(...Gelmiş geçmiş en “Dalgın” personel Serdar’ın hikâyeleri)
-Parkta otururken sağında oturan Yunus yerine, solunda oturan ve o güne kadar hiç görmediği adamın kuruyemiş paketine elini atması...
-Katıldığı bir sağlık toplantısının müzik eşliğinde gerçekleşmesi ve “Ne ilginç düşünmüşler, müzikli toplantı vs.” demesi. Telefonunun çaldığını birkaç tekrardan sonra anlaması...
Bir yandan telefonla mesaj yazarken, bir yandan yürüyen merdivenlerle çıkması... Aslında o merdivenlerin yürüyen merdiven olmaması...
-Cuma günü saat 23.00’teki halı saha maçına çarşamba günü 23.10’da gitmesi ve Rıfat Abi’ye “Kusura bakmayın, 10 dakika geciktim” demesi...
Krampon...
TÜRKİYE Futbol Federasyonu, Dünya Kupasına katılamayan Millî Takıma moral primi vereceğini açıkladı…
YILDIRIM Demirören; “Almanlar kaybedince biz de kaybetmiş sayılıyoruz da, kazandığında biz neden kazanmıyoruz?...”
SAN MARİNO ve Faroe Adaları moral depolamak için Millî takımımızla maç yapmak üzere TFF’ye başvurdu…
Terör...
Ana Kumanda
(…ATV / Tatlı Sert)
(...KANALTÜRK-Magazin)
MUHABİR: Bir dönem ‘Sabah Şekeri’ olarak te-
levizyon programı yapıyordunuz?...
ERKAN PETEKKAYA: Evet, bir zamanlar sabah şekeriydim, şimdi akide şekeri oldum...
Kadınların bilmediği sözler;
“-Peki hayatım, yine senin dediğin gibi olsun...”
…
“-Biliyor musun evlenmemizi en çok annem istiyor...”
…
“-Kendimi kuş gibi hissediyorum, sence çok mu zayıfım...”
…
“-Kızımız olursa babaannesinin adını koyalım olur mu?...”
…
“-Sana bir çay daha koymamı ister misin?...”
…
“-Bu aralar arkadaşlarını çok ihmal ediyorsun...”
…
“-Evin küçüğü büyüğü olmaz şekerim... Ev evdir...”
…
“-Annem ve babam gelmek istediler, müsait değiliz dedim...”
Temel’in yeri...
Temel ağacın dalına oturmuş, Nasreddin Hoca gibi oturduğu dalın dibine testereyi dayamış, kesmeye başlamış...
Olayı gören komşusu aşağıdan bağırmış,
“Yapma... Düşeceksin...”
Temel aldırmayıp devam etmiş...
Sonuç belli; dal kopmuş, Temel düşmüş...
Sonra belini tutarak doğrulmuş ve komşusuna bağırmış;
“-Şom ağızlı... Ağzını açtın mı, bak neler oluyor...”
itirafım var...
(...isim: m.b. ...şehir: istanbul ...yaş: yirmi beş)
İzin gününde kalkıp, işe gelmek ve o gün izinli olduğunuzu akşama yakın bir saatte fark etmek olabilir...
Zaten aynı dalgınlığı okulda da birkaç defa tekrarlamış, cumartesi ve pazar günleri çantayı sırtlamışsınızdır...
Haa; ayrıca askerden tezkereye gelirken de; hem sizin, hem bölük yazıcısının, hem de arkadaşların yanlış hesabı yüzünden 2 gün geç terhis olmuşluğunuz da vardır...
Hayatım hizmetle geçti...
(omer.soztutan@tg.com.tr
- itiraf edin, rezil edelim...)