitlik adı altından büyük arazileri ve çiftlikleri/köyleri parçalayacağız. Bu parçaladığımız toprakları cânugönülden isteyecek olan köylüler, az sonra 'küçük işletme' hesabına borçlanmak suretiyle sermayemizin esiri olacaklar. Büyük malikâne, köşk ve arazilere malik olmak sırası bize gelecek ve toprak iktidarı, bize gerçek iktidarı mevkiini temin edecektir. Sermaye piyasalarında, altın-para yerine, kâğıt-banknotları geçirmeye gayret edelim. Altını, bir kere kasalarımıza çektikten sonra, kâğıda kıymet biçecek de biz olduğumuza göre, bütün dünyaya hâkim olacağız demektir. İçimizde, kendini saf ve samimi göstererek halkı inandırmaya muktedir kimseler vardır. Bunları, insanoğlunun saadetini tahakkuk ettirecek değişiklikleri anlatmak vazifesiyle milletlerin arasına sokacağız. Altınlar, er-geç Yahudi olmayan sermayedarları yıkacak ve işçi sınıfını, BİZ kazanacağız. Onlara, rüyalarında bile görmedikleri yevmiyeler vadedeceğiz; fakat öte taraftan da eşyanın fiyatlarını yükseltmek suretiyle, verdiğimiz paraları fazlasıyla geri alacağız. İstihza ve alay ederek, dîn adamlarını ve dindarları gülünç ve iğrenç bir hâle getireceğiz. Dinlerini de uyduruk bir hâle sokacağız. Bizlerin, dinimize ve ibadetimize olan sıkı bağlılığımız, onlara karşı üstünlüğümüzü isbât ettirecektir. Şayet bizimkilerden herhangi biri, adâletin pençesine yakalanmak talihsizliğine uğrarsa, onun yardımına koşalım ve (bankerler, rektörler, gazeteciler, siyasiler, patronlar vs.den) onu kurtaracak kadar şâhit bulalım...” Hahambaşı Reichhorn nutkunu şöyle tamamlamış:  "İsraîloğulları, asırlardan beri iktidara doğru yol almaya çalıştılar, artık hedefe varmak üzeredirler. Şimdi, Yahudi olmayan melunların hayatlarını hükümleri altına almış ve millî siyasetleri üzerinde büyük tesirler göstertecek bir hâle gelmişlerdir. Muayyen bir ânda, gayr-ı Yahudilerin hepsini kendimize esir edecek ihtilâlleri ve inkılapları kopartacağız!" BM Daimi Temsilcisi Nikki Haley de aynı şeyleri söylüyor. Bunların hepsi birbirine benziyor, sonları da aynı olacak. Türkleri Anadolu'dan atmak için Papa'dan yardım alıp parayla asker toplayıp, üç yüz bin kişiyi aşkın ordusuyla yürüdüğü Malazgirt Ovası'nda yok olan Bizans İmparatoru Diyojen de benzer şeyler; “Alpaslan'ı atımın kuyruğuna bağlayıp sürükleyeceğim” demişti. Ellerindeki şarap kadehlerinin dilenci çanağına döneceği günler yakındır...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.