Türkiye Irak’tan ne zaman çıkar?

A -
A +
Başlıktaki sorunun doğrudan cevabıyla başlayalım yazıya… Irak devleti, kendi topraklarında örgütlenmiş olan ve Türkiye’ye karşı saldırılar gerçekleştiren PKK ve DAEŞ’i ortadan kaldırdığı zaman Türkiye’nin Irak’ta asker bulundurmasına gerek kalmaz. Ya da Irak, bu örgütleri ortadan kaldırmazsa bile, bunların Türkiye’ye yönelik saldırılarına son verirse de Türkiye Irak’taki askerlerini çekebilir. Peki, yakın ve orta vadede böyle bir ihtimal söz konusu mu? Yani Irak’ın PKK ve DAEŞ’i bir tehdit olmaktan çıkarması mümkün mü? Bu soruyu PKK ve DAEŞ için ayrı ayrı cevaplamak gerekir. Önce DAEŞ konusuna bakalım. DAEŞ’in Irak topraklarından temizlenmesi meselesinin PKK’ya göre çok daha kolay olduğunu ifade etmek gerekir. Çünkü PKK 30 yılı aşkın bir süredir Irak topraklarında giderek artan bir şekilde varlığını sürdürürken, DAEŞ yakın zamanda ortaya çıkmış geçici bir fenomen olarak görülüyor. Gerek ülke içerisinde gerekse dışındaki aktörlerden hiçbiri DAEŞ’in Irak ve Suriye’de kalıcı olmasına yönelik hesap yapmıyor. Sadece geçici olarak, DAEŞ’in varlığını bu ülkelerdeki asıl hedeflerini örtmek için kullanan iç ve dış aktörler söz konusu, ancak bunlar da bu örgütün Orta Doğu’nun geleceğinde yeri olmasını istemiyorlar. Örneğin Musul ve Tel Abyad gibi şehirlerin DAEŞ’ten “kurtarılması”, sonrasında bu şehirlerin kimin kontrolünde olacağı açısından çok belirleyici oldu ve olacak. DAEŞ’in işgal ettiği bir şehri “kurtaran” güç, PYD gibi bir terör örgütü de olsa, kendisini o şehrin sahibi olarak görüyor. Musul için de durum aynı olduğu için, şehri kurtaracak güç şehrin sahibi olacağı için herkes Musul’u “kurtarmak” için sıraya girmiş durumda. Bu denklemde şehrin eski sahipleri ve sakinlerinin kim olduğuna bakılmıyor. Kurtaranın elinde kalıyor şehirler. Ya da şehirleri “kurtarmakla” ona sahip olabileceğini düşünenler büyük bir illüzyon içerisinde. DAEŞ’ten “kurtarma” eylemi sonrasında bölgedeki şehirlerin dokusuna, nüfus dengelerine aykırı iktidarların dizayn edilmesi aslında yeni ve daha büyük çatışmalara kapı açıyor. Bundan da öncelikle bölge halkları zarar görecektir. PKK konusuna gelince, Irak topraklarından PKK’nın sökülüp atılması bu ülke yönetiminin yakın ve orta vadede başaramayacağı bir iş gibi görünüyor. 25 yılı aşkın süredir ülkenin kuzeyini kontrol edemeyen ve PKK’nın bu bölgede yerleşmesini seyreden Bağdat yönetiminin bundan sonra da ülke bütünlüğünü sağlaması çok zor olacak. DAEŞ’in işgalinin ardından Bağdat yönetimi kuzeydeki daha fazla alanı Bölgesel Kürt Yönetimi’ne ve PKK’ya kaybetti. DAEŞ’e karşı mücadele çerçevesinde Suriye’de olduğu gibi Irak’ta da nüfuzunu genişleten PKK ülkenin kuzeybatısındaki Şengal bölgesine kadar uzandı. PKK’nın Irak’ta bu şekilde etkinliğini artırdığı ve hatta Barzani yönetimine karşı bölgesel üstünlük mücadelesine girdiği bir dönemde Türkiye’nin Kuzey Irak’tan uzak durması kendi güvenliği açısından mümkün görünmüyor. Çünkü PKK 30 yılı aşkın süredir bu toprakları Türkiye’ye karşı saldırılarını organize ettiği bir üs olarak kullanıyor. Bu yüzden Türkiye için PKK’ya karşı mücadele, sadece ülke içerisinde yürütülen bir mücadele değil, aynı zamanda Irak ve Suriye topraklarındaki bu örgüte mensup teröristlere karşı mücadeledir. Bu durum Türkiye’nin Irak topraklarında neden asker bulundurduğu sorusunun cevabı açısından en önemli gerekçeyi oluşturuyor. Türk Silahlı Kuvvetlerinin zaman zaman Irak’ın kuzeyindeki PKK hedeflerine karşı gerçekleştirdiği hava ve kara operasyonlarının da nedeni terör örgütünün bu ülkedeki varlığıdır. Irak’ın tamamını ne kadar temsil ettiği her geçen gün daha fazla sorgulanan Bağdat hükümeti, ancak kendi topraklarındaki PKK ve DAEŞ terör örgütlerinin varlığını ortadan kaldırıp bu örgütlerin Türkiye’ye karşı saldırılarına son verebilirse Türk askerlerinin Irak topraklarından çekilmesini talep edebilir. Uluslararası hukuk, Türkiye’nin kendi güvenliğine karşı tehdit oluşturan terör örgütlerine karşı meşru müdafaa çerçevesinde sınır ötesi operasyon yapmasına izin veriyor. Türkiye’nin Irak politikasına yönelik bu tespitler Suriye için de geçerlidir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.