Barzani ve Orta Doğu

A -
A +
Barzani siyasi bir kumar oynadı. Ve kaybetti. 25 Eylül Referandumu öncesi başta Cumhurbaşkanı Erdoğan ve diğer siyasi liderlerin ikazı ve tavsiyelerine kulağını kapadı. Geleceğini göremedi.
Mesud Barzani, babası Mustafa Barzani’nin vasiyetine uymadı. Oysa babası ona “Ben bugün varım yakın yokum. Türkiye güvenilir ülkedir. Başın sıkıntıda olsa da olmasa da Türkiye ile danış ve desteğini al” demişti.
Erdoğan’ın "bu hayalden vazgeç elindekini de kaybedersin" sözü gerçek oldu. 1 Kasım 2017’de devlet başkanlığından ayrıldı. Kerkük’ten Peşmerge çekildiği gibi Kerkük’e yerleşen birkaç yüz bin Kürt de çekildi. Kuzey Irak Kürt Bölgesel Yönetimi gayrimeşru işgal altındaki yüzde 40 araziyi kaybetti. Barzani memuruna ve Peşmergeye maaş veremiyor. Gümrük kapıları Bağdat hükûmetinin hâkimiyetine geçmek üzere. Kuzey Irak’ta huzur bozuldu. Barzani yanlıları meclisi bastı. Muhalif parti bürolarını yaktılar...
ABD’nin Orta Doğu’da faaliyeti yıllar önceye dayanır. İran da Şahlık döneminde ABD’nin vesayeti altında idi. Saddam emrindeki Irak ise ABD ve NATO karşısında anti emperyalist cepheydi. Cezayir ise tarafsız cephede idi. Cezayir ara bulucu oldu. İran Irak’taki Barzani güçlerine silah ve para yardımı yapıyordu. İran ile Irak arasında Cezayir Antlaşması yapıldı. Bu anlaşmanın önemli 2 maddesi şöyledir:
-İran Irak’ta ayrılıkçı yani Mustafa Barzani gücüne silah ve para yardımını kesecek.
-ABD Mustafa Barzani’ye silah ve çeşitli yardıma aracılık yapmayacak...
Şattülarap sınırı halloldu. Irak 3 küçük adacığı İran’a bıraktı. Irak, Mustafa Barzani ve 100 bin kişilik Peşmergeye teslim için 16 gün mühlet tanıdı. Ama Mustafa Barzani İran’a sığındı. Peşmerge 24 saat içinde teslim oldu.
Barzani’nin çöküşü aslında ABD’nin, Pentagon’un İsrail’in ve Trump’ın çöküşüdür. Şu anda Orta Doğu’da "iki ittifak", ilan edilmemiş bir savaş yapıyor. ABD liderliğinde Atlantik İttifakı karşısında Batı Asya İttifakı (Türkiye-İran-Irak-Suriye) ve bunları destekleyen Rusya ve Çin. Ancak bu iki ülkeye de güvenilemez.
ABD’nin stratejisi CHP ve yeni kurulan parti ile Türkiye’yi yeniden Atlantik Cephesinin vesayeti altına sokarak taşeron olarak kullanmak. Bu amacın önündeki tek engel Erdoğan’dır. İşte Erdoğan düşmanlığının sebebi budur.
İlk Körfez Savaşında 70 ülke ABD’nin yanında (Koalisyon üyesi) idi. Ancak gelinen noktada ABD PYD, PKK ve DEAŞ gibi terör örgütlerine muhtaçtır.
PKK’nın uzantısı PYD’yi terör örgütü olarak görmeyen CHP de Atlantik Cephesinin bir üyesidir!.. Hatta sözcüsü de "Truva Atı"dır. ABD, AB, FETÖ ve Türkiye düşmanları ile CHP aynı dili kullanıyor. ABD ve AB, Erdoğan’ı diktatör göstererek Türkiye aleyhine tavrını meşrulaştırmak istiyor.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.