Kumpaslar zinciri devam edecek mi?

A -
A +

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fransa ziyareti öncesi ABD’de jüri aşaması sonlanan Hakan Atilla’nın yargılandığı dava ile ilgili net bir tanımlama yaptı: “Amerika şu anda çok ciddi bir kumpaslar zinciri içerisinde, bir süreç işletiyor.”

Erdoğan’ın, kurulan kumpasın sadece “hukuki” süreçlerle sınırlı olmadığını, “ekonomi” alanında da yapıldığını belirtmesi önemli.
New York’ta görülen davanın, öncesinde kurulan kumpaslar bir yana, sadece duruşma sürecinde yaşananlar bile meselenin hukuki değil siyasi olduğunu ayan beyan ortaya çıkarmıştı. Dolayısıyla meselenin ekonomik yönü de tamamen siyasi mülahazalarla işletilecek.
Duruşmaları izleyen davayı takip eden farklı görüşteki kişiler, davada yargılanan Hakan Atilla’nın suçsuz olduğu konusunda ittifak hâlindeydiler.
Diğer taraftan, davanın bizatihi kendisinin kumpaslar üzerinden kurgulandığı göz önünde bulundurulduğunda, Atilla’nın suçlu bulunacağı da belliydi. Değilse, 17-25 Aralık’tan itibaren kurgulanan kumpas heba olacaktı.
Duruşmaların ardından, jürinin kararını oluşturmasına yönelik hâkimin talimatlarına bakıldığında, Atilla’nın suçlu bulunmasına yönelik çerçevelendirildiği açıktı.
Örneğin dava hâkimi jüriye, Türkiye’den FETÖ’cü polis müdürünün FBI’ya teslim ettiği 17-25 Aralık kumpas dokümanlarının, “elde ediliş yollarını önemsemeyin, siz onları gerçekmiş gibi kabul edin ve ona göre kararınızı verin” bile demişti. 
Sonuçta da jüri Hakan Atilla’yı “kara para aklama suçu” dışındaki iddialardan suçlu buldu.
Karar duruşmasının nisan ayının ikinci haftasında yapılacağı da duyuruldu. O güne kadar yargılananlar ve iddia makamı, verilecek ceza ile ilgili görüşme yapabilecekler. Jürinin verdiği kararın cezaya ilişkin hükmünü, davanın hâkimliğini yapan Richard Berman verecek.
FETÖ’cülerin söz konusu hakimi, 8-9 Mayıs 2014’te İstanbul’a getirdiği, Erdoğan aleyhinde konuşturduğu ve tüm masraflarını ödediği fatura dökümleri ile ortaya çıkarılmıştı. Dolayısıyla hâkimin vereceği ceza zaten şimdiden belli. Ama davanın temyiz sürecinin de olduğunu hatırlatalım.
            ***
Yargılamada, hukuki kılıf için kurulan kumpaslar zincirinin birçoğu söz konusu dava sürecinde açığa çıktı.
Mahkemede delil olarak sunulan sözde belgelerin FETÖ’cü polis müdürü tarafından ABD’ye nasıl taşındığının ortaya çıkması, kurulan mahkemenin amacını net biçimde ortaya koydu.
50 bin dolara FBI tarafından satın alınan FETÖ’cü polisin, oturduğu evin kirası ödenmiş ve ABD’ye sığınma hakkı verilerek çalışma izinleri bile ayarlanmıştı. Böylece FETÖ Türkiye’de kurduğu kumpasların arşivini FBI’a teslim etmişti.
            ***
Bundan sonra, ekonomi ile ilgili kumpas sürecinin devam edeceği Erdoğan’ın sözlerinden de anlaşılmakta.
Söz konusu mahkemede, yaygın olan yanlış kanaatin aksine, Halkbank kurumsal olarak yargılanmadı. Ama Türkiye karşıtı çevreler, Türk ekonomisine zarar vermek için ilgili bankayı sürekli dava ile birlikte zikrettiler.
Davanın ilk başladığı günler ekonomi ile ilgili olumsuz bir beklenti oluşsa da, yargılamanın küresel kirli ittifakla kurulan bir kumpas olduğu anlaşılınca, amaçlananın tam tersi bir sonuç ortaya çıktı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kararlı duruşu, Türkiye’ye bu dava üzerinden çekilecek operasyonları boşa çıkardı.
Reza Zarrab’ın itirafçı olarak konuşmasının ve mahkemede çıkacak delillerin ardından, Erdoğan’ın zor durumda kalacağına yönelik algı operasyonları çöktü.
17-25 Aralık yargı darbesinin FETÖ ile birlikte tezgâhlanan küresel bir kumpas olduğu daha da netleşti.
Bundan sonra davanın, bankacılık ve ekonomi ile ilgili süreçleri yine bir operasyona dönüştürülecek. Bunun üzerinden Türkiye’ye zarar verilmeye çalışılacak.
Hatta, bu yargılama üzerinden devam eden kumpaslar zinciri, 2019 seçimlerine kadar zaman ayarlı olarak işletilecek. İçeride yeni taşeron işbirlikçiler bulunacak. Yeni düzmece kâğıtlar, muhalefet odaklarına servis edilecek.
Ama hep beraber göreceğiz, hangi kumpas kurulursa kurulsun Türkiye bu süreçten de güçlenerek çıkacak.
Karamsarlığa gerek yok. Dikkatli ve farkında olmak yeterli.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.