İmanın, ibadetin sureti ve hakikati

A -
A +
“İslâmiyetin bir sureti, yani dış görünüşü, bir de hakikati, yani aslı, özü vardır."
 
Sual: İmanın ve yapılan ibadetlerin bir sureti ve bir de hakikati vardır deniyor. Gerçekten böyle midir, eğer böyleyse imanın ve ibadetlerin sureti ne demektir?
Cevap: Konu ile alakalı olarak İmâm-ı Rabbânî hazretler Mektûbât kitabında buyuruyor ki:
“İslâmiyetin bir sureti, yani dış görünüşü, bir de hakikati, yani aslı, özü vardır. İslâmiyetin sureti, Allahü teâlâya ve Onun Resûlüne ve bu Resûlün Ondan getirdiği bilgilere inanmak ve İslâmiyetin ahkamına, hükümlerine uymaktır. İslâmiyet, hükümler, emirler ve yasaklar demektir. Ahkama uymak demek, emredilen şeyleri yapmak, yasak edilen şeylerden kaçınmaktır. İnsanın nefsi iman etmez ve İslâmiyetin suretine uymak istemez. Onun yaratılışı böyledir. Bundan dolayı İslâmiyetin suretine uyanların imanı, imanın suretidir. Yani, görünüşte imandır. Namazları, oruçları ve bütün ibadetleri, ibadetlerin suretidir. Yani, hep görünüşte ibadettirler. Çünkü, insan deyince, insanın nefsi anlaşılır. Herkes, Ben deyince nefsini bildirmektedir. İnsan ibadet yaparken, nefsi küfür, inkâr hâlindedir. Yaptıklarının yerinde bir iş olduğunu inkâr etmektedir. Böyle bir insanın imanı ve ibadetleri, hakiki ve doğru olabilir mi?
Allahü teâlâ, çok merhametli olduğu için imanın ve ibadetlerin suretlerini, görünüşlerini, hakiki olarak, doğru olarak kabul buyuruyor. Böyle kullarını Cennete koyacağını söz veriyor, müjdeliyor. Cenneti ve Cennette olan kullarını Allahü teâlâ sever. Onlardan razıdır. Allahü teâlâ, sonsuz ihsan sahibi olduğu için, yalnız kalbin tasdik etmesini, inanmasını iman olarak kabul buyurmuştur. Nefsin izan etmesini, anlamasını, inanmasını istememiştir. Böyle olmakla beraber Cennetin de hem sureti, hem de hakikati vardır. Dünyada İslâmiyetin yalnız suretine kavuşanlar, Cennetin de yalnız suretine kavuşacaklar, yalnız onun zevkini, tadını alacaklardır.
Dünyada İslâmiyetin hakikatine kavuşanlar, Cennetin de hakikatine kavuşacaklardır.
Cennetin yalnız suretine ve yalnız hakikatine kavuşanlar, aynı nimetlerden mesela aynı meyvesinden yedikleri hâlde, başka başka lezzet duyacaklardır.”
           ***
Sual: Bazı kimseler, Kur’ân-ı kerimi ve ekmeği öpmektedir. Bunları öpmenin dinen bir mahzuru var mıdır?
Cevap: Kur’ân-ı kerimi ve ekmeği öpmek caizdir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.