Bu bir CHP analizi değildir

A -
A +
Geçmişte Millî Görüş Hareketinin içinde uzun süre siyaset yapmış, ancak son birkaç senedir CHP’de milletvekilliği yapan bir siyasetçi, geçen hafta CHP ile ilgili köşe yazısı yazan gazetecilerin, kendi sosyal medya hesabında, adlarını sıralayarak onlara hakaret etti. Hakaret ettiği köşe yazarlarının önemli bir kısmı büyük ihtimal geçmişte söz konusu siyasetçi ile selamlaşmışlardır. Çünkü yazarların bazıları geçmişte Millî Görüş partilerini destekleyenlerden oluşmaktaydı. Sonradan CHP’li “eski Millî Görüşçü” siyasetçinin kızgınlığının nedeni, bu yazarların CHP’de yaşanan kongre tartışmalarını köşe yazılarına konu etmeleriydi. Üşenmedim, sonradan CHP’li siyasetçinin hakaret ettiği yazarların o günkü CHP analizlerini okudum. Hiçbirinde hakaret yoktu. Bazıları CHP’nin son seçimde aldığı oylar üzerinden Muharrem İnce ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun liderlik özelliklerini karşılaştırmıştı. Bazıları CHP’de liderlikten öte daha derin bir siyaset sorununun olduğunu vurgulamakta ve lider değişse bu partide sorunların devam edeceğini belirtmekteydi. Yazarların çoğu kendince bir CHP okumasının ardından, bu partide ileride yaşanacaklarla ilgili çeşitli öngörülerde bulunmaktaydı. CHP’de siyaset yapan milletvekilinin öfkesi “yandaş” olarak nitelendirdiği gazetecilerin CHP içinde yaşanan rekabeti, tutarsızlıkları, parti içi hizipleşmeleri yazmalarıydı. “Bu işi siz bilmezsiniz” demeye getiriyordu. “Siz CHP’li gazeteci değilsiniz” dolayısıyla “analiz etmeyin” demek istiyordu. Ben de günlük bir gazetede yazan birisi olarak, oturdum CHP’li medyada, CHP’de son dönemde yaşananlar “nasıl analiz ediliyor” diye taradım. Acaba hükûmete yakın medyada yapılan CHP analizlerinin dışında, “yeni ve farklı” olarak, onlar “ne söylüyor” diye birçok köşe yazısı okudum. CHP’ye neyi tavsiye ediyorlar, nasıl bir yol haritası çiziyorlar diye özellikle baktım. Mesela kendi sosyal medya hesabından gazetecilere hakaret eden sonradan CHP’li siyasetçi ve benzer şekilde sağ siyasetin içinde geçmişte siyaset yapanların, CHP’den milletvekili yapılması önemli bir sorun olarak görülüyor, CHP’li medyada. CHP’ye sonradan eklenen bu tip siyasetçiler yine, “kerameti kendinden menkul güncelden kopmuş siyaset esnafı” ya da “sağın kavramlarını ve kendi mahallelerinde ‘tutunamamış’ figürler” gibi değerlendirmelerle eleştiriliyor.CHP’nin başarısızlığının önemli nedenlerinden birisinin de bu tip savruluşlar olduğu belirtiliyor.Yani nasıl sonradan CHP’li bu siyasetçi, CHP’li olmayan gazetecilerin CHP’yi analiz etmeye hakkı yok diyorsa, CHP’liler de bu tip siyasetçiyi kendi partilerinde görmek istemiyorlar.Diğer taraftan, CHP’ye yakın muhalif medyada yazanların seçim sonrası CHP’nin geleceğine yönelik tavsiyelerine bakınca önemli problemlerden biri hemen anlaşılıyor. O da CHP’nin geleceğini şekillendirmeye dönük ortaya koyulan projeksiyon ile ilgili.Kimisi “AK Parti’nin sürekli kazanıp, CHP’nin sürekli kaybetmesini”, “küresel düzen”le açıklıyor. Bunun gerekçesini de AK Parti’nin küresel düzenle barışık olmasına bağlıyor.Ama bu tespiti yaptıktan hemen sonra, Erdoğan’ın ve AK Parti iktidarının dünyanın bütün ülkeleriyle kavgalı olduğunu söylemeyi ihmal etmiyor.Yazıyı biraz daha ilerletiyor. CHP’nin sol bir parti olmadığını onun da AK Parti’nin yolundan giderek “küresel düzen”e eklemlendiğini söylüyor.Başka bir yazıda, Türkiye’de “tek adamlık”tan bahsediliyor. Ama bir cümle sonra “Türkiye’de güçlü bir demokratik muhalefetin mevcut olduğu” söyleniyor. “Direniş cephesini genişletmeliyiz” diyerek de yazı bitiriliyor. Başka bir yazı ise, “seçimlerle bu iş olmaz” diyor. Yazıda, bilmem ne devriminden falan bahsediliyor. Ama “AK Parti’nin büyük bir kitle tabanı desteğine sahip olduğu ve bunun öncelikle kabul edilmesi gerektiği” de aynı yazıda belirtiliyor. Yani CHP’yi yazı konusu yapan ve hükûmete yakın medyada yazdıkları için öfke duyulan köşe yazarlarının dışındaki CHP analizlerin çoğu bu şekilde. Böylece bu yazıda da CHP analiz edilmemiş oldu.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.