Erdoğan’ın dava arkadaşları

A -
A +
Kendi içinden seçmen nezdinde prim yapacak bir adayı 2019’da Cumhurbaşkanlığı seçiminde ileri sürme umudunu kaybetmiş muhalefet, müşterek aday olarak 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü ileri sürerek bir taşla iki kuş vurma peşinde. Hesapları, Gül’ü ikna edebilirlerse AK Parti tabanından kendi lehlerine gelecek bir seçmen kaymasını da seçimlerde hanelerine yazmak.
Bunun için, KHK’daki 121. Madde ile ilgili olarak Abdullah Gül'ün eleştirisini “AK Partili hassasiyeti ile yapılmış bir uyarı” olarak değerlendirip, âmâ kendisine verilen cevapları uyarılara bile tahammülsüzlük olarak etiketleyip, AK Parti iktidarının Gül’ün yeniden siyasete girmesini engelleme gayreti olarak görüyorlar.
Oysa geride yaşananlara bakıldığında özellikle son birkaç yıl Türkiye’nin atlattığı badireler karşısında Sayın Gül’ün hiç de “AK Partili hassasiyeti ile yapılmış uyarıları” gündeme yansımadı. Bu ülkenin refahı, huzuru, iç barışı, dış itibarı, sanki bu kadrolarca sadece Erdoğan’a ihale edilmiş, yıllarca aynı kadrolar içinde görev almamış gibiler. “Kenarda gezip ortada bulunanlar" tarifi tam da bunlar için söylenmiş gibi.
Bu açık hesap karşısında son bir haftadır siyaset trafiğinde Abdullah Gül’ün “sıngın” duruşundan cesaret bulanlar sadece muhalefet ile sınırlı değil. Erdoğan’ı vefasızlıkla, her sektörden kendilerini kenara itilmiş, işe yaramaz hâle gelmiş gören bir grupta medyaya, medya da onlara gaz veriyor ama seçmen tabanında bu gelişmeler öfke kabarmasına neden oluyor. Çünkü Gül’e vermek istedikleri rol üzerinden pozisyon alanlar Gül’ü “mağdur” yapamıyor ama “Erdoğan’ı” ihanete uğramış konumuna itiyorlar.
Gerilimi tırmandırmak isteyenler Gül’ü kendileri için hiçbir risk taşımayan bir siyasi yolculuğa itiyorlar. Nasıl olsa “elin taşı çayın kuşu” diyorlar. AK Partiyi ne kadar hırpalarsak kârdan sayıyorlar. Risk üslenmeyen ve kolayı sevdiği dillendirilen Abdullah Gül ise şimdilik ziyaretlerle nabız yokluyor. Muhtemelen kendisini ifade edebileceği güçlü bir platform arıyor. Ama onun yerine bu hareketin seçmende karşılığı var mı diye tabanda halkla yüzleşse kendisine sağlıklı ve hayal kırıklığı yaşatmayacak bir rota çizmiş olur.
Seçmen, siyaseti meclis dışına ayak oyunlarına taşıyan iç ve dış muhalefetin saldırıları karşısında Erdoğan’ın verdiği mücadelede kimin nerede durduğunu biliyor ve dikkatle izliyor. “Biz bu yolda aynı dava arkadaşı değil miyiz? Nasıl oluyor da bir anda affedersiniz Bay Kemal’in kayığına biniyorsunuz?” diyen Erdoğan için dava arkadaşı “Milletin kendisidir”. Millet, bugüne kadar kendisine hizmet eden değerlerini paylaşan hiçbir siyasetçiye ihanet etmedi binaenaleyh kendisine ihanet eden hiçbir siyasetçiyi de “affetmedi”…
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.