Galatasaray’da kim gitsin, kim kalsın?

A -
A +

Bugüne kadar hep yazıp geldim; “Ben, ‘futbol ulemamız gibi’, millî takımlardan başlayarak, büyük kulüpler dâhil, ‘yazıp çizdikleri’ takımların hocalarına, hatta Dünya / Avrupa Şampiyonalarında mücadele eden ekiplerin hocalarına kadar ‘ders verebilecek’ bir teknik / taktik uzmanı” değilim.
Hatta diyebilirim ki, birçok ‘futbol seyircisi’ benden çok daha iyi yapabilir, takımların sistemlerinin, maç taktiklerinin analizini…
Neden mi; “futbol, benim spora sevgi ve ilgi alanımda, basketboldan da, atletizmden de, bisikletten de, tenisten de sonra gelir” ve spor yazarı olarak “yazmam gerektiği için” zorunlu olarak ilgilenirim “tekniği / taktiği / sistemi ile…
Neyse lafı uzattım, bugün “Galatasaray takımı ile ilgili yazacağım”, bu bakımdan sevgili okurlarım yazacaklarımı “yukardaki tablo içinde değerlendirsinler” diye!..
Yasin; gittiğine sevindim, zira bıraktım maç maç farkını, bir maçın içinde bile “beş dakika Garrincha, 30 dakika Urlasporlu Mehmet gibi oynayan” bir futbolcu idi. 5 dakikada yaptığı harika işler için başladığım “ona alkışı” bir anda keser, ‘Hadi be, böyle futbolcu mu olur, Galatasaray’da nasıl oynar’ demeye başlardım, 4 yıl böyle gelip, geçti!..
Gittiği takımda başarılı olmasını ve çok coşkuyla ifade ettiği “Galatasaray’a gol atma” hedefine ulaşmasını dilerim.
Tolga Ciğerci; “bugünkü durumda olmasına, bugünkü duruma düşmesine üzüldüğüm” bir futbolcu. “Psikolojik sorunları, sağlık sorunları olduğu” ortada. İnanamıyorum, Abdurrahim Albayrak “ne iş yapar” Florya’da, Fatih Hoca “nasıl halledemez” bu problemi?..
Geçen sezonun başındaki bir Tolga, bugün “ilk on birde oynayan çok futbolcudan daha çok iş yapabilirdi” Galatasaray’da!..
Bir “uzman” mentor, çoktan halletmişti bu problemi, ama Tolga “haber yokluğundan haber bulmaya gayret eden” Galatasaray muhabirlerinin kalemlerine sakız edildi; çok yazık!..
Rodriguez / Gomis; “Eğer bir futbolcu çok daha iyi mali imkânlarla gideceği bir takımın, bir kulübün kokusunu almış” ise, artık “ondan hayır gelmemeye başlandığı senaryosu” sahnededir; ya “beklediği verilir” ya da “gönderilir”; ortada ve takımda kalırsa, “problem büyür” ve zararı takım görür!..
Belhanda / Feghouli; Ellerinde “kapı gibi” sözleşmeler olan ve “kulübede de, hatta tribünde de otursalar”, o sözleşmelere göre Galatasaray’dan her yıl 7-8 milyon avro alacak olan” bu iki futbolcuyu, “kalırlarsa da oynatmak, gideceklerse de oynatmak zorundadır” Hoca. Hele “satacağın kadar oyuncu alabilirsin” gibi bir UEFA cenderesi varsa ortada.
İnanıyorum ki, “Yönetimin kabul edeceği mali şartlarda talipler çıkarsa”, bu iki futbolcudan da “hemen” vazgeçecektir Fatih Hoca, ve de “hemen” Alanyasporlu Emre’nin transferini bitirecektir!..
Feghouli / Belhanda gibi “Galatasaray’a çok pahalıya mal olmaya devam eden” iki futbolcu, “ya oynar, oynayacak hâle getirilir ya da satılır”; bunların gerçekleşmesi için de “hazırlık maçlarında oynatılmaları”, inat ve ısrarla oynatılmaları zorunludur; kulübede oturan, tribünde oturan oyuncuları kim alır; işte örneği yıllardır ortada; Tarık Çamdal!!!
“Alırken iyi seçmezsen”, olacağı budur ve olmaya da devam edecektir!..

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.