...gündemin kırıntıları...

 

Bunlar bayramda hayvan haklarından bahseder.

Yılbaşında hindi peşinde koşarlar. Arakan'da Müslümanlar hem de bayramda boğazlanırken gıkları çıkmaz.

Nusret'in dirseğini görebilmek ve etinden tadabilmek için sıraya girer, nerdeyse asgari ücret parası hesap öderler. 

“Hacca ne gerek var” der, bayram değil tatil yaparlar.

Saatlerce pasaport kuyruğunda bekleyip birkaç günde Yunan adalarında hac parasından fazlasını orada bırakırlar.

Ondan sonra da yakınırlar;

Millet sizi çok iyi anlıyor. Onun için gizli oy, açık tasnif yapılan hiçbir seçimde iktidar olamadınız. 

“1977 var ya” demeyin!..

Onun da ayrı bir hikâyesi var.

O dürüstlük abidesi (!) eski başbakanın Güneş Motel rezaletini de unutmadık.

Ancak öyle iktidara gelebildiniz… Ki, ilk icraatlarınızdan biri de hormonlu civcivler gibi 3 ayda öğretmen yetiştirmek (!) olmuştu.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

YARDIMCISI Tayfur Havutçu’dan beklediği verimi alamayan Mircea Lucescu, Selahattin Dayı’dan konuya el atmasını rica etti.

…

F.BAHÇELİLER Derneğinden resmî açıklama; “Şimdi anladınız mı Ozan Tufan, Mehmet Topal, İsmail Köybaşı ve Şener’i aynı takımda seyretmenin ne demek olduğunu?..”

…

FENERBAHÇE Transfer Komitesi’nin 3 gündür kurban pazarındaki arayışlardan da sonuç çıkmaması üzerine, arayışlara son verildi.

 

 

 

“21.08.2007" tarihi; Sırrı'nın aracının muayenesi için son günmüş...

Bir gün önceden başka birinden yangın tüpü, sağlık çantası, çekme halatı falan alıp, çok kalabalık olmadan halletmek istemiş...

Temiz kâğıdını almış, vezneye parayı yatırmış ve yaklaşık olarak 501'inci araba olarak sıraya girmiş...

İkindi saatlerinde kendisine sıra gelmiş...

Kaputu ve bagajı açmış, evrakları görevliye vermiş ve denetlenmeye hazır bir vaziyette beklemeye koyulmuş...

Adam ruhsatı incelemiş, "Bir de bizim gibi Lazlara laf ederler" diye mırıldanmış;

"-Al bu ruhsatı, seneye bugün gel" demiş... Muayene bitiş tarihine gözleri buğulanarak bakmış:

 

 

 

 

 

 

MURAT ÖZARI: Kimmiş, berber mi?..

 

***

 

FİKRET ENGİN: Gomis’i de beğenmezsin sen şimdi?..

 

 

 

 

 

 

Temel yeni ehliyet almış, yolda gidiyormuş...

Dümdüz yolda giderken yolun ortasındaki bir direğe çarpmış, araçta sıkışıp kalmış...

Herkes başına toplanmış ve sonunda trafik polisi gelmiş;

-Beyefendi nasılsınız, iyi misiniz?..

-O zaman isminizi söyleyin de durumu karınıza haber verelim...

 

 

 

 

 

“-Yalnızsın…

Yalnız bir adam gibi yürümeyi, aylak aylak dolaşmayı, sürtmeyi, bakmadan görmeyi, görmeden bakmayı öğreniyorsun...

Saydamlığı, hareketsizliği, var olmayışı öğreniyorsun...

Bir gölge olmayı ve insanlara sanki hepsi birer taşmış gibi bakmayı öğreniyorsun…”

 

 

 

 

 

Bir mağazada çalışıyorsanız sık sık rezil olabileceğiniz durumlardır...

Geçenlerde bir çift geldi ve kıyafeti denerken bayanın göbeği gözüme çarpınca, “Aa bebek mi bekliyorsunuz?..”

Patavatsızlığımı laf ağzımdan çıktıktan sonra fark ettim...

Çünkü satın almaya çalıştıkları şey bir gelinlikti...

Almadılar da zaten...

 

 

 

Önceleri sadece balolarda, TV'lerde, gazetelerde görebildiğimiz devlet büyüklerini;

 

***

 

Durup; “Sağ yap, sol yap, topla gel” diye vatandaşa yol gösteren başbakan iyi ki varsın.

 

***

 

BM, DEAŞ ekim ayı sonunda tedavülden kalkacak demiş.

Taliban, El-Kaide, DEAŞ sıra ile gittiğine göre bakalım şimdi tedavüle neyi sokacaklar?..

 

***

 

Hindistan Müslümanlarından gelen paralarla kurulan banka 93. yaşını kutluyor.

Ama Hint ve Arakan Müslümanları perişan hâlde.

Kutlamak iyi de; vefa da şart.

 

***

Dinimiz emrettiği için bayram yapıyoruz.

 

 

 

-Vardar'a elenen topçularla Ukrayna deplasmanına çıkıyoruz. Allah akıl fikir versin…

 

 

-Mehmet Topal, İsmail Köybaşı, Şener ve Ozan'ın kanser etme olasılığı radyasyondan daha yüksek bence.

 

 

-Sayın Cumhurbaşkanım Millî Takıma da kayyum atayın lütfen…