Çelme atmayın Tudor’a!..

A -
A +

Hatırlayanlar vardır; Fatih Terim, Galatasaray’da “dünyanın en iyi liberolarından Popescu’yu ‘ön libero yapıp’ oynatmaya başlayınca ve de birkaç maçta ‘goller yenilip’ iyi sonuçlar alınmayınca” bizler tarafından (Ben de vardım) nasıl bir eleştiri bombardımanına tutulmuştu!..
Ama Fatih Hoca ısrar etti ve Popescu, “UEFA Kupası şampiyonu olan” Galatasaray’ın defansta da, ofansta da “bel kemiği” oldu ve hem de o yaşta hayatının en iyi futbollarından birini oynadığı süreç, çim sahalara damga vurdu!..
Bir hoca, hele hele “yönetimi ikna edip nokta transferlerle bir takımı sil baştan kurdurmuşsa”, dahası ve hatta “haziran - temmuzda alamadığı oyuncuyu ocakta aldırma konusunda” yöneticilerini ikna etmişse, ona “Hayır sen o taktiği değil, bu taktiği oynayacaksın” inat ve ısrarı ile “toplu hücuma geçilmesinden” daha acı ve de komik ne olabilir?..
Adam “3’ü savunma seddinin önünde takımı kurmayı hedeflemiş” ve de “sahaya 11 yabancı ile çıkıp” en ağır eleştirileri bile göğüslemeye karar vermişse, yapılması gereken, “onun 3’lü savunmanın önüne koyduğu 7 futbolcu ile sahada sergilediği futbolu” eleştirmek değil midir; ama inat ve ısrarla “Sen takımına 3’lü değil İLLE de 4’lü savunma oynatacaksın” demek, bu nasıl bir anlayıştır?..
“Juventus gibi bir dünya takımında çok uzun yıllar ilk on birde savunma oyuncusu olarak” oynamış, “Avrupa’nın, dünyanın en ünlü hocaları ile çalışmış” bir teknik adam mı, “ne yapmak istediğini, ne yapacağını, kendi kurdurduğu takımın hedeflerine nasıl ulaşabileceğini bilir”; yoksa, “kör değneğini beller gibi”, aylardır “aynı sakızı çiğneyen” bizler mi?..
Anlarım, İgor Tudor başarısız olur, “3’lü savunmalı taktiği iflas eder”, herkesin “her şeyi yazabileceği tablo ortaya çıkar”, zaten yönetim, onu da Hamza Hoca, Riekerink gibi yolcu eder; işte o zaman, haklı olarak hepimiz “Ben demiştim, zaten…” şarkıları söyleriz!..
Fenerbahçe gibi bir rakibe karşı, yılın en kritik derbilerinden birinde, “cesaretle takımını oynatmak istediği bir taktikle sahaya süren” bir hoca var karşımızda; 9 haftada ligi, puan cetvelini domine etmiş, son yılların “en başarılı sürecini” camiaya yaşatmış, geçen sezon bomboş olan tribünleri tıklım tıklım  doldurmuş bir hoca!.. 
Yönetim, aylardır “ne yapmak istediğini anlatmaya çalışan” ve de cesaretle “Yapacağım, bu takım o taktikle uzun yıllar başarılı olacaktır” diyen hocasını “eleştirmek”, onu “Igor’dan hesap soruldu” başlıkları atmak için fırsat bekleyenlerin arenasının ortasına atmak yerine, hocasının arkasında durmalıdır; onun önünü açmalı, moral vermelidir; “Sana güveniyoruz, yapmak istediğini yap” demelidir!..
En azından bunu hak etmiştir Tudor, “korkak” bir yönetimin de “gizlice takviye ettiği” çelmeleri değil!..

Çelme atmayın Tudor’a!..

