Bizim pano

A -
A +

(...Bizimkilere gelen telefon mesajları)
SERDAR’A: Benim çoraplarımı giymişsin... İş yerinde paçalarını sıvama...
(...Evden)
...
BÜNYAMİN’E: Evinize giren hırsızım... Cüzdan boş çıktı, kredi kartlarını almak istiyorsan, 70 milyonla meydana gel...
(...Ailenizin Hırsızı)
...
CAHİT’E: İki gün önce gazetede çıkan haberi kaldırabilir miyiz?... Çok tepki geldi de...
(...Sabri Sarıoğlu)
...
TALİP’E: Sabah gelirken poğaça al... Yoksa Ömer Abi’ye söylerim bendeki bombaları...
(...Fatih Bilgi)

ÖĞRENDİM Kİ; “-Eğitmek; engellemekten kalıcıymış…”

Krampon...
G.SARAY’la gündeme gelen Arda Turan, maçlara Barcelona forması ile çıkma şartı koyunca, görüşmeler tıkanma noktasına geldi.

AZİZ Yıldırım’ın olayları değerlendirirken “Karagöz, Hacivat’ı neden döverdi biliyor musunuz” demesi, Fenerbahçe’deki olayların tiyatro olduğunu belgeledi.

Temel’in yeri...

Her yıl düzenli bir şekilde yapılmakta olan ulusal bilim kongresinden çıkan Temel’in yanına gazeteciler yaklaşıp kongre hakkındaki düşüncelerini sormuşlar...
Temel gazetecilere dönerek;
“-Her yıl yapılmakta olan bu bilimsel toplantıların sayntifik açıdan müşahede edildiğinde, pratik uygulamalar açısından ne ifade ettiği diskusyonunun farklı felsefi yaklaşımlara sahne oluşturduğu ideası öteden beri mevcut olup, bu görüşler üzerinde yapılan tartışmaları lojik açıdan ele aldığımızda pozitif unsurları...” deyince Dursun yanındakilere dönmüş;
“-Toplantıdan önce hiçbir şeyi yoktu... İnşallah eski hâline döner...”

 

itirafım var...
(...isim: komşu kızı ...şehir: ankara ...yaş: otuz iki)
O yıllar babam öğretmen olduğu için Doğu görevine gideceğiz...
Bitlis’e tayinimiz çıktı...
Babam ev bakmak için önceden gitti...
Geldiğinde “Nasıl” diye soruyoruz...
Çok Kürtçe konuşulduğundan bahsetti... Ben de çocuk aklımla kimsenin Türkçe konuşmadığını zannettim...
Yola çıktık mola verdiğimiz yerde gerçekten herkes Kürtçe konuşuyordu...
Babam yiyecek bir şeyler almak için gitti...
Annem de bana “İki çay söyle şu garsona” dedi...
Ben garsonun karşısına geçtim...
Sanki yabancıya anlatır gibi çabalayarak, işaretlerle 2 çay istemeye çalıştım.
Adam benim garip hareketlerime bakıp “Tamam bacı” demesiyle şoke oldum ve rezil yüzümle ablama baktım...
Onun alaycı sırıtmasıyla bir kere daha rezil oldum... Ablam her çay içtiğimizde bana eliyle 2 çay işareti yapıyor hâlâ...
(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)

Toplum...
“-En mükemmel insanın bile alışkanlık sonucu kabalaşabileceğine, rezilleşebileceğine inanıyorum...
Başkaları üzerinde egemenlik sarhoş eder insanı…
Kabalık ve rezillik gelişir; insanın aklına, duygularına ulaşır ve sonunda insan normal olmayan şeylerden zevk almaya başlar...
Bir canavar olur...
…Ve insanlığa, pişmanlık duygusuna, doğduğu hâle dönmesi imkânsızlaşır…
Böylesine bir güç sahibi olma isteği salgın bir hastalık gibi bütün topluma bulaşır…
Öylesine çekicidir güç sahibi olmak...
Bu tür olaylara ilgisiz kalan bir topluma hastalık bulaştı demektir...
Sözün kısası, bir insanın bir başka insana işkence etmek hakkının olması toplumun bir hastalığıdır…
Toplumda insana özgü yeteneklerin kaybolduğunun, bir ülkenin yurttaşları olmak bilincinin yok olduğunun, toplumda çürümüşlüğün başladığının göstergesidir...”
(…Dostoyevski)

Erkek olmak iyidir; -Bir çift ayakkabıya hak ettiğinden fazla değer vermez, birkaç çift ayakkabı ile bir ömür geçirebiliriz...
...
-Her diyete tav olmaz, tamamlayamayacağımız diyete başlamayız...
...
-“Bu tartı doğru mu tartıyor” diye kıvırmayız... Bizim tartılar her zaman doğru tartar...
...
-10 numara denilince akla gelen bütün isimler erkektir...
...
-Uzuneşek biz erkekler için tasarlanmış, lise yıllarının en zevkli oyunudur...
...
-”Erkekler Günü” gibi bir saçmalıkla kandırılacak kadar saf değiliz...
...
-Saçımızdaki herhangi bir değişiklik fark edilmedi diye saçımızı başımızı yolmayız...
...
-”Dünya Kadınlar Günü” senede bir defadır, geriye kalan 364 gün 6 saat bizimdir...
...
-Yaşlandıkça doğduğumuz yılı saklama çabası içinde olmayız... 

Ayaküstü...

İttifaklarına bakılırsa 20. yüzyıl başında Almanya’nın başına gelenler, 21. yüzyıl başında Amerika’nın başına gelecektir...
Toz duman dağılınca bakalım Yeni İsrail nereye kurulacak?

Suudilerin Veliaht Prensi Muhammed Salman ile BAE Veliaht Prensi Muhammed bin Zaid en-Nahyan;
Bizim Enver, Talât, Cemal Paşa üçlüsünün 21. yüzyıl Arap versiyonudur.

İran tehdidi diyerek Suudilere, Kuzey Kore tehdidi diye Güney Korelilere milyarlarca dolarlık silah satışı.
Kim kime çalışıyor belli değil.
(...Mustafa Koç / Okur – Yazar)

Ana Kumanda

(...BEYAZ TV / Beyaz Futbol)
RASİM OZAN: Ben bu olaylarda kasıt görüyorum...
AHMET ÇAKAR: Yav sen konuşunca burnundaki kıllardan ne düşündüğünü anlıyorum ben... Bana anlatma...

(...FOX TV - Magazin)
MUHABİR: Yurt dışında olmak size kişisel olarak ne kazandırdı?..
KENAN DOĞULU: Vücudumdan tutun da bakış açıma kadar her şeyim sakinleşiyor... 

(...KANALTÜRK / Magazin)
MUHABİR: Senin sevenlerin olduğu kadar düşmanın da var?..
NİHAT DOĞAN: Benim yanımda olan benim ışığımı alır... Her kim ki Nihat Doğan’ın uzağına düşer karanlıklar içinde kalır...

Bizim pano

 

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.