Yaşasın Tudor Zaferimiz!..

A -
A +

"İşte Tudor gitti, hayırlı uğurlu olsun; amma, “asıl gitmesi gerekenler” gitmedi ve gitmeyecek…"

Yaşasın Tudor Zaferimiz!..
Kutluyorum hepimizi, Galatasaray başkanından başlayarak, Galatasaray yönetimini, Galatasaray taraftarını, Galatasaray seyircisini, Galatasaray’ın sosyal medya gruplarını ve Divan Kurulunu, Galatasaraylı yorumcuları ve de Fenerbahçeli, Beşiktaşlı futbol yazarçizerlerini, konuşucularını; hep beraber “Tudor Meydan Savaşı’nı”, aylarca ve aylarca süren mücadelemiz sonunda kazandık”; zaferimiz hepimize kutlu ve mutlu olsun!..
Tamam da, “sevincimizi de, mutluluğumuzu da kursağımızda bırakacak” bir acı gerçek var ortada; peki ama bizler, TV ekranlarında günün en az 12 saati ne konuşacağız, spor sayfalarının köşelerindeki yazılarımızın en az yarısını neyle dolduracağız, sosyal medyada kime hakaretler yağdıracak, küfürler savuracağız, şimdi!..
Bence bu işe, en çok kulüp yöneticileri, teknik direktörler ve sporcular üzülmeli; zira “bu üsluba alışan” futbol ulemamız, “Igor boşluğunu, aynı üslupla kendilerine dönerek dolduracak”; vah yazık onlara!..
Lafı uzatmadan, nasıl “peşin fikirli olduğumuzu” anlatan iki son hafta örneği ile “Tudor” konusunu kapatacağım:
1- Çoğunluğumuz “gene dedi” ki; “İşte, Igor gene takıntılı olduğu 3’lü savunmaya döndü ve Galatasaray yenildi!..”
Soruyorum onlara; “Başakşehir’den 5, Beşiktaş’tan 3 yenirken, “kaçlı savunma oynuyordu Galatasaray?..”
2- Mevsim başından beri sol beki, son maçta da sağ beki yoktu bu takımın. Aslında sezon başından beri en büyük sorun orta sahaydı ve bu da “eksikli” savunmayı, daha da kötü hâle düşürüyordu. Hele hele Feghouli de takıma girdikten ve de “sol açıktan takviye” Tolga da sakatlandıktan sonra orta saha, özellikle “baskı yapan” takımlar karşısında oyundan düşüyor, takım dağılıyordu. Hücumu da doğrudan etkileyen ve kötü sonuçları doğuran bu büyük zafiyet ortada iken, bizler, hâlâ “Onu niye oynatmadı, bunu neden çıkarmadı, o yerde o mu oynar, yoksa bu mu” gibi ucuz eleştirilerle ekranı ve sayfaları doldurmayı marifet saymadık mı?..
Adam, “bu zafiyeti ortadan kaldıracak formülün, bir adamı öne, orta sahaya sürerek 3’lü savunmaya dönüş olduğunu düşünüp uygulamaya çalışırken”, ona “bu fırsatı vermemek için topyekûn hücuma geçmenin” ezici tadını duyan hepimizedir bu sözlerim; iftihar edebiliriz!..
Galatasaray’ın zaafının Muslera’dan başlayarak, sol beksiz, orta saha zafiyetli ve nihayet, Malatyaspor maçında ortaya açık açık çıkan Feghouli, Belhanda’nın “sıfıra düşen katkıları olduğuna bakmadan”, hâlâ ve hâlâ “Neden ortada olması gereken Maicon sağ bek oynatıldı da, Denayer oynatılmadı” eleştirilerinde bulunmak ve “kornerden gelen topun Maicon’un büyük hatası ile gol olmasının sağ bek oynamasıyla ilgili olmadığını görmemek”, işte ancak “İgor takıntısıyla gözlerini bağlamışlara yakışan” eleştirilerdi ve ne yazık ki, “bu tür eleştiriler” aylarca “böyle” devam etti!..
Bir spor yazarı da, “bu takımın futbolcularındaki bu düşüş acaba özel hayatları ile ilgili olmasın; İstanbul geceleri kaç şöhreti kolayca yutmamış mıydı” diye düşünüp, araştırmadı, soruşturmadı; “Igor vardı ya, yeterdi, bütün suç ondaydı!..”
İşte Tudor gitti, hepimize hayırlı uğurlu olsun; amma, “asıl gitmesi gerekenler” gitmedi ve gitmeyecek; “Tudor’u ‘üst akıl arayarak’ futbol arenasında aslanların önüne atan ve şamar oğlanı durumuna düşmesinin yolunu açan” Dursun Özbek ve onun anlı şanlı Florya sorumlusu!..
“Erken seçim değil, baskın seçim” ile gene Galatasaray’ın ve futbolunun başında kalacaklar; onlar da “uzayacak görevleri sürecinde” Galatasaraylılara hayırlı, uğurlu olsunlar!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.