Acullar!..

A -
A +

Terim’in Tudor’dan farkı kalmamışmış”; işte “futbol uleması olmak” buna denir ve “bu müthiş sonuca ancak onlar ulaşır”; bravoooo!..
Yahu, bugün “futbola meraklı” orta okul öğrencilerinin, “Tudor zamanında alınan sonuçlarla, Terim zamanında alınan sonuçların istatistiklerine bakarak”, bu sonuca varmaları ve “bu açıklamayı yapmaları” kadar normal bir şey olamaz!..
Peki, “sizi, onlardan farklı kılacak olan şey” ne? Neden size “futbol ulemamız” diyoruz ve TV ekranlarındaki sözlerinizi, gazetelerdeki yazılarınızı “merak ve saygıyla” dinlemekte, okumakta yarışıyoruz.
Sizlerin, “böyle söyleyenlere”, hiç olmazsa “şunları anlatmanız” gerekmiyor mu; “Bu takımı Tudor kurdu, istediğini alırdı, sezona hazırladı. Oynattı, bugün ise çok değişik bir durum var, iki süreç sonuç / puan olarak kıyaslanamaz!..”
Kuzum, siz değil miydiniz; “Haftalarca, Tudor bu takımı yönetemiyor, kendini de dağıttı, takımı da dağıttı” diye feryat eden. Terim gelirken, “Tudor’un darmadağın ettiği takımı bakalım toparlayabilecek mi” diye tereddüt ifade eden sorular soran.
Kuzum siz değil miydiniz, Sivasspor öncesine kadar, Terim ligde ve kupada maçlar kazandığında “destanlar yazmaya, TV ekranlarına ballar dökmeye” başlayan!..
“Aculculuk” zaten spor basınımızın “dünden bugüne” en büyük sorunudur ve kalıcı olmuştur. Bunun da asıl sorumlusu futbol ulemamızdır!..
Buraya kadar “ortaokul çocukları için lazım olan maç, puan rakamlarını göz önüne alarak” yazdım, şimdi geliyorum, “asıl” konuya!..
Galatasaray’ın “temel sorunu”, Fernando’nun sakatlanması ve Ndiaye’nin satılması ile ortaya çıkan “orta saha boşluğunun” bir “orta saha sendromu” hâline gelmesidir!..
Ne yazık ki, “Mayısta seçim yapacağım” diye aday olan ve “mayısta seçim isteyen grupların oylarını da alarak” Galatasaray’da iktidar koltuğuna oturan yönetim, “o kadar hazırlıksızdır” ki, sağır sultanın bile duyduğu “parasızlık krizi” ile karşı karşıya gelince ne yapacağını şaşırmış, “Ndiaye’yi satarak, zaman kazanmak ve ‘oh demek’ imkanına kavuşmuş”, amma çok önemli bir detayı atlamıştır. Evet, sat Ndiaye’yi, ama bir-iki milyon avroyu ayır, elinde bonservisi olan o açığı nispeten kapatabilecek bir orta saha oyuncusunu 6 aylığına kirala, satın al. Bunu yapmazsan, Ndaye ile birlikte “şampiyonluk şansını da satmış olursun!..”
Bak Konyaspor kimleri aldı, bak Sivaspor kimi getirdi; sen ne yaptın; üstelik eline “Ndaye gibi çok büyük bir ikramiye çıktığı” hâlde, panikten kurtulamadığından “hiiiç!..”
Ey ulema, soruyorum; Tudor’un elinde Fernando da vardı, Ndiaye de. Terim onların yerine aylarca oynamamış adamları kazanmaya oynuyor; Donk’lar, Selçuklar…’lar, …’lar…
Görmüyor muyuz, “bu orta saha sendromu”, maçların ikinci yarısında “ikinci yarı sendromuna dönüşüyor”; ilk yarılarda sahada bambaşka bir Galatasaray var, ikinci yarılarda bambaşka. İşte o “aylarca doğru dürüst oynamamışlar”, maçların ikinci yarılarında oyundan iyice düşüyorlar.
Ne yapsın, Fatih Terim; başlıyor, eldekilerle oyunu tutmayı ya da kurtarmayı denemeye. Bu tablo içinde elbette hatalar da yapıyor, yapmaması mümkün mü?..
Bu hataları, yanlışları eleştirmek elbette hakkımız ve görevimizi yapacağız, ama “Terim’in Tudor’dan farkı kalmadı” diye başlık atmak; işte o utanç verici!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.