Hanımlar için ürünler

-On dakikayı aşınca kendiliğinden kapanan telefon...

-Hanımın maç izlerken içi yanıp mâni olamaması için oyuncuları futbolculardan oluşan pembe dizi...

-Televizyonda seyredilen filmi izahatlara döken uzman...

-Eli yüzü fiziği düzgün bir aşçı... Eli yüzü fiziği düzgün bir kuaför...

-Masaya yapışık tabak, çanak ve bardaklar...

-Çalıştığında arabesk müzik çalan elektrik süpürgesi...

Öğrendim ki; “-Haklı olmaya ihtiyacımız varmış, bilinmesine değil…”

Bizim pano

SERDAR: Niye geç geldiniz ki böyle?..
BÜNYAMİN: Stop edince arabayı vurdurmak zorunda kaldık...
SERDAR: Bir yere çarpmadan gelseniz şaşırırdım?..
∆∆∆
SERDAR: Geçen yemekhanede biriyle tanıştım TGRT’den... Neydi adı yaa?..
MURAT: Eren mi?..
SERDAR: Yok yaa 4 harfliydi... T ile başlıyordu galiba.
MURAT: Tuna mı?..
EMİN: Değil değil, Rahmi gibi bir şeydi...
∆∆∆
SERDAR: Abi sen hangi ayda evlenmiştin?..
FATİH: Kasımdı galiba... Niye sordun...
SERDAR: Hımm... Akrep yani...

Yıldız Abla Günlüğü
-Ne çok ağladım ben… Bir damla yaş dökmeden…
-Nerde kalmıştık?.. Pardon ben kalmıştım, sen gitmiştin…
-Sevdası büyük olanın imtihanı ağır olur…
-Eğer umuttan bahsediyorsak, ben tren istasyonunda vapur bekliyorum…
-Hepimiz bir ara mutlu olduk… Çok azımız öyle kaldı…
-Onlar düşmanlık etme cesaretini sevgimizden aldılar…

Diyalog...

“-Bu gün kimse konuşmuyor…
Eski söylediklerini yinelemeyenlerden başka…
Çünkü dünyayı sürükleyen kör ve sağır güçler, öğütleri, haber vermeleri, yalvarıp yakarmaları dinleyeceğe benzemiyor...
Şu son yıllarda gördüğüm bizde bir şey kırdı…
Bu şey, insanın güvenidir…
O güven ki, insanlığın dilini konuştu mu bir başkasından insanca karşılık göreceğimize inandırır bizi...
İnsanlar arasında sürüp giden uzun diyalog bitti…”

itirafım var...

(...isim: eren ...şehir: istanbul ...yaş: yirmi dört)
Eve gelince kaybettiğim anahtarı, iş yerinde unuttuğumu sandım...
Yalnız yaşıyordum ve ofisim oldukça uzaktı...
Kapının önünde, arabanın içinde yatmaya karar verdim...
Sabah gözümü açtığımda, güneşin ışığı, yerdeki anahtarımdan yüzüme çarpıyordu...
(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)

Ayaküstü...

Anladım ki;
Akıl ne kadar azsa, çene o kadar çok çalışıyormuş.
∆∆∆
Bazılarına, “Mide kolay, gözünüz doysun” diyesim var.
∆∆∆
Öğrendim ki.
İki tarafa bakan, şaşı bakarmış.
∆∆∆
Kimine varlık batıyor, kimine yokluk.
(...Mustafa Koç / Okur – Yazar)

KRAMPON

OLYMPIAKOS, Emenike’yi Fenerbahçe’ye geri satmak için bir miktar para ve Atina’da imara açık arsa vermeyi planlıyor.
∆∆∆
GALATASARAY taraftar grubu Ultraslan Fenerbahçe kongresinde Aziz Yıldırım’ı destekleme kararı aldı.
∆∆∆
AZİZ YILDIRIM; “Dolar 4 TL’ye yaklaştı, enflasyon tavan yapmış, Ali Koç Fenerbahçe Başkan adayı bunlar hep dış güçlerin oyunları…”
∆∆∆
SON İDMANDA sakatlanan Robin van Persie, kafasından vurularak yaralanan İbrahim Tatlıses’ten daha fazla yattı…

Ana Kumanda...

(...KANALTÜRK - Haber)
MUHABİR: O tavuk etlerini nereden aldınız?..
MANGAL YAPAN ADAM: Niye soruyorsun, tavuğun mu kayboldu?.. 
∆∆∆
(...TV 8 / Bay Tahmin)
FİKRET ENGİN: Abi bir mesaj gelmiş... Senin saçını kesmek istiyormuş... 
MURAT ÖZARI: Kimmiş, berber mi?..
FİKRET ENGİN: Hayır kasap...