Doktorluk…

Doktorlar sık sık duygusallıktan yoksunlukları, rüşvetle ilgili kokuşmuşlukları ve aptalca ya da aşırı tutkunlukları yüzünden kınanırlar...
Ancak onlar bize hayatlarının ilkbaharını feda ettiklerini; öbür insanlara yararlı olmak üzere yirmili ve otuzlu yaşlarında en değerli yıllarını tümüyle yitirdiklerini hatırlatmazlar bile...
Dahası pek çok yokluğa göğüs germiş, çoğu doktor bütün bu zaman dilimleri içinde bir düzine geceyi bile gerçek uykuda geçirmemiştir...
Pek çoğu bu yolda evliliklerini kurban etmiş ve çocuklarının büyümesini izlemenin benzersiz fırsatını kaçırmışlardır...
Bu sebeple doktorlar dünyanın kendilerine zenginlik, saygınlık ya da toplumsal yeri sağlamak gibi bir bedeli borçlu olduğunu savunduklarında onların bu istekleri tümüyle sebepsiz değildir...
Ayrıca asık (!) suratlı istatistikler göstermektedir ki, doktorlar sık sık hastalarından daha kötü acıları çekerler...
Çünkü kimse yıkılan bir evliliği onaramaz, ya da babasının sürekli savsaklamaları yüzünden yıkıma uğramış çocukların ahlakını düzeltemez...
                                                           (...Erich Sega

Öğrendim ki; “-Şükür ne kadar büyük olursa, rızık da o kadar büyük oluyor...”

Ana Kumanda
(...TEVE 2 - Kelime Oyunu)
İHSAN VAROL: Bir yöremizde halk oyunu aynı zamanda bir peynir türü?...
YARIŞMACI: Hamçökertme...
...
İHSAN VAROL: Ne iyi, ne kötü?...
YARIŞMACI: Orta-morta...
...
İHSAN VAROL: Elektrik anahtarı, ya da şalter?...
YARIŞMACI: Çevik Güç...
...
İHSAN VAROL: En bağışlayıcı yargı organı?...
YARIŞMACI: Ana yüreği...
...
YARIŞMACI: Dolaylama olabilir mi?...
YARIŞMACI: Hayır efendim o Dalai Lama...

Temel’in yeri...
Temel işlediği cinayetten yargılanıyormuş...
Hâkim elinde suç aleti olan bıçağı göstermiş; “Bunu tanıyor musun” diye sormuş...
Temel, “Tanımıyorum” demiş...
Sonra bir daha sormuş, “Tanıyor musun” diye...
Yine “Tanımıyorum” demiş Temel...
Suç aletini tanımayınca hâkim mahkemeyi ertesi güne ertelemiş...
Ertesi gün hâkim yine sormuş;
-Bunu tanıyor musun ?...
“-Tanıyorum hâkim bey...” 
-Nereden tanıyorsun bakalım?...
“-Dün gösterdin ya hâkim bey...”

...gündemin kırıntıları...
İkinci bir emre kadar; vize alıp çocuk doğurmak için Amerika’ya gidemeyecekler.
∞∞∞
Fren ne ki, adamlar Avrupa üyeliği önüne zaten takoz koymuşlardı.
∞∞∞
Gözyaşlarını silsen de yürek kanamaya devam ediyor.
∞∞∞
Bazılarımız insana yanan bir sigara kadar değer verip vakit ayırmıyor ya. 
İnsanın ‘yansın bu dünya’ diyesi geliyor.
∞∞∞
Güzel konuştuğumuz kadar güzel yaşasaydık, güzel olurdu.
∞∞∞
İstikbali sadece mobilyacıda ararsan, oturur kalırsın. 
Ayakta kalmak istiyorsan, istikbali köklerinde arayacaksın.
∞∞∞
30 yıllık rüya bir gece (bu gece) ansızın bitti.
O boruları başka bir yere döşerler artık.
∞∞∞
İt ne kadar büyük olsa da onu defedecek bir sopa mutlaka vardır.

İtirafım var...
 

(...isim: muzaffer ...şehir: istanbul ...yaş: yirmi dört)

Benim şahit olduğum bir trafik polisi anonsu da çok komikti...
Fatih’teki postanenin caddesinde bir araba park etmek için yer bakınıyor, polis amca, ona kızıyor...
Yalnız plakasını okumak yerine, tampondaki yazıyla sesleniyor;
“-Babam sağ olsun, bekleme yapma canım... Babanı pişman etme...” 

Krampon
MİLLÎ Takım’ı dünya kupasına götüremeyen Yıldırım Demirören’den beklenen açıklama geldi; “22 adam bir topun peşinde koşuyor, para sizin cebinize mi giriyor?…”
∞∞∞
MİRCEA Lucescu, Sabri’nin millî takıma yeniden alınmasını yorumladı; “Bu sefer biz FEDA dedik...”
∞∞∞
SİNAN Engin’in, “Bu sezon Beşiktaş’ın yılı olacak” açıklamasının ardından GS, FB ve TS kulüplerinden ortak açıklama geldi: “Artık hedef ikincilik”...

Bizim pano
Haftanın olayını Fatih anlatıyor;
Yazı işlerine yeni gelen bir abi, işi gereği bilgisayarın başına oturuyor...
Biz de bakalım belki bir şeyler daha öğreniriz çok bilgili birine benziyor diye düşünerek 3 kişi başında duruyoruz...
Abi “Size bir soru soracağım” diyor “Ama dalga geçmezseniz”...
Biz de zor bir şey soracak diye bekliyoruz... Ama müthiş soru beklenenden farklı...
Abi ekrandaki farenin imlecini göstererek:
“-Siz bunu nasıl hareket ettiriyorsunuz?...”

Ayaküstü...
Beyaz Türkler (!) millete hâlâ ayar verme peşindeler…
Çanakkale Belediye Başkanı da böyle… Cumbul da böyle…
Dünya değişiyor…
Bunlardaki kafa hep aynı…
Kibir. Kibir. Kibir...
Bizler ve siz.
Yani ötekiler kafası.
                        (...Mustafa Koç/Okur-Yazar)