İlm-i siyaset!

A -
A +
Hükûmet bir yandan Suriye’de askerî operasyon yürütüyor, bir yandan da uluslararası ilişkileri güçlendirerek, iş dünyasına yeni ticaret kapıları açıyor. Ama hem Avrupa hem de Amerika, yakamızı bırakmıyor. Türkiye'nin hızlı büyüme potasına girmesini, siyasette reform yapmasını hazmedemiyorlar. Önce laptop yasağı getirdiler. Tutmayınca, şimdi de vize krizini ortaya çıkardılar. Ankara’da ABD ile Türk heyetleri arasında görüşmeler sürerken çok enteresan bir gelişme yaşandı. ABD’nin, tutuklu başkonsolosluk görevlisi Metin Topuz’un el konulan cep telefonu için nota verdiği ve iadesini istediği ortaya çıktı. Notada ayrıca telefonun ve SIM kartın içindeki verilerin de Viyana Sözleşmesi gereği dokunulmazlık kapsamı içinde olduğu ifade edildi. Sonunda gerçek gün yüzüne çıktı. Bu telefondaki bilgilerin açıklanacak olmasından ABD fena hâlde rahatsız.. Tüm dünyaya rezil olacaklar. Türkiye’deki darbe girişimini ABD mi tezgâhladı? Bu işte onun ne kadar parmağı var? CIA devlet desteğinde kanlı bir örgüt mü? ortaya çıkacak... Bu problem masadayken, ABD, ülkemizin can damarı en güvenli en sağlam, kurumu olan Türk bankalarını lekelemeye çalışıyor. Türkiye'yi fena hâlde kıskanıyorlar. Zira bütün planlarını bozdu. Piyasalar haftaya karışık başladı tabii.. Borsa 107 bin desteğine çekildi. Dolar 3.70 TL'yi aştı. Bu tablonun kalıcı olması muhtemel değil. Tamamen suni gündem oluşturuluyor. Türkiye ile ABD arasında sürtüşme ortamı devam edebilir. Artık büyüdük, ABD bize önceden olduğu gibi söz geçiremiyor. Sesimiz gür çıkıyor. İşte bu tablo dengelerin yeniden kurulmasını zorunlu hâle getiriyor. Onlar kendi düzenlerini  kabul etmemizi istiyor. Biz bunu kabul etmiyoruz. Asıl bomba Türkiye'de üçüncü çeyrek büyüme hızının %8'i aştığının açıklanmasıyla patlayacak. Resmen kuduracaklar! Akıllara gelmeyen problemleri karşımıza çıkaracaklar. Çok büyük savaş başladı. Ama artık günümüzde savaşlar ilm-i siyasetle yapılıyor, meydanlarda dövüşerek değil... Avrupa Birliği Başkanlar zirvesi 19-20 Ekim tarihinde yapıldı. Ana gündem maddelerinden biri Türkiye idi. AB biliyorsunuz katılım müzakeresinde olan ülkelere çeşitli fonlar sağlıyor ancak darbe girişiminden sonra olaylara karışanların hapse atılmasından çok rahatsız oldular. Vatan hainlerine kucak açan Avrupa Birliği son dönemde yaşanan gelişmelerin (tutuklamaların) ardından Türkiye’nin fonlarında kesintiye gidilmesine karar verdi. Türkiye’ye 2014-2020 dönemi için ayrılan yardımların tutarı toplam 4 milyar 450 milyon avro düzeyinde. Şu ana kadar 368 milyon avro tutarında proje sözleşmeye bağlandı. Yapılan ödeme ne kadar biliyor musunuz, 258 milyon avro. Yani adamlar 7 senede 4.5 milyar avro vereceğiz dediler topu topu kasalarından 250 milyon avro çıktı. Şimdi de diyorlar ki; yeni fon vermeyeceğiz... Bizim Dışişleri haklı olarak “zaten bugüne kadar ne verdin ki” diyor...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.