Krampon...

TRABZON’da bir skandala imza atmayan Burak Yılmaz: “İstanbul’a giderek arkadaşlarım Burak ve Emre’ye uyum sağlayacağıma inanıyorum...”

∆∆∆

TÜRKİYE Futbol Federasyonu, “Kaliteli zenci golcü” parolasını unutan takımlar için açılış tarihini 5 Temmuz olarak belirledi.
∆∆∆

BEŞİKTAŞ kalecisi Fabri, Tosic’in gitmesi üzerine en çok 30 gol yeme sözü verdi…

∆∆∆

İKİNCİ evliliğini yapıp farklı evlere yerleşen Ronaldinho’ya Ömer Üründül tavsiyesi: “Bloklar arası kopukluk, sıkıntıya sebep olur…”

Bizim pano
FATİH: Abi uçağı kaçıracağım bırak gideyim yaa!
TRAFİK POLİSİ: Tamam cezayı yazalım yollayalım hemen...
FATİH: Abi yapma gözünü seveyim!.. Hiç ceza yemedim bugüne kadar?...
POLİS: Nasıl yemedin ülen?.. Benim bile üç tane var...

Ana Kumanda
(...ATV / Esra Erol’la)

STÜDYODAKİ KADIN: Bana çiçek getirdiniz mi?...
STÜDYODAKİ ADAM: Ya getirecektim de... Belediye izin vermedi.. Ha haa...
∆∆∆
ESRA EROL: O zaman niye anlatmıyorsun gerçekleri?...
STÜDYODAKİ ADAM: Esra Hanım, bir Çin atasözü der ki: “Beni bir tek sen anladın, sen de yanlış anladın...”
∆∆∆
ESRA EROL: Japonya’da yaşamayı düşünüyorsun ama Japonya hakkında bir şey biliyor musun?...
STÜDYODAKİ KADIN: Evet, depremini...
∆∆∆
STÜDYODAKİ KADIN: Boş vakitlerinde ne yaparsın?...
STÜDYODAKİ ADAM: Boş vaktim yok benim...
∆∆∆
ESRA EROL: Yanakların kızarmış kız?... Ne oldu sana?...
STÜDYODAKİ KADIN: Psikolojiktir, geçer...
∆∆∆
STÜDYODAKİ KADIN: Neden böyle donuksun?... Hiç gülmez misin sen?...
STÜDYODAKİ ADAM: Cehalet mutluluktur... Ben hep mutsuzum...

ÖĞRENDİM Kİ;
“-Kötülük edene iyilikle yaklaşmak, iki kişiyi birden düzeltmekmiş…”

Temel’in yeri...
Akşam yemeği sırasında küçük Dursun babası Temel’e sormuş;
“-Baba kaç çeşit kadın vardır?...”
Temel şaşkınlık içinde cevap vermiş;
“-Yavrum 3 çeşit kadın vardır; Bayan yirmilerde kavun gibidir, otuz ve kırklarda armut gibidir, elliden sonra ise aynı soğan gibidir...”
-Soğan?..
“-Evet, siz onlara baktığınızda, onlar sizi ağlatır...”

Hayat...
“-Gün boyunca sessiz olmak…
Gazete okumamak, radyo dinlememek, dedikodu duymamak…
Dünyanın gidişatına bütünüyle kayıtsız olmak insanın kendine sunabileceği en iyi ilaçtır…
Kitaplardan edindiğin bilgiler giderek önemini yitirir…
Sorunlar eriyip çözülür, bağlar usulca kopar ve düşünme eylemi, (lütfedip düşündüğünde) fazlasıyla ilkel bir hâl alır…
Beden yeni, harikulade bir araca dönüşür…
Bitkileri, taşları ya da balıkları farklı gözle görüp, insanların bu çılgın koşuşturmayla neyi başarmaya çabaladıklarını merak edersin…
Savaşın sürmekte olduğunu bilirsin…
Fakat neye dair olduğu, ya da insanların birbirlerini öldürmekten neden haz duydukları hususunda en ufak bir fikrin yoktur…”
    (…Henry Miller)

Yalancı erkekler!
-Erkekler olayları şişirmeye meraklıdır. En büyük arabalar onların, en önemli iş yerlerinde onlar çalışır...
Bu gösteriş hevesi kendilerini başkalarıyla kıyaslama düşüncesinden kaynaklanıyor...
...
-Hiçbir bildikleri olmasa da erkeklerin yüzde 84’ü bilgi sahibiymiş gibi davranıyor...
Kendilerini sorun çözme konusunda yetenekli görüyorlar...
...
-Erkekler, cesur olmaları gerektiğini sanır...
Onun için korkularını ve fobilerini (örümcek gibi) saklarlar...
...
-”Bir problemin mi var” sorusu erkeklere sorulduğunda, genelde “Hayır, yok” derler...
Zaaflarını açığa vermeyi sevmediklerinden bunları gizlerler...
...
-Yaptıkları her şeyi abartılmış gerekçelerle savunmaktan hoşlanırlar...
Yaptıkları her şeyin bir anlamı olmasını isterler...
...
-Uzun süreli tartışmalardan kaçmak için soruları hemen kısa bir “Evet” ile cevaplarlar...
Örneğin “Beni hâlen seviyor musun” veya “Bu elbise bana yakıştı mı” gibi...