“İctihad edebilecek derin âlim kalmadı”

A -
A +
Şimdi, ictihad etmeli diyen kimsenin akıl hastası veya din cahili olduğu anlaşılır!..
 
Sual: Herkes, dinî konularda, kendine göre âyet ve hadîs okuyarak ictihad edebilir mi?
Cevap: Bu konuda Fâideli Bilgiler kitabında deniyor ki:
“Allahü teâlâ, mezhep imamlarının ictihad etmelerini ve mezheplerini kurmalarını ve bütün Müslümanların bu mezhepler üzerinde toplanmalarını, yalnız sevgili Peygamberinin ümmetine ihsan etmiştir. Cenâb-ı Hak, bir yandan itikad imamlarını yaratarak, sapıkların, zındıkların, mülhitlerin ve insan şeytanlarının itikad ve iman bilgilerini bozmalarına mâni olduğu gibi, mezhep imamlarını da yaratarak, dinini bozulmaktan korumuştur. Hıristiyanlıkta ve Yahudilikte bu nimet olmadığı için, dinleri bozulmuş, oyuncak hâline gelmiştir.
Resûlullah Efendimizin vefatından dörtyüz sene sonra, ictihad edebilecek derin âlim kalmadığını İslam âlimleri söz birliği ile bildirdiler. Şimdi, ictihad etmeli diyen kimsenin akıl hastası veya din cahili olduğu anlaşılır. Büyük âlim Celâleddîn-i Süyûtî hazretleri, ictihad derecesine yükselmiş olduğunu söylemişti. Zamanındaki âlimler kendisine bir sual sorup, buna iki çeşit cevap verilmiş olduğunu, bunlardan hangisinin daha sağlam olduğunu bildirmesini söylediler. Cevap veremedi. İşinin çok olduğundan, buna vakit ayıramayacağını bildirdi. Halbuki kendisinden istenilen şey, fetvada ictihad yapması idi. Bu ise, ictihad derecelerinin en aşağısıdır. İmam-ı Süyûtî hazretleri gibi derin bir âlim, fetvada ictihaddan kaçınınca, Müslümanları mutlak ictihad yapmaya sürükleyenlere deli veya din cahili denilmez de, ne denir? İmâm-ı Gazâlî hazretleri, kendi zamanında müctehid bulunmadığını, İhyâ-ül-ulûm kitabında bildirmiştir.”
           ***
Sual: Namaz kılan birisine, uygunsuz işleri sebebiyle kâfir oldu demek ve lanet etmek dinen uygun olur mu?
Cevap: Namaz kılan bir kimsenin, küfür olan bir şeyi, açık olarak ve zaruretsiz söyleyerek veya kullanarak, kâfir olduğu anlaşılmadıkça, başkalarına uyarak, buna kâfir demek caiz olmaz. Kafir olarak öldüğü bilinmedikçe lanet edilmez. Kâfire dahi lanet etmek caiz değildir.
           ***
Sual: Abdest bahsinde geçen Tertib, Delk ve Müvâlât ne demektir?
Cevap: Tertib; abdestte yıkanacak yerleri sıra ile yıkamaktır. Delk; yıkanan yerleri ovmaktır. Müvâlât; her uzvu, birbiri arkasından yıkayıp ara vermemektir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.