EVCİLİK

A -
A +
Amerika 2017-2046 arasında 1.2 trilyon dolarlık nükleer yatırım yapmayı planlıyor. Rakamı başka bir şekilde ifâde edelim: Bin iki yüz milyar dolar. Her biri bir kamyona yüklense 20 kilometrelik konvoy olur. Bu para nükleer füzelere, denizaltılara, uçaklara ve bu kabîl ne varsa ona harcanacak. Gerasimov da konuşdu: “Hava ve deniz stratejik nükleer güçlerimizdeki modern silah techîzâtını %74’e çıkardık.”
 
Ne ise canım, bizim de fırtına obüslerimiz var…
 
Aleksandr Dugin’in söylediklerini ciddîye almak lâzım: “Eğer Türkiye tek parça kalmak istiyorsa bunu batı kampının içinde yapamaz. Meclise o bombaları Rusya yağdırmadı.” Söyledikleri doğru. Osmanlıyı yıkan güçler yüz senelik bir plan yapmışdı. Bunun mîâdı doldu. Şimdi önümüzdeki bir asrı kalıba dökmeye çalışıyorlar. Neye mâl olursa olsun bunu gerçekleşdirme azmindeler. Hele Türkiye’nin ayak bağlarını koparıp atma niyyet ve teşebbüsleri kinlerini artırıyor. Yeni vaz’iyyeti kabûl etdirebilirlerse istikbâlimizi karartacaklar. Tabîî unutdukları bir şey var: Allahü teâlânın hesâbı!
 
15 Temmuza göre daha kuvvetliyiz. En azından öyle olmamız gerekiyor. Bugüne kadar karşılaşdığımız şeyler bize acabâ dedirtiyor. Böyle hassas günlerde yanlış yapmamak sâir zamana göre çok daha mühim. Artık polisin de askerin de ayıklanmış olması lâzım. Kandırılmak şu sâatden sonra söz konusu olmamalı. Ona göre daha anlaşılabilir olsa da ihânetin bile îzâhı bulunmuyor. Netîcede bu ayak takımını belli makâmlara koyan biziz. Eski dışişleri bakanının dîn-i mübîn-i İslâm’la alâkalı hezeyânları bu kanâatimizi doğrulamak için kâfî gelir. Şu hâlde asîlle soysuzu birbirinden ayırabilmeliyiz. Zâten devlet adamlığı da bu demek! Söz konusu mevzûda Osmanlı bir zirve. Belli isimler zirvenin şâhikası. Devşirme sistemi fevkalâde ehemmiyetli. Çocuğun istikbâl va’dedip etmediğini bir bakışda anlayacaksın. Boşuna kendini yorma, o nosyonu kazanmadan bunu kavrayamazsın.
 
Ucsuz bucaksız coğrafyaları bir göz açıp kapamaya kateden cihângîrlerin nesliyiz. Öğünmek niyyetiyle söylemiyoruz. Maksadımız hakîkatin tecellîsi. Türk daha evvel adım atmadığı bir memlekete mi girdi? Bu sıradan bir işdir. Gözünü kırpmadan ilerler çünki buna vakti yokdur. Şimşek hızıyla giderken göz mü kırpılır? Muhtemelen aklınıza Anadolu geldi. Lâkin misâl yanlış. Burası Türkün çeyrek nefesle yarıp gideceği kadar bir yer. Nitekim Malazgird’de kana bulanan kılıçlar üç gün sonra Adalar Denizi’nde yıkandı. Gel gör ki bu muhteşem vasfımızı unutmuş bulunuyoruz. Tabîî burada goygoycular büyük iş yapıyor. Çok küçük hedefleri işmiş gibi takdîm ediyor. Moskova’ya girdik, Londra’yı fethetdik der gibi, “Kato Dağı’na Türk bayrağını çekdik” diyorlar. Bunlara göre girilmez denen yere girmiş, çıkılmaz denen yere çıkmışız.
 
Vay anam vay!
 
Şuûr altımızın derinliklerine yolladığımız husûsiyyetleri geri çağırmak zorundayız. Bu beden bu akılla yürümüyor. Tarihimize bu cihetden dönmenin de vakti geldi. Evcilikle hayat arasındaki farkı ancak bu sûretle ortaya çıkarabiliriz.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.