Sisler dağıldı!

A -
A +
Gerçek gün yüzüne çıktı. Amerika Suriye’de Fırat Nehri’nin doğusunda Kürt devleti kuruyor. Amaç, tepeden tırnağa silahla donattıkları ve kendi kamplarında eğitim vererek düzenli ordu hâline getirdikleri YPG/PYD adlı PKK uzantısı örgütleri İran ve Türkiye’ye karşı kullanmak… Asıl hedef biziz. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekâtı’nın ardından Fırat’ın doğusunu ve batısını terörden temizleyecek olmamız bütün planlarını bozdu. ABD’nin şimdi sınırda elektronik uyarı sistemi kurduğu, hava sahasını Türk uçaklarına kapatacağı söyleniyor. Papaz Brunson, aysbergin görünen yüzü. Sular altında Kürt devleti var. ABD de bu yüzden Türkiye’ye yaptırım uyguluyor. Gündemi farklı göstermek istiyor. Dolar silahını kullanarak Türk lirasına değer kaybettiriyor. ABD’nin uşağı reytingciler hemen harekete geçti. 17 Ağustos’ta kredi notumuzu düşürdüler. Ardından, Kurban Bayramı tatilinde Fitch, uluslararası yatırımcıları toplayarak onlarla telekonferans yöntemiyle, ülkemizi karaladı. Ardından yine tepeden tırnağa ABD kuruluşu Moody’s, Türkiye'deki 20 bankanın notunu, Türk lirasındaki değer kaybı ve fonlama imkânlarının azalma ihtimali gerekçeleriyle indirdi. 30 Ağustos’ta Fitch yeniden ortaya çıktı, perşembe günkü raporunda Türk lirasında bu ayki sert düşüşün Türk bankalarının finansman riskini artırdığını açıkladı. Raporda uzun süreli mevduat çıkışının ya da bozulan varlık kalitesinin not üzerinde negatif etki edebileceği ifade edildi. Bunlarda utanma arlanma yok. Yönetimin köpeği olmuşlar. “ısır” diyorlar ısırıyorlar. Görüyorsunuz artık gizlisi saklısı kalmadı. Plan çok net. Önce TL’yi vuruyorlar. Ardından bunun üzerinden bankaları kötülüyorlar. Ama sert kayaya çarptılar. Yılın ilk yarısına Türk bankaları 20 milyar lira net kâr etti. Aktif büyüklükleri 2,4 trilyon liraya yükseldi. Avrupa ülkeleri ABD’ye karşı tavır aldı, bankalarımızın sendikasyon kredilerini yenilemek için tüm imkânlarını seferber etti.
Doların aşırı yükselmesi Türk ekonomisini tabii ki olumsuz etkiliyor. Maliyetler yükseliyor, fiyat kontrolü kayboluyor. Fırsattan istifade edenler tutturabildiğine zam yapıyor… 3 Eylül Pazartesi günü açıklanacak temmuz enflasyonunun %17’yi aşacağı söyleniyor. Böyle bir ortamda Merkez Bankasına faiz artırımından başka yol bırakılmıyor. Eğer faiz arttırmazsa “Merkez Bankasının bağımsız olmadığını söylemiştik, işte ortaya çıktı” diyecekler. Banka da sessiz sedasız bu kapıyı açtı. Paraya ihtiyacı olan bankaları 17,75 faiz üzerinden haftalık repo ihalesi yapmayarak politika faizinin 150 baz puan üzerindeki 19,25’e yönlendirdi. Kurlar yükselişe geçerken, hükûmet yeni bir karar açıkladı. 6 aylık TL mevduatlarda vergi %5’e indirildi. Buna karşılık 6 aylık döviz mevduatında faiz %20’ye çıkarıldı. Piyasa birdenbire sakinleşti. Hiç endişeniz olmasın. Türk lirası kısa sürede olması gereken seviyeye gelecek, denge sağlanacak. Devlete güven gerisini merak etme sen! Hükûmet dört koldan ekonomiye yapılan saldırılara karşı önlem alıyor. Böyle ortamda vatandaşın panik havasına girerek akıntıya kapılmak yerine, beklemede kalması lazım. Bakın piyasadaki işlemler son derece hacimsiz. Bu yüzden kurlar aşağı yukarı anormal dalgalanıyor. Fiyat var alıcı yok. Satıcı var, alırken fiyatı öldürüyorlar… Bu aşamada ekonomi yönetiminin açıklayacağı orta vadeli program çok büyük önem taşıyor. Ama esas bomba Türkiye, Rusya ve İran devlet başkanlarının 7 Eylül’de Tahran’da yapacakları üçlü zirvede patlayacak. Ülkelerin uzlaşması ABD’nin Suriye planını suya düşürecek. Şimdi anladınız mı, Amerika son dönemde neden Türkiye, İran ve Rusya’ya en ağır ekonomik yaptırımları uygulamaya başladığını.. Kürt devletine karşı çıktıkları için.
 
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.