Bade harabi’l-Basra!..

A -
A +

Bugün “Galatasaray’daki baskın seçim” için başkan adaylarının listelerini Divan Kurulu Başkanlığına teslim etmelerinin son günü; saat 17.00’de işlem tamam!..
Ben bu satırları yazarken, ortada sadece Dursun Özbek ve Mustafa Cengiz’in isimleri vardı, “listeleri hazır” diye.
Ne yazık ki, “Özbek muhaliflerinin, onu yeneceğini düşündükleri ve havuza itmek için büyük uğraş verdikleri” isimlerden hâlâ ses seda yoktu, kulislerde “aday olmayacaklarına dair” sözler dolaşıyordu!..
Yani; “Özbek”, hele de “Fatih Terim hamlesi ile” 3,5 yıl için “başkanlığı, daha seçim yapılmadan garantilemiş” görünüyordu!..
Galatasaray yönetim kurulunun “Seçimli olağanüstü genel kurul kararı almasından sonra” başkan adayı olarak kulislere adları düşen Selahattin Beyazıt, Duygun Yarsuvat, Ünal Aysal, Faruk Süren, Adnan Polat, Adnan Öztürk, Turgay Kıran, Ahmet Özdoğan, Haluk Ulusoy, Burak Elmas gibiler, dün sabah saatlerine kadar, “aday olmayacaklarını” gizli / açık ifade etmişlerdi ve ortada Özbek’e karşı,  sadece “Ben adayım” diyen “Mustafa Cengiz” kalmıştı!.
Muhaliflerin son ümidi, eski başkanlardan Duygun Yarsuvat’tı. 2000’li yıllarda “kulübün mali bakımdan batağa girmesinin yolunu açan” o zamanki başkan Faruk Süren döneminin “Divan Kurulu Başkanı” Duygun Yarsuvat!..
Bugünün Divan Kurulu Başkanı İrfan Aktar’ına benzer şekilde “Başkanı ve Yönetimi koruyan”, muhaliflere, mesela FIFA Onur üyesi ve Galatasaray’ı büyük badirelerden (Mesela tüyler ürpertici TGS olayı) kurtaran “avukat” rahmetli Necdet Çobanlı ağabeyimize neler çektirmişti, yazmıştım, hâlâ hatırlarım.
“Taze para için AİG hamlesini yapan ve Galatasaray’ın büyük hisse paylarından birini adeta bedavaya o şirkete veren ve aklı başında Galatasaray duayenlerinin ve üyelerinin uyarılarını kulak ardı eden Süren’e yeşil ışık yakan” bir Divan Kurulu Başkanı’ydı, Yarsuvat. “Bu konularda Türkiye’de yazdığım yazılarla ilgili beni mahkemeye verip tazminat istemiş ve davayı kaybetmişti!..)
Dahası, “Geçmişin hesabını soracağım” diyerek aday olan Alp Yalman’a karşı, listelerin Divan Kurulu Başkanlığına verilmesine 24 saat kala sevgili kardeşim Hıncal Uluç’un deyimi ile “eline verilen 100 kişilik listeyi, İrfan Aktar’a teslim eden ve Derin Galatasaray’ın desteği ile seçimi kazanan” Duygun Yarsuvat!..
Dahası 7 ay sonra giderken, “Başkan yardımcısı olan” Dursun Özbek’i destekleyen ve “Ona kefilim” diyerek seçimi kazandıran Duygun Yarsuvat!..
Bitmedi, “Özbek’in genel sekreteri olan” ve de “Galatasaray fakirleşirken, birileri zengin oluyor” diyerek, Galatasaray’da işleyen “menfi parasal sistemin değiştirilmesini” ve “bugüne kadar bu yönde yapılanlardan hesap sorulmasını isteyen” Fatih İşbecer’i istifaya zorlayan ve ettiren “eskilere ve yandaşlarına” konuşmaları ile destek olan Duygun Yarsuvat!..
Son dakikaya kadar “Başkan’a hakaretten (Hem de çok ağır. ÖU.) Disiplin Kuruluna verilen ve özür dileyen” Fatih Altaylı başta muhaliflerin “son ümidi olan” Duygun Yarsuvat!..
Ülkenin en değerli hukukçularından, en değerli fakülte dekanlarından, en değerli üniversite rektörlerinden “hocaların hocası” Duygun Yarsuvat, ne yazık ki ve elbette bana göre, “iş Galatasaray’a gelince, yapması gereken görevlerinin azını yapan bir duayen üye” hâline dönüşüyordu ve işte tablo ortada idi!..
“Bu tablo” Galatasaray’ı nereye götürür; Galatasaray Kulübü üyeleri ne yapmalı, Dursun Özbek seçileceğine göre, Galatasaray’ı nasıl bir gelecek bekliyor, “olumsuz tablo” nasıl bertaraf edilebilir; bu soruların cevabını vermek için, önce tespit gerekir; “Bade harabi’l-Basra!..”
Yani “Basra harap olduktan sonra”, yani “İş işten geçtikten sonra!..”
Gene de yapılacak çok iş var ve Galatasaray’ın bunları yapacak gücü de var; amma…
İşte, “bu amma…” ve  sonrası, “yarın” Uluçmarket’te!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.