Hâlâ Fenerbahçe’deler mi?..

A -
A +

Fenerbahçe, “en büyük yıldızı, Galatasaray kaçağı Hajrovic olan” bir takıma 14-1 yenilebilir miydi”; yenilebilirdi; zira Zagreb’de “Fenerbahçe yoktu”, felaket bir “Comolli / Cocu takımı” vardı ve ne yazık ki, o takımın futbolcularının sırtlarında da “sarı-lacivertli Fenerbahçe forması” vardı.
Bunca yıl futbol seyrettim, “böylesine futbol olarak da, futbolcu olarak da bu kadar düşük seviyeli bir Fenerbahçe takımı” görmedim; evet Fenerbahçe’nin “hezimete uğradığı maçları da seyrettim”; ama “böylesine bir ‘futbol’ rezaletini seyrettiğimi” hatırlamıyorum!..
Evet, Dinamo Zagreb, “Fenerbahçe formalı Comolli / Cocu takımını 14-1 yenebilirdi”; direkler, adamların kale önündekiler bir yana, kale dibindeki beceriksizlikleri, “Bursaspor’daki Harun’dan ‘kötü’ anlamına bambaşka bir Harun’a benzeyen kalecinin şanslı gününde olması, Hakemin “misafir takıma acıması” skoru “4-1’de” bıraktı!..
Lafı uzatmayayım. Bu satırları, cuma sabahının saat 9’unda yazıyorum; “gece ne oldu” bilemem, “gün boyu ne olacak” onu da bilemem; ama “olması gerekeni” biliyorum; Comolli de, Cocu da “hemen kulübün kapısının önüne konulmalı!..”
“Beşiktaş maçı sonrası” beklenirse, “tehlike ve risk” kapıdadır; ola ki Fenerbahçe “Konyaspor’u yendiği gibi” Beşiktaş’ı da ‘tesadüfi’ bir golle yener; o zaman “bu müthiş (!) takımı kuran ve oynatan bu müthiş (!) ikiliyi koy koyabilirsen” kapının önüne!..
Bakınız, “bu müthiş ikilinin elinde Fenerbahçe takımının bu hâle gelmesinde” elbette baş sorumluluk Başkan Ali Koç’tadır ama “onun hemen arkasından” gelen büyük sorumlu da “Fenerbahçe medyasıdır!..”
TV ekranlarında, gazete manşetlerinde, o gazetelerin köşe başlarında, “Fenerbahçeli yazarlar, yorumcular” bu “bugüne kadar daha kötüsü görülmemiş” takım kurulurken, alınan 3’üncü, 4’üncü sınıf oyunculara “övgüler” yağdırmamışlar mıydı?..
Eğer “onca paraya kurulan” bir takımın Zagreb’de “en iyi oyuncusu” Fenerbahçe’den gönderilmek için “onca uğraşılan” ve “kalan” Aatıf Chahechouhe ise, anlayın Comolli / Cocu takımın nasıl kurulduğunu!..
Sevgili Fenerbahçeli okurlarım, sizlerin “bu satırları okuduğunuz” saatlerde, eğer “Fenerbahçe’nin avro milyoneri yaptığı” bu iki adam, hâlâ Fenerbahçe’nin başında kalmışsa ve de daha kötüsü kalmaya devam edecekse, “geçen yıllarda çektiğiniz acıların çok daha fazlasını çekeceksiniz” demektir; Allah yardımcınız olsun! Tabii Başkan Ali Koç’un da!..

