Bu kuyudan nasıl çıkılır?..

A -
A +

Okuyucularımdan özür dilerim, spordan da, sporseverlerden de, yazıma “Kusacağım” diye başladığım için!..
Futbolumuzda yaşananlara bakın, “o yaşananların nerelere kadar geldiğine bakın” ve de hadi bakalım “Kusacağım” dedim diye, “Haksızsın” deyin!..
Yıllardır, “futbolu, federasyonlarımızla, kurullarıyla, kulüp başkan ve yönetimleriyle, teknik adamlarıyla, hakemleriyle, basınıyla, taraftarlarıyla spor olmaktan çıkardık”, dahası, her türlü tuzağa, kumpasa, olaya, şiddete açık hâle getirdik. Çıkardığımız “Özel Kanun”u, futbolumuzun “bu hâllere gelmesinde başrole soyunmuş olan” kulüp başkan ve yönetimlerinin “ağlamaklı” baskısı ile kuşa çevirdik ve daha acısı, “bu sinek vızıltısı hâli ile bile” savcılarımızla, hâkimlerimizle “raflarda tozlandırdık!..”
Kulüpçülük / Eyyamcılık / “Böyle gelmiş böyle gider” zihniyeti el ele, futbolu “spor ve oyun olmaktan çıkardı”, her türlü “şaibeli, kirli” organizasyonların oyuncağı olmaya açık hâle getirdi!..
62 yıldır “sporun içinde olan ve yazan bir gazeteci ve spor yazarı olarak” açıkça söylüyorum ki, futbolumuzda “profesyonelliğin ‘milyar liralar, dolarlar, avrolarla konuşulmaya başladığı günlerden beri’, kumpas da vardı, şike de vardı, kayırma da vardı, ayırma da vardı, şiddet de vardı” ve de “bütün bunları körükleyenler, görmezlikten gelenler”, daha da kötüsü “sportif rekabeti düşmanlığa dönüştürmek için elinden geleni ardına kıymayanlar ve bundan beslenenler” vardı!..
Ne yazık ki, “tiraj ve reyting uğruna, sansasyon uğruna” bu “şaibelerle dolu trene binmek ve hatta lokomotifinde yolculuk etmek için” yarışan spor sayfalarımız ve TV ekranlarımız da oldu.
Dahası, bu “çirkin” tablodan “maddi ve manevi olarak” beslenenler içinde “taraftar dernek ve gruplarının liderlerinin de bulunması” hem stat ve salonların tribünlerini “savaş alanı” hâline getirmekte, hem de şiddetin yollara, sokaklara taşmasına yol açmaktaydı!..
Ve… Herkes seyretti, siyasi irade, bunca yıldır “sporu bu hâle getirenlerin eline ve rızasına bırakıldığı için” bir “Kulüpler Yasası” bile çıkaramadı!..
Gene de “Kaf Dağı’nın ardında olsa” da, umut var; bu durumun değişmesi elbette mümkündür, dünyada örnekleri vardır. Bir zamanlar İngiltere Başbakanı “Demir Leydi” Margaret Thatcher’in “şiddete karşı mücadelesi ve müdahalesi” ortadadır; ondan örnek ve ders alınmalı, “kararları ve uygulamaları” elbette “güncellenerek” ve de “kimselerin ağlamalarına, sızlanmalarına bakılmadan” tez elden hayata geçirilmelidir!..
Ne var ki, “Kurultaylar tertipleyelim, herkesin görüşlerini alalım, komiteler kuralım, raporlar hazırlayalım” nutukları ve masalları ve bunca zamandır karşılaştığımız “Kongre eğleniyor” acı gerçeğiyle zaman kaybetmeyelim ve geçen bunca yılda yapılanları (!) tekrarlamayalım!..
Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok, “yumurtanın da dik durmasının nasıl sağlanacağı” da artık belli!..
İyi bilinmelidir ki, sporumuzu, futbolumuzu bu hâle getiren “bugünün ve dünün” yöneticilerinden, “kendilerine sporumuzdaki yerlerini ve koltuklarını kaybettirecek böyle bir hamleye destek olmaları” beklenemez.
Ancak, “Sporumuzda, onlara rağmen ve işe onlar karıştırılmadan, çağdaş bir insan ve mevduat yapılandırması” yapılabilirse, “Böyle gelmiş, böyle gitmeyecek” bir tablo ortaya çıkacaktır; yeter ki “siyasi irade” istesin!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.