BJK Ticaret Ltd. Şirketi!

A -
A +

Ekonomiden hiç anlamam. Hele hele şirketlerin türünden... Ama sağda solda görürüm, gazeteden okurum, para trafiği içindekilerin hangi tür şirketten olduğunu. Buradan hareketle bizim sporda da, ilk kurulmuş kulübümüz Beşiktaş Jimnastik Kulübü, şimdilerde hakiki bir şirket oldu. Yani parasını çeviriyor, harcıyor, sonra fazlasıyla yerine koyup kâr yapıyor. Tosic, Mitrovic ve kaleci Fabri, toplam 16-17 milyona avroya satıldılar. Cenk’i de hatırlayalım... Neredeyse 50 milyon avroya yakın... Yıl 2018... Keşke her kulübe nasip olsa... Bu arada Atiba da kaldı... Sakının Başkan Orman ve Şenol Hoca; kılıçlar bileniyor...

Andre Ayew hayırlı olsun!
Başkan Koç’un kamuoyuna açıkladığı borcun altından kalkmak tabii ki zor gibiydi. Fenerbahçe de “Dışarıdan oyuncu alamıyor” denmesin diye tuttu, Andre Ayew’i kiraladı. Ganalı bu isim... Millî takımda da oynuyor... Yaşı da 28... İngiliz liginden geliyor... Kâğıt üzerinde olumlu gibi... Ama önemli olan sahada formanın içinde olumlu olabilmek... En azından satılan Fernandao kadar...

Nifak olmadı Sayın Koç!

Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu olağan toplantısı geçtiğimiz cumartesi yapıldı. Katılım, yaza rağmen, yüksekti. Yeni yönetim çeşitli konularla ilgili raporlar sundu. Başkan Koç da yaptığı konuşmada “Konuşmaya konuşmaya bu hâle geldik. Bundan böyle herkes konuşacak, fikrini söyleyecek” dedi. Altını imzalarım. Ama, 10 yılı aşkın bir süre genel sekreterlik yapmış olan Köksal Özbek’in konuşmasını “Nifak sokuyorsunuz” biçiminde yorumladı. Özbek de kalkıp “Ben nifak sokmadım, yanlış yorumladınız” deyince de, Koç, yaptığı yakıştırmadan dolayı özür diledi. Ya böyle, ya öyle değil mi Sayın Başkan?

Antalyaspor rehin mi kaldı?
Bizim Aykut aradı ASpor’dan... Cumartesi saat 19.00 sularında. Verdiği haber tüyler ürpertici idi. Hollanda’da kamp yapan Antalyaspor kafilesi ülkeye dönmek için hazırlanıp havalimanına hareket ederken otel sorumluları “Hopp” demiş. Sebep mi? Para ödenmemiş... Bunun üzerine uçağı kaçırmamak adına teknik direktör Bülent Korkmaz başta olmak üzere futbolcular pamuk eller cebe yaparak ödemeyi yapmışlar. Hatırlarsanız geçen hafta bu sütunda bu hazırlık kamplarının ülkemizin dört bir yanında daha da ucuza yapılacağını yazmıştım. Ne günlere kaldık be!

Rüştü Amca’nın eserine de darbe!

Geçen hafta yine bu sütunlarda Fenerbahçe’nin tarihi ile çok fazla oynandığını ve resmen, alenen rezil edildiğini dile getirmiş ve tek gerçek tarih kitabının Dr. Rüştü Dağlaroğlu’nun 50. yılda yazdığını belirtmiştim. Uzun uğraşlardan sonra kitabı buldum. Bulmaz olaydım. Rezil ve ağır bir kapak... İçi mi? Resmen ve alenen tahrip edilmiş.  İlaveler olmuş, çıkarmalar olmuş. Rüştü Amca’nın oğlu Müjdat ve torunu kaleci Oğuz açıklama yapmalılar. Bu arada tahribatçılar 155. sayfayı nasıl atlamışlar, şaştım doğrusu. Herhâlde dünyadan haberleri olmadığı için...

Trabzonspor duvarı örülüyor!
Ünal Karaman benim bu ülkede ilk on birimin adamı olmuştur her dönem... Şimdi de Trabzonspor’un yeniden “Üç Büyükler”e, pardon “Dörtler”e dert olması için kolları sıvamış durumda... Savunma önemli isimlerle güçlendirildi. Demek ki transfer politikası çizilirken derine inilmiş. Satılanlar da var. Günümüz kulüplerinin sağlıklı politikası, “Al, oynat, yararlan, sat ve yenisini al...” Ünal Hoca’m; yolun açık olsun!

Bayrakları çekelim mi?

Yok yok bu satırlar sporla ilgili değil. Son moda olarak zaman zaman politikanın içinde dolanıyoruz ya... Efendim mesele şu: Meral Akşener, seçimlerden sonra istifa ettikten sonra “Bir daha da dönmem” demişlerdi ya... İşte o gün bayraklar yarıya inmişti (!) Şimdilerde ise kendilerinin görev başına döndürülmek isteniyor olmasına naz da ediyor ya... O hâlde bayraklar yeniden çekilsin! Yahu ne günlere kaldık be!

Fatih Hoca’m gel sen vazgeç!
Fatih Terim Hoca’m, “Aslında büyükler kendi aralarında bir transfer turnikesi kurmalılar. Bu, ülke futbolunda da gelişme sağlar” demişti ya... Hemen Fenerbahçeli Ozan ateşini yaktı palavracılar. Bu ülkede “Üç büyükler” arasında geçiş yapanları hain ilan ederler be... Trabzon’dan Fener’e ya da ondan diğerine geçeni hainden de öte bir sıfatla anarlar. Biz o hâle geldik hocam... Ben en son Raşit Çetiner’le rahmetli Erdoğan Arıca’nın iki tarihî rakip arasındaki geçişlerini hatırlarım... Hakikiye yakın taraftarın bulunduğu o dönemde bile neler neler söylenmemişti ki...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.