Şenol Hoca’ya ne oldu?..
Bıraktım “bir hocayı”, bir insan “bu kadar kısa zamanda” bu kadar nasıl değişebilir?.. Daha düne kadar “hocaların filozofu” denilen bir teknik adam, bugünkü “olumsuzluk” maskesini inatla ve ısrarla takmaya devam eder?..
Kötü sonuçların “kendisi dâhil sorumlusu”; Federasyonundan, kulüp başkanına, hakeminden, VAR’ına, futbol talimatından, futbol kaidelerine, futbolcusundan, futbol yorumcularına kadar “her şey ve herkes!..”
Şikâyet… Şikâyet… Şikâyet…
Bir örnek vereyim:
Malatyaspor maçında, Medel’in gördüğü “ikinci sarı kart” için futbol yorumcumuz “Beşiktaşlı” Metin Tekin, bak hocam, ne dedi; “Gary Medel’in gördüğü ikinci sarı kartının çok haksız olduğunu düşünmüştüm. İlk başta iyi müdahale ediyor. Fakat daha sonrasında Medel eliyle rakibin ayağını çekiyor. Tutup yakalayamıyor ama dengesini bozuyor. Bu bence net sarı kart.”
Peki, sen ne yaptın; “Faul bile yoktu” diyerek, “genç” hakeme veryansın ettin!..
Sana yakışıyor mu, sevgili hocam?..

Tüzüğü paspas edeceklere son uyarı!..
“Evet, Tüzüğümüz öyle diyor ama, biz idare edebilir ve Tüzüğe aykırı olsa da, bunu yapabiliriz” diye “icazet veren” hukuk hocalarının olduğu bir kulübün başına ne gelebilir; “Hukuk şamarı!..”
“Efendim, üyelerimiz itiraz etmezler, başkanımıza, yönetimimize güvenimiz tamdır, yapalım” diyenlerin suratlarına “şamar gibi inen” bir kararı var, mahkemenin! Galatasaray üyelerinin mahkemeye götürdüğü ve itiraz edip, “uygulamanın Tüzüğe aykırı olduğunun tespitini istediği” bir olay için!..
Olay şuydu; bir Divan Kurulu toplantısında, “verilen bir önerge ile oturumun kapalı yapılmasına karar verilmiş” ve salondan “Divan Kurulu üyesi Galatasaraylılar hariç” herkes çıkarılmıştı; “Galatasaray üyesi olup da, Divan Kurulu üyesi olmayanlar” da!..
Halbuki, Galatasaray Tüzüğü, “konuşmamak ve oy kullanmamak” şartı ile “Galatasaray Kulübü üyelerinin Divan Kurulu toplantılarını izleyebileceklerini” amirdi!..
Salondan çıkmak istemeyen ve Tüzük maddesini okuyan Galatasaray Kulübü üyelerinin itirazları Divan Başkanlığınca reddedilmiş ve “hepsi” salondan çıkarılmıştı.
Bir üye (Prof. Dr. Ahmet Özdoğan), olayı Asliye Hukuk Mahkemesi’ne taşıdı, işte karar: “Davanın KABULÜ ile davalı GSK Derneği’nin 12.04.2017 tarihli Nisan ayı Divan Kurulu toplantısında GSK Derneği tüzüğünün 102.5 maddesi gereğince verilen karar üzerine kulüp üyelerinin toplantıdan çıkartılması işleminin Tüzüğün 101.6 maddesinin 2. bendine aykırı olduğunun tespitine karar verildi. 17.04.2018”
Ey sevgili Başkan Mustafa Cengiz, bilesin ki, “Bu olağanüstü genel kurul yapılırsa”, bir değil belki de bin Galatasaray üyesi mahkemeye “bu genel kurulun iptali için” müracaat edecektir!..
Galatasaray Kulübü’nün kamuoyu önünde de, resmî / özel kurum ve kuruluşlar önünde de “çok zor durumda bırakacak olan” bir tablo ortaya çıkacak ve bunun “fiili tek sorumlusu” da, zatıaliniz olacaksınız, tabii “hukuki olarak” da yönetim kurulunuz!..
Zaman daraldı ama, henüz var; iyi düşününüz; kendinize de, yönetiminize de, Galatasaray’a da yazık etmeyiniz!..
ETMEYİNİZ!..

Şaka!..
Dinamo Zagreb-Fenerbahçe maçını seyrederken, teknik direktör Cocu’nun, “ilk” değişiklikler olarak “takımın en iyileri olan ve sahada bir şeyler yapmak isteyen” Aatıf’ı ve Benzia’yı oyundan alması üzerine bana sordular; “Bu adamlar oyundan alınır mı?..” Güldüm; “Elbette alınırlar, sahadaki takımın futboluna yakışmadılar!..”

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.