Çayın tadı kaçmasın

A -
A +
Türkiye Şeker Fabrikaları’na ait 14 fabrikanın özelleştirme ihale ilanı yayımlandı. Erzincan Fabrikası’nın da bulunduğu ErzurumIlgınKastamonuTurhal Şeker Fabrikaları için son teklif verme tarihi 11 Nisan 2018 olarak açıklandı. Son 7 yılda iki kez iptal edilen şeker fabrikalarının özelleştirme sürecinin yenilenmesinin kamuoyunda yol açtığı en büyük kaygı fabrikaların özelleştirildikten sonraki süreçte kapatılma ihtimali.
Özelleştirme ile ilgili olarak Şeker-İş Sendikası Erzincan Şube Başkanı Bülent Bulut, Erzincan Şeker Fabrikası'nın doğrudan ve dolaylı olarak istihdamda 15 bin ila 20 bin kişiyi ilgilendiren, kentin ekonomisine yılda 100 milyon liranın üzerinde girdi sağlayan bir kurum olduğunu belirterek "Endişemiz bizim gibi küçük ölçekli fabrikaların, rekabet gücü olmadığından en kısa vadede kapısına kilit vurularak kapatılması. Bundan dolayı fabrikamızın teknolojisi yenilensin, kapasitesi artırılsın, üretimi uzun yıllar garanti altına alınsın, ondan sonra özelleştirilsin” dedi.
Geçmişte özelleştirildikten sonra 5 yıl çalıştırılma şartı konmasına rağmen başarılı olamayıp kapatmayla biten bazı örnekler sektör çalışanları ve kamuoyunun özelleştirmeyi endişeyle karşılamasına neden oluyor. Özelleştirildikten sonra altıncı yılda “zarar ediyorum ve artık şeker üretemiyorum” denirse bunun bölge ekonomisine muhtemel etkileri ne olur?
Önceki akşam yapılan AK Parti MKYK toplantısında özelleştirilmeye yönelik tartışmaları değerlendiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, konunun 2002’den beri gündemlerinde olduğunu hatırlatarak bu endişelere cevap vermişti. Cumhurbaşkanı, “Bu işleri yapacağız. Devletin sırtında yük. Zarar ediyorlar, bunların zarar etmeyecek şekilde özelleştirilmesi gerekiyor. Doğru olan bu. Burada çalışanların işten çıkarılması söz konusu olmayacak. İşçilerin çalışmaya devam etmesi için teminat alınacak. Fabrikaların kapanması söz konusu olmayacak. Bu nedenle pancar üreticisinin mağdur edileceği iddiası da doğru değil” dedi.
Öte yandan bazı haber kanallarında pancardan üretilen şekerin suni tatlandırıcılarla aynı kefeye konularak haksız bir ticari rekabete malzeme yapılması gayreti gözden kaçmıyor. Kamuoyunda çok da rağbet görmeyen bu mesnetsiz iddialar fabrikaların devamı hususunda gerekçe olamaz. Bizim meselemiz şeker üretiminin arkasında kırsal tabana yaygın ciddi bir şeker pancarı üreticisinin ve çalışanların geleceğidir. Sayın Cumhurbaşkanının teminatları doğrultusunda, fabrikaların varlığının devamı vazgeçilmez görünüyor. Önemli olan bunu tesis edecek özelleştirme nasıl yapılır?
Türk Şeker’in neden ve nasıl zarar ettiğini sorgulamamız gerekmiyor. Çünkü bilinen sebep, şeker üretim bandının yenileme ve modernizasyonunun yıllar içinde ertelenmesi bizi yüksek maliyetli geçmiş teknolojiye bağımlı kıldı. Fabrikaların modernizasyonu ve varlığının devamının illa devlet himayesine bağlı olmadan yerel iş gücü ve sermaye ortaklığı ile başaran iller var. Hem yönetim modeli hem yenilenme açısından rehabilite edilmesi imkânsız değil.
Dünyadaki şeker fabrikalarının önemli bir bölümü yerel girişimcilerin, çiftçilerin ve çalışanlarının içerisinde yer aldığı “A.Ş tabanlı yönetim modelleri”ne sahip. Özelleştirme şekli dünyadaki ve bizde daha önce yapılan başarılı modeller göz önüne alınarak bizde de yeniden düzenlenebilir.
Pancar çiftçisi -çalışanlar- yan sanayi paydaşları pozisyonunu ve güvenini kaybetmeden “Yeni Yönetim Modeli”ne geçişte; iki aşamalı bir özelleştirme planı uygulanabilir. Zaten, A.Ş statüsündeki şirket fabrika bazında; Birinci yıl %51 hisse Devlet -%49 hisse Yerel Girişimciler- çiftçilerin ve çalışanlarının içerisinde yer aldığı A.Ş tabanlı halka devredilir. Sağlanan finansman girdisiyle fabrikanın tevsii ve modernizasyonu devlet kontrolünde yapılır. İkinci yıl deneme üretimleri -maliyet- satış kontrolleri yapılarak bakiye %51 hisse önce mevcut ortaklara, kalırsa yeni yerel taliplere kârlı olarak satılır.
Bu satırlar yazılırken Erzincan’da kendisini ispatlamış çok sayıda iş adamının bir araya gelerek konuyu sahiplenmesi umut verici bir gelişme oldu. Muhtemelen yerel girişimciler iki etaplı özelleştirmeye gerek kalmadan tek oturumda sorunu çözecek. Konunun kamuoyunda böyle ciddi tartışılması da hepimizin kazancıdır...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.