Yarım işler ve yarım kalan hayatlar…

A -
A +
Geçirdiği bir trafik kazasında ölümden dönen, ama yine tartışmalı bir kazada hayatını kaybeden Rahmetli Vali Recep Yazıcıoğlu, konuşmalarına sıkça "Toplumumuzda neredeyse trafik kazası geçirmeyen ve kamyon çarpmayan tek bir aile yok gibi” derdi.
Merhum Vali, önceki gün; Bayburt-Gümüşhane kara yolu, Aydıntepe yol ayrımında menfez inşaatı için açılan 8 metrelik çukura bir otomobil ile minibüsün düşmesi sonucu 8 kişinin ölüp 3 kişinin de yaralanmasını görseydi nasıl yorumlardı? Menfez çukurundan yaklaşık 50 metre geride yolda sadece dökülen kum-toprak birikintisi ile tedbir alındığı, uyarı tabelalarının ise sonradan konulduğu iddia edildi.
Eğer yolda uyarı levhalarının olmadığı iddiası doğruysa buna “Yapacak bir şey yok, çukura düştüler” mi deyip işin içinden çıkacağız? Her işte olduğu gibi yarım iş yapmanın, sorumsuzluğun yollardaki müsebbibi “Trafik canavarı” şimdi de yollara çukur mu kazıyor? Her yıl ülkede 6 bin kişiyi mezara gönderen bu "canavar"ın kimliği meçhul ve kim olduğu hakkında hâlâ kimsenin bir fikri yok.
Bu canavar muhtemelen, park etmiş araçların üzerine elektrik direklerini düşüren, logar kapaklarını kaldırıp yaşlı, çocuk içine itekleyen, çatıdaki işçiyi dokuz kat yukarıdan boşluğa bırakan, hemzemin geçitte okul servisleri tren altına girsin diye ikaz lambalarını karartan, Botan Çayı’nın kenarında piknik yapan aileyi baraj kapaklarını açarak sulara gark eden, "canavar"la aynı ailedendir.
Hiçbir ahlaki ve etik kurala tabi olmayan, yasa tanımayan bu canavar “taksirli suç” denilen bir meşruiyet alanı içinde gezinip duruyor. Kurbanın kim, nerede, nasıl vurulacağını bilmediği için kimse kendini hedefte görmüyor. Ama her çukur felaketinde suç ortakları olarak “tesadüfen yaşıyoruz canım...” diye kendimizi aklıyoruz.
Tanınmış bir iş adamımız danışmanlık hizmeti aldığı bir yabancı uzmanı iş bitiminde uğurlamak için havalimanına götürürken “Bundan sonra tekrar bir araya gelmemiz zor, ayrılırken çalışma usullerimiz hakkında bize bir tavsiyeniz olur mu?” diye sormuş. Uzman da “Gayretlisiniz ama yaptığınız her işte bir eksik bırakıyorsunuz. Yol yaparsınız, kaldırımı sonraya, bahçe yaparsınız duvarını sonraya, çukur açarsınız kapağını sonraya… bırakırsınız. Yarım iş yapmayı seviyorsunuz (!)…” demiş.
Kim demişse, bir iş, uzmanına değil de taklitçilere yaptırılırsa, ters sonuç verir kabilinde söylenmiş: “Yarım hekim candan, yarım hoca dinden eder.." Ama o kadar çok sıklıkla ters sonuçlar başımıza geliyor ki iş Temel fıkrasına döndü.
Trafiğin ters yönde aktığı İngiltere’de arabasıyla sağ şeritte giderken polisin anonsunu duymuş.
“Dikkat, otoyolda bir araç ters yönde ilerliyor!..”  Temel üzerine gelen arabalara bakıp söylenmiş;
“Ne biru uşağum, hepisu, hepisu…”
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.