Terör saldırıları ve seçimler

A -
A +
PKK bu seçim sürecinde de şaşırtmadı. Seçimlere bir hafta kala ve bayramdan bir gün önce “kandan beslendiğini” bir kez daha gösterdi.
Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde AK Parti Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Halil Yıldız ve beraberindekiler seçim çalışması kapsamında esnaf ziyareti yaparken, PKK ve siyasi uzantılarının temsilcileri tarafından saldırıya uğradı. Milletvekilinin yakınlarının da içinde olduğu 4 kişi hayatını kaybetti. PKK terör örgütü her seçim dönemi benzer saldırıları gerçekleştirdi. Seçimlerin ardından ise saldırıları artırarak yoğunlaştırdı. Örneğin sadece 2016 yılı içerisinde AK Parti Hakkâri milletvekili adayı Ahmet Budak, AK Parti Van Özalp İlçe Başkan Yardımcısı Aydın Muştu, AK Parti Şırnak Yerel Yönetimler Başkanı Ali Kılınç, AK Parti Diyarbakır Kayapınar İlçe Teşkilatından Umut Aydın, AK Parti Beytüşşebap Gençlik Kolları Başkanı Naci Adıyaman ve Diyarbakır Dicle AK Parti İlçe Başkanı Deryan Aktert, PKK tarafından katledilenlerden bazılarıydı. Bu seçim öncesinde de PKK medyasından ve sosyal medya hesaplarından AK Partililerin seçim çalışmalarını engellemeye yönelik tehditler savuruluyordu. Bu tehditler maalesef Suruç saldırısı ile fiiliyata geçmiş oldu. Bu seçimlerde, muhalefet partileri sadece şu an hapiste bulunan Selahattin Demirtaş’ın sosyal medya üzerinden dolaşıma soktuğu esprilerine odaklandığı için PKK’nın siyasetçilere yönelik tehditlerini de espri ile karşılıyorlar. Örneğin dün PKK saldırısının ardından bile, muhalefetin liderleri AK Partililerin öldürülmesini “kutuplaşma” ve “kamplaşma”ya bağladılar. PKK elebaşlarından biri “Kandil Türk devletiyle hesaplaşma alanıdır. Bırakalım boşaltmayı Türk devletine karşı savaşı yaygınlaştırma ve derinleştirme alanıdır” diye açıklama yapıyor. CHP başta olmak üzere muhalefet partilerinin yetkilileri “yok PKK yöneticileri yanılıyorlar, aslında Kandil’de kimse kalmadı” diye kamuoyunu yanıltmaya çalışıyorlar.  Yani geçmişte HDP ve türevlerinin işlevini bugün diğer muhalefet partileri yerine getiriyor.              *** PKK terör örgütü ve onun siyasi uzantısı olan milliyetçi Kürt siyasal partileri, 1990’lardan itibaren Türkiye’deki seçim süreçlerine korku, baskı, şiddet ve terör yöntemlerini kullanarak etki etmeye çalıştı. Bu yapıların geçmişten bugüne seçimlere yönelik stratejisi, kademelendirilmiş bir rol paylaşımına dayanmaktadır. PKK, Kürt toplumu üzerinde seçim öncesi doğu ve güneydoğu bölgesinde baskı kurar. Demokratik siyasal alanı rekabete kapatmaya çalışır. Kendinden olmayan tüm siyasi oluşumları tehdit eder. Onların kampanya yapmasını baskı ve terör saldırıları ile engeller. Siyasi uzantısı olan parti ise, batıda marjinal Türk solunu da yedeğine alarak, “demokrasi”, “insan hakları” ve “barış” gibi kavramları bolca kullanarak, PKK’nın terör eylemlerinin üstünü örtmeye çalışır. PKK’nın yaptığı katliamların tartışılmasını engeller. Örneğin HDP, 2014 yılı Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde “Türkiyelileşme” söylemi, 2015 genel seçimlerinde “barajı geçme” motivasyonu ve bu son seçimlerde de “Erdoğan’ı devirme” ve “mağduriyet” kampanyası üzerinden bir taraftan kendi tabanını konsolide etmeye girişirken; diğer taraftan da Türkiye’nin batısına demokratik bir parti izlenimi vermeye çalıştı.   Geçmişte, HDP çizgisindeki partiler PKK şiddetini normalleştirme vazifesini tek başına üstlenirlerdi. Son dönemde başka partiler de benzer işleve soyundu. Şu an Cumhur İttifakı karşıtı blokta öncelikli amaç, HDP’nin baraj altında kalmasını önlemek. Dolayısıyla da hepsi bir anda milliyetçi Kürt siyasi partilerinin siyasal söylemlerini sahiplendiler. Onlar adına da kampanya yürütüyorlar. Birbirlerine HDP’ye ödünç oy verilmesini tavsiye ediyorlar. Onlar için AK Parti ve Erdoğan’ın iktidardan indirilmesi, terör saldırılarından ve sivillerin canından daha önemli. Bugüne kadar HDP ve türevi partiler siyasal alanda güçlendiğinde PKK’nın terör eylemleri de arttı. Ama PKK’nın siyasi kanadı zayıflayınca ve devlet tarafından sınırlandırılınca şiddet de azaldı. Bu açıdan muhalefet HDP’yi daha çok sahiplenirse, son Suruç saldırısında olduğu gibi PKK da şiddet kullanmanın bir yolunu buluyor maalesef...   ..... Not: Tüm okuyucularımızın Ramazan Bayramını tebrik eder, milletimiz ve İslam âlemi için hayırlara vesile olmasını dilerim.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.