Hedef ortada!..
Bir taraftan, “Galatasaray’ın baskın futbolunun şifreleri çözüldü, Karabükspor bile başardıysa, işte önünde asıl zorlu süreç geliyor, üst sıralardaki takımlar ve hocaları neler yapmaz” diyeceksiniz, yazacaksınız, sonra da İgor Tudor’un “şifreleri çözülmüş taktiği değiştirmek ve kendi düşündüğü ve oynatmak istediği taktiğe dönme çabalarını yerden yere vuracaksınız”; kuzum Allah aşkına “bu” ne demektir?
Adamın “hem de puan ve futbol olarak görülmemiş bir avansı var”; bırakın “oynatmak istediği taktiği denesin, oturtsun”; yooo, “buna fırsat verilemez”; neden?..
İgor Tudor’a, “takımın ve hocanın başarısı puan cetvelinde ve istatistiklerde asılı dururken” bu kadar yüklenilmesinin sebebi ortada değil mi? Biliyorlar ki, “Tudor ve takımı eğer yönetim destek verirse ve Galatasaray medyası arkasında durmasa da, önüne çıkmazsa”, takımına oynatmak istediği “ikinci ve üçüncü bölgeyi bir fazla adamla bir yay gibi saracak taktiği ve yıldız dolu, kaliteli kadrosu ile” hedefine varacaktır; işte bütün velvele “bundan” kopuyor.
Çok ortada ki “Tudor başarıya ulaşmasın”; işte istenen bu; daha ne olsun?..

Şaka

Hey benim spor medyam ve de “Galatasaraylı yazar çizerlerim”; Igor Tudor’la uğraşmanızın 10’da biri kadar, mesela ve sadece, o da haftada, 10 günde bir  “Galatasaray sosyal medyasının gündemi nedir” diye bir baksanız, çok “eğlenceli” haberler yapar, yazılar yazabilirsiniz.
Mesela, “1 yıl uzaklaştırma cezası alan” genel kurul kabadayısı Levent Nazifoğlu’na verilen ceza “nasıl uygulanıyor”, görüverirsiniz; Tüzük paspas!..
Mesela, Kalamış Tesisleri, onca gün adam almazken, “Otoparkının hesap defterinde”, herkes gülsün; “sadece 4 arabalık bir ortalama bulunduğunu öğrenirsiniz”, haber olmaz mı?..
Koca Galatasaray’da “yazılacak, haber yapılacak ve de okutulacak” o kadar olay var ki, “Ah diyorum, şimdi 20 yaşlarında ve İstanbul’da bir gazetede Galatasaray muhabiri olsaydım, ah!..”
Sonra da düşünüyorum; “Dünün gazeteciliğinde bunları yazdırırlardı, hatta manşetlere koyarlardı”, ama ya bugünün gazeteciliğinde?..

Çelme atmayın Tudor’a!..

Fark nasıl kapanacak?.. 
Deniyor ki; “Galatasaray fikstür avantajını kullandı, işte zor maçlar süreci geldi, çok puan kaybedecek!..”
İnsaf, “her takımın her takımı yendiği bir lig oynanıyor”; “zor süreçleri geçtiler” denilenlere bakın bakalım “kimlere yenildiler?..” 
Diyelim ki, “öyle olacak ve Galatasaray çok puan kaybedecek”; peki…
Ortada “her maçı kazanıp, aradaki farkı kapatacak” bir takım görünüyor mu, dökülen dökülene!..
“Hedefini ‘Galatasaray’ın kaybedeceği puanlara bağlamış’ teknik adamlar” ile ve mesela “Aykut Kocaman ile” Fenerbahçe “kaç puanlık bir fark” kapatacak; neden onu söylemiyor, “Galatasaray puanlar kaybedecek” diyenler?..
Ve de mesela Abdullah Avcı’ya “bu yaptığın Türk futbolu adına ayıptır; lig maçı için abartılmış bir rotasyonla çıkardın takımını sahaya, yenildin. Bu defa tersine abartılmış bir rotasyonla Avrupa maçına çıktın, Türkiye’nin yarım puana bile ihtiyacı olduğu bir süreçte  bu defa bile bile yenildin” diyemeyen bir spor medyamız var, ortada!..
“Bunu” Igor Tudor yapsaydı, neler olmazdı TV’lerde, spor sayfalarında; ama “Avcı’yı göklere çıkarma yarışı” devam ediyor; hadi canım siz de!..

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.