Ayaküstü...

A -
A +

Türkiye şimdi fikren ikiye bölündü diyorlar ya.
Külliyen yalan.
Eskiden tek seslilik vardı.
Bir tarafın sesi çıkamıyordu.
Çok sesli olunca bölündük diyorlar. Durum budur.
∆∆∆
‘Şeyh uçmaz mürid uçurur’ derler ya.
Aynen öyle.
Mevlevi müridleri dönmemiştir.
Ancak birileri ha bire semazen deyip döndürüyor.
Yazık.
∆∆∆
Birinci 3 milyarı bile ödemeyen AB, ikinci 3 milyarı da Türkiye’ye ödeyeceğini duyurmuş.
Rahmetli Osman Dedem’in dediği gibi:
Adanmayla mal mı tükenir.
∆∆∆
Ne zaman adam oluruz sorusuna, “Paraları hortumlayanlardan çok, imanları hortumlayanları gündeme getirdiğimiz zaman” dedi.
“Beyinler hortumlanınca cep öne çıkıyor” diye ilave etti.
(...Mustafa Koç/Okur-Yazar)

Öğrendim ki;“
-Güzel bir manzara için, dik bir yokuşu göze almalı...”

Temel’in yeri...
Adam göle düşen kadının karısı olduğunu zannetmiş ve avazı çıktığı kadar bağırmaya başlamış;
“-İmdaaat... Karım göle düştü...”
O sırada balık avlayan Temel’i görmüş ve “Lütfen” demiş; “Karımı kurtarırsanız size 500 dolar...”
Temel hemen atlamış suya, bir iki sert kulaçtan sonra yakalamış kadını, kumsalda bekleyen adamın ayaklarının dibine bırakmış...
“Evet” demiş “500 doları alayım...”
“Ama” demiş adam, “Ben karım zannetmiştim, bu benim kaynanam...”
“Hay böyle şansın” diye saymış Temel ve cebinden cüzdanını çıkartmaya çalışırken,
“-Ne kadar ödeyeceğim...”

Bizim pano

Serdar’ın yeni telefon almış arkadaşına geçtiği mesaj;
“-Beni çaldırıp kapatır mısın?... Numarayı sadece öyle kaydedebiliyorum...”
∆∆∆
Beşiktaş muhabiri Murat; şef Cahit’e boş mesaj geçmiş...
Cahit, “Mesaj boş geldi, ne diyorsun” diye yine mesajla sormuş... “Anlamadın mı abi” diye cevap yazmış Murat;
“Mesaj yazmaya bile hâlim yok, gelemeyeceğim...”
∆∆∆
Bünyamin mesajın yarısını tamamladığı telefonu Enver’e uzatıyor;
“-Hacı şuna projektör yazıp versene bana...”

Ana Kumanda
(...BEYAZ TV – Beyaz Futbol)
GÖKMEN ÖZDENAK: Sporcunun ahlaklı ve çevik olanı makbul değil mi abi?...
AHMET ÇAKAR: Yapma Gökmen, bu felsefede sporcu kaldı mı?..
GÖKMEN ÖZDENAK: Hadi çevikten vazgeçtim...

itirafım var...

(...isim: şevket ...şehir: istanbul ...yaş: bilinmiyor)
Bir arkadaşın doğum günü vardı...
İş yerindeyken hanımı arıyor.
Aynen aktarıyorum ablanın dediklerini:
“-Canım iş yerine bir sipariş verdim, bugün kargoyla gelecek haberin olsun... Sana doğum günü hediyesi aldım. Ama ödemeyi sen yapacaksın. Haa, bir tane de kendime aldım...”
Yuh yani!..
(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)

İlber Reyiz Günlüğü
-İlkokulda, öğretmenim bana soru sormak için parmak kaldırırdı...
...
-Öğlen vakti güneş tam tepede iken 20 derecelik açıyla bakıyorum hâlâ cahilsin... Yok olmuyo kurtarmıyo yani...
...
-Seni sana anlatsam kim bu cahil dersin...
...
-Off gene aklıma m.ö. 2718 yılında yapılan haksızlıklar geldi uykum kaçtı...
...
-Her bilgiye sahibim sanıyordum ama Tuğçe Kazaz’ın ne ayak olduğu bilgisi maalesef bende de yok…
...
-Yatağa girdikten sonra 3 kitap okuyup bitirmeden uyuyamıyorum...
...
-Hayır Latince rüya görmeyeceksen, niye uyursun anlamıyorum ki...
...
-Öz geçmişimi yazayım dedim roman oldu...

Kadınlar & Erkekler
-Genellikle düğünlerde ne kadar para harcanır?...
“-Elinde olandan fazla...”
...
-İnsan neslinin selameti için delilere evliliği yasaklamalı...
“-Ama diğerleri zaten evlenmezler ki...
...
-Yarın evlenme yıl dönümümüz, bir tavuk keselim mi?...
“-Tavuğun bunda ne suçu var?...”
...
-Benim kocamın elinden hiçbir iş gelmez, beceriksizdir...
“-Benimki de öyle... Düşün ki dikiş dikeceği zaman iğneye ipliği ben geçiriyorum...”
...
-Eski kocamın ölümüne çok üzülüyorum...
“-Ne kadar üzülsen benim kadar üzülemezsin hayatım...”

Ayaküstü...

 

 

 

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.