Sömürgecileri anladık da, içeridekilere ne oluyor?

A -
A +
Bugün etrafımızdaki kuşatmaya karşı verdiğimiz uzun soluklu istiklal ve istikbal mücadelesi Amerikalıların 4.500 tır dolusu silahı terör örgütlerine vermesi ile başlamadı. Türkiye’ye diz çöktürmek isteyen, emperyalizmin yüz yıldır içerideki kuşatmasına karşı verilen savaş nihayetinde sınır dışında omuz omuza verilen bir çatışmaya, bir yol ayrımına geldi dayandı. Dışarıda, sınırlarımızda “Mehmet’in verdiği savaş”ın sonucunu içerideki yerli emperyalistlere karşı verilen mücadele etkili olacaktır.
Dünyanın her köşesinde bütün Müslümanlar Türkiye için dua ederken, bir partinin genel başkan yardımcısı, bir meslek kuruluşunun yönetim kurulu, bir medyanın sözde çokbilmiş yazarı, müdahalenin bir mecburiyet değil siyasi bir yatırım olduğunu, Mehmetçik'le omuz omuza savaşan Özgür Suriye Ordusu ÖSO’nun terör örgütü olduğunu söyleyebiliyor.
Önceki gün Prof. Dr. İlber Ortaylı bir soruya karşılık “ABD bölgede bundan sonra ne yapacağı hususunda kendi çıkarları açısından İngilizleri dinlerse kârlı çıkar. Zira kendi kafası karışık" demişti. Ortaylı’nın bu tespiti tarihî perspektiften hem içinde bulunduğumuz bu durumu anlamak hem gelecek açısından önemli ipuçları vermektedir.
1880-1883 yılları arasında Hindistan Maliye Bakanlığı görevinde bulunan Lord Cromer’in Büyük Britanya tarafından kurulan sömürge sisteminin ilanihaye devam etmesini sağlamak üzere sunduğu “yerli memurların yetiştirilmesi” teklifi büyük bir başarıyla uygulanmıştı. İzlenen yol, Lord Cromer’in 1913 yılında yayınlanan “Political and Literary Essays” isimli kitabında yer alıyor.
Özetle “Büyük Britanya Devleti, prensiplerine bağlı kalarak, böylesine geniş bir imparatorluğu nasıl idare edebilir? Tabiatı ile yerli dünyasını çok iyi tanıyan ve aynı zamanda bir İngiliz gibi hareket edebilen Yerli Memurlar yetiştirmek ve onlara güvenmek zorunda kalacaktır. Bu kişiler Londra’dan emir alacaklardır. Ancak, bu kişilerin ilk amacı yerlilerin çıkarını korumaktır. Daha sonra bu çıkarlar İmparatorluğun çıkarları ile aynı hizada tutulmalıdır. Çünkü bir makinenin çeşitli parçaları arasındaki ahenkli çalışma düzeninden sadece merkez sorumludur.” 
Edward Said, Cromer’in bu şekilde konuşmasının altında yatan ana fikri bulup çıkarmanın, zor olmadığını belirtmektedir.
“Cromer Batı’da oturan fakat Doğu’ya doğru uzanan büyük bir makinenin başını çekmektedir. Bu makine merkezden yönetilmekte, fakat bu yönetim makinenin bedenine bağlı kalmaktadır. Makinenin kollan ona Doğu’dan yiyecek maddesi olarak insan kanı, maddî zenginlik daha bilmem ne taşımakta, bu gelen gıda ise o makineye daha fazla güç, daha fazla enerji sağlamaktadır. Bütün bunlar merkezin otoritesini güçlendirmeye yaramaktadır. “Yerli çıkarlar” oryantalistlerin özel çıkarlarıdır. “Merkez otoritesi” ise bütünü ile imparatorluk ailesinin genel çıkarlarıdır.”
Evet, Fırat Kalkanı ile kurtarılan bölgeler, harabeye dönen Suriye’de birer vaha gibi yeşerdi. Bu durumun niçin emperyalistlerin hoşuna gitmediğini anlamak mümkün de içeridekilere ne oluyor? Bu mücadelede devletin yanında olmak her Türk vatandaşının görevidir. Maruz kaldığımız saldırı, Türkiye’yi bölmeye dönüktür. Yüz yıllık bu kuşatmayı kırmak için verilen mücadeleye destek olmayanlar, bugün Afrin’den, Menbiç’ten, İdlib’den gelen çığlıkları duymuyor musunuz?
Endülüs Mersiyesinden alıntı aşağıdaki satırları “Endülüs” yerine daha dün zehirli gazla vurulan “İdlib” koyup da okuyun bakalım vicdanınız ne diyecek “Eğer o yüreklerde İslâm’dan ve imandan bir eser varsa"
 
Endülüs’ten, Endülüs’ün zavallı halkından var mı haberiniz?
Her yer, onların felâketini duydu, sizin kulağınız sağır, gözünüz kör, kalpleriniz meflûç mu?
 
Ölen çocuk, esir kadın, ufuklara bakıp bizden,
İmdat ummuş beklemişti, son ana dek, hiç düşündünüz mü bunu?
 
Onların sesi, insan olanın yüreğini eritirken,
Siz Müslümanlar, onların kardeşi, kayıtsız, hâlinden memnun ve haz maymunu!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.