Kutlanacaklar listem!..

A -
A +

Önce, sevgili Hasan Sarıçiçek’i kutlarım; Galatasaray’ın “seçimli” olağanüstü genel kurulu sabahı, Türkiye’de “Değişim güzel şey, eğer geleceği sağlıklı bina edecekse… Malum, Galatasaraylılar bugün sandığa gidecek. Merak edilen soru; seçimi kim kazanacak? Dursun Özbek mi yoksa Mustafa Cengiz mi? Kanaatim o ki; bu defa güç; taze kan Cengiz’den yana” diye yazdığı için. Galatasaray’da “ilk defa, bir başkanın ‘başkan olarak girdiği’ seçimi kaybederek tarihe geçeceğini bildiği” için. Böylece “şah Dursun Özbek” ile beraber, “O kazanacak” diyen, yazan ben de, Galatasaraylı yazarçizerler de dâhil spor yazarlarının, yorumcuların, Galatasaraylı yazarçizerlerin “şah / mat olacağını” genel kurul sabahı ilan ettiği için!..
Sonra da, Mustafa Cengiz’i kutlayacağım; Galatasaray tarihinin “en az tanınan başkan adaylarından biri olarak seçime katıldığı” hâlde, seçimi kazanıp, “37’nci başkan olarak” başkanlık koltuğuna oturduğu için.
Bir “sonra” daha var; O da Skor’da salı sabahı “İktidar Körlüğü” başlıklı yazısı ile “Şah’ın neden şah / mat olduğunu” anlatan yazısı için Bahadır Çokişler’i de kutlarım.
Eskilerin deyimi ile “efradını cami, ağyarını mâni” bir yazı; “Dursun Özbek’in son 10 gün içinde ‘seçimi kaybetmek için neler yaptığını ve neleri yapmadığını” özetleyen bir yazı.
“Bir bir anlattıkları”, âdeta benim genel kurul sabahı Türkiye’deki “Uluçmarket” sütununda yer alan “Kazanmak istemiyor mu?” başlıklı yazımı haklı çıkarıyor.
Şunları yazmıştım, o gün: “Galatasaray Başkanı Dursun Özbek, yönetimini tanıştırdığı toplantıya katılan Galatasaraylılara ‘3’lü Cimbom’ çektirdi, TV’de seyrettim. ‘İlkinde sesler cılız çıktı’; olmadı, ikincisinde de ‘zorlamaya rağmen’ tablo pek farklı değildi.
İnanıyorum ki, içinden ‘Keşke Sabri’yi çağırsaydım da, bu üçlüyü o çektirseydi’ diye geçirmiş ve yaptığına da pişman olmuştur. Zaten, ‘seçimin son haftasında girildiğinde’ sanki ‘muhalefeti birleştirmek ve neredeyse genel kurul salonuna gelip Mustafa Cengiz’e oy vermelerini sağlamak istercesine’ öyle gaflar yapmaya başladı ki, ben ‘seçimi kazanmak istediğinden’ bile şüphe etmeye başladım!”
İşte Çokişler, “filin tuttukları yerini yazanlar yerine, filin bütününü anlatan” yazısında, “Dursun Özbek’in avucunun içinde hapsettiği başkanlık kuşunu nasıl ve neden kaçırdığını” analiz eder ve “Kendisiyle dalga geçilmesine asla izin vermeyen bir camianın başkanıysanız… Her türlü baskıya karşı iradesini ortaya koyabilen bir üye profiliniz varsa… Çoğulculuğu unutup, sadece çoğunluğu demokrasi zanneden kulübü yönetenlere adeta ders verebilen bir camiayı yönetiyorsanız… Asla ama asla Dursun Özbek’in yaptığı hataları yapmayın!” derken, ne kadar haklı!..
Hadi yazısı için ipucu vereyim ve de “Tüydüler sözü ile başlayıp, hâlâ ‘lisecilerden’ medet ummasına kadar” her şey var, o yazıda; “sadece 80 oyluk farkın, Şah’ın peş peşe büyük hatalar ve gaflar yapacak kadar ‘iktidar körlüğü’ içine düşmesi ile sandıktan çıktığını” anlatıyor; özellikle “iktidarı teslim alan” Galatasaraylılar okumalı!..
“İktidar değişikliği” sürecinde, “Fatih Terimli” ama “Fernandosuz, Maiconsuz, Gomissiz” Galatasaray, belki de ligin “en zor deplasmanından” 3-1’lik galibiyetle dönerek, Mustafa Cengiz’in “başkanlığını sahada kutladı” ve yeni başkanlarına “ilk hediyeyi” verdi.
Şimdi sıra, “Gomis olayı ve benzeri dedikodulara son verecek” adımların atılması; Napolyon de demiş; “Para… Para… Para…”
“Seçimi kazanmaktan çok daha zor günler başlıyor” onları; hadi, iş başına!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.