Her şehidin bir hikâyesi var…

A -
A +
Damarımıza basıyorlar, içimizi kanatıyorlar. Gazeteler kendisini seyreden anne ve babasını muzip gözlerle süzen 11 aylık Mustafa’nın resmini paylaşıyor. Bu kaçıncı Mustafa!.. 11 aylık bebek Mustafa Bedirhan ve annesi, 25 yaşındaki Nurcan Karakaya ziyaretine gittiği eşi Serkan astsubayın doğum gününde şehid düştüler. Nurcan Karakaya, Mustafa Bedirhan’ı da yanına alarak Şarkışla’dan, Yüksekova’da astsubay olarak vazife yapmakta olan kocasını ziyarete gitmişti. PKK’lı haydutlar, Yüksekova’da aynı alçaklığı bir kez daha yaparak yola döşedikleri patlayıcılarla Nurcan Karakaya ve 11 aylık bebeği şehid ettiler. Çatışmanın, savaşmanın bir onuru var. Ama PKK bidayetinden beri sömürgeciler adına uşaklık yaptığı için “onur”un ne olduğunu bilmez. Köy basarak, adam kaçırarak, yollara patlayıcı döşeyerek, gece mezralardaki yoksul evlerin pencerelerinden içeri tutuşturulmuş paçavralar atıp insanları yakarak mesafe almak istiyor. Varacakları son menzil ya saklandığı menfezde mermi yemek ya da darağacıdır. Bu darağacının adını duymayan yok ama gören de henüz yok! Ne zaman idam cezası gündeme gelse içerideki sömürgeciler ve dışarıdaki hamileri insan hakları savunuculuğu adı altında eşkıya avukatlığına soyunuyor. Şehit edilen Nurcan Karakaya ve 11 aylık bebeğin Sivas/Şarkışla’daki cenaze namazı sonrası konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "idam isteriz" şeklindeki taleplere "İdam konusundaki hassasiyetimi biliyorsunuz. Tüm mesele, parlamentoya geldiği zaman, parlamentodan geçtiği anda benim için onaylamamak diye bir şey yoktur, onaylarım. Çünkü biz bu tür katillerin konumunun ne olduğunu biliyoruz. Bu yaptıkları katliamla bunun bedelini aynen ödemek durumundadırlar. Bununla ilgili inşallah atacağımız adımlar yakındır. Şunu bilmenizi istiyoruz. Bu konuda Hans ne der George ne der biz buna bakmayız” diyerek cevap verdi. Daha öncede “idam cezası” üzerinden aynı tartışmalar müteaddit defalar gündeme girmişti. Biz içeride enerjimizi tartışmalarla harcarken PKK eylemleri hızını kaybetse de “Hans ve George”un Türkiye’yi yorma planları devam etmektedir. Teröriste verilen dağdaki ve sehpadaki karşılık sahadaki aktörlerin hızını kesse de, Türkiye bu şeytani vesayet merkezleri karşısında kendi hür iradesi ile müdahil olmadıkça bu trajik “Şehit Hikâyeleri”  bitmeyecektir.  PKK'nın ilk eylemi, 15 Şubat 1984’deki Eruh ve Şemdinli baskınlarından bugüne hâlen PKK'nın şemsiyesi altında çarpışan yabancı terörist diyeceğimiz grup ve kişiler var. Batılı müttefiklerimiz(!) temellerimize lağım dökmeye devam ediyor. Batı başkentleri, teröre verdiği desteği kendi kontrolündeki anarşist grupları da PKK’nın içine atarak yürütüyor. Geçtiğimiz yıl Uluslararası Terörizm ve Güvenlik Araştırmaları Merkezi'nce (UTGAM) hazırlanan, “PKK’nın bölgesel terör ağı yapılanması” konulu raporun içeriği hakkında bilgi veren UTGAM Direktörü Yrd. Doç. Ömer Arslan, Batı ve önde gelen Avrupa ülkelerinin PKK'nın yabancı savaşçı teminine karşı tedbir almadığının altını çizerek  "Hâlihazırda PKK'nın yanında savaşan her çizgiden, sayıları beş yüze yakın (Batı vatandaşı) anarşist ve Marksist devrimci var. Er ya da geç bunların suç bağlantılarıyla ve kafalarında tehlikeli fikirleriyle Avrupa'ya dönecekleri gerçeğini unutmamak gerekir. Suriye'nin kuzeyinde YPG/PKK'nın yanında savaşan bu Batılı, yabancı teröristlerin bir kısmının bile ülkelerine dönmeyerek doğrudan Türkiye’ye karşı savaşmaları bir başka krize neden olabilir” demişti. Bu Batı vatandaşı teröristleri bizden alıp onların tepesine bir kriz olarak indirmek mümkündür. Nezaketin ve dış politika centilmenliğinin bir sınırı olur. İçeride, dağda fiilen terör eylemlerine karışan, rehberlik yapan Batılı anarşistler hangi kılıkta olursa olsunlar yakalandığı veya etkisiz hâle getirildiklerinde içeri ve dışarı haber ajanslarına servis yapılmalı. Hükûmetleri, nasıl terörist imal ve ihraç ettiklerinin hesabını kendi kamuoyuna vermeli. Biraz da biz onları kaşıyalım!
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.