Tuzak!

A -
A +
Kurlardaki aşırı yükselişin nedeni su yüzüne çıktı. Gizlisi saklısı kalmadı. Erken seçime giderken faizi yükseltmek istiyorlar. Hükûmetin merkez bankası üzerinde baskı yapmayacağını düşünüyorlar. Özetle; 75 baz puanlık faiz artışı kesmedi, 50 baz puan daha istiyorlar. Tezgâh kuruldu. İlk ateş uluslararası reyting kuruluşu Standard and Poor’s’tan geldi. Şubatta teyit ettikleri Türkiye’nin  kredi notunu 2 ay sonra indirdiler. Oysa açıkladıkları takvimde not değerlendirmesini ağustos ayında yapacaklardı. Ani bir kararla operasyonu yaptılar. Almanya’nın en büyük ikinci bankası Commerzbank bu gelişmeyi 2 Mayıs akşamı çok net bir şekilde dile getirdi. Banka dedi ki: “Nisan enflasyon rakamları kötü gelirse, Merkez Bankasının yeni bir faiz artırımına gerek olacak. Zaten son yapılan faiz yükseltmesi ana trendi bozmaya yetmemişti...” Enflasyon tahminleri aştı, ellerine fırsat geçti. Plan çalışıyor. Doları yükselt, maliyetler artsın. Fiyatlar şişsin…
Uluslararası yatırım bankası JP Morgan, “Merkez Bankası’ndan haziran ayında 100 baz puanlık faiz artışı bekliyoruz” dedi bile.. Merkez Bankası’nın son açıkladığı enflasyon raporunda “Gerekli görüldüğü takdirde ek sıkılaştırmaya gideceğiz” sözünü koz olarak kullandılar. Büyük ihtimalle piyasaya Merkez Bankası tarafından kısa süre içinde sözlü mesaj verilecektir. Bu gerçekleştiği anda dövizin ateşi söner. Türkiye yüksek faiz portalına girdi. Oysa tam tersi faiz düşerse yatırımlar artar.. Çünkü yatırım yapılabilmesi için faizin düşük olması gerekir. Düşük faiz, yatırımcının karar almasında çok önemli rol oynar. Faizler düşük olursa yatırımcının borçlanmayı göze alması daha kolay olur. Faiz yüksek olursa yatırımcı, yatırım yapmak yerine parasını faiz getirecek şekilde bankaya yatırır ve böylece riski düşük gelir elde eder, yatırımdan vazgeçer. Ülke kaybeder...
Bizi nasıl tuzağa düşürdüklerini görüyorsunuz değil mi? Merkez Bankası enflasyon hedefini 2018 için 8.4’e yükseltti. Oysa daha nisanda 10.85’e çıkıldı. Hep yüksek kur yüzünden dolar 4.25 TL ile tüm zamanların zirvesine tırmandı. Şimdi 4.30’lar konuşulmaya başlandı. Artık ipin ucu kaçtı. Bütün oyun dünyanın gözü önünde Türk Lirası üzerinde oynanıyor. Gerçek amaç  Cumhurbaşkanlığı seçimiyle çağ atlayacak Türkiye’nin önünü kesmek. Bütün silahlarını kullanmaya başladılar. Bizi dolarla terbiye etmeye çalışıyorlar. Ama kurlardaki sert yükselişin ekonomiye sağlayacağı 3 büyük fayda var. Birincisi ihracatçının kazancı artıyor. İkincisi ithal malların cazibesi kayboluyor. Pahalandığı için tüketimi azalıyor, cari açığı daraltıyor. Üçüncüsü şirketleri ara malı ithal etmek yerine üretime yöneltiyor. Bence en önemlisi bu. Türkiye bugün tüketerek büyüyen bir ülke hâline geldi. Acilen kaliteli büyüme kanalına girmeliyiz. Yüksek kaliteli büyüme için ihracat şart. İyi bir ihracat için katma değerli mal satmalıyız. Katma değerli üretim için nitelikli iş gücü ve büyük yatırım gerekli. Ama yüksek faiz ortamında sadece hayal kuruyoruz...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.