Kendisi için istediğini, din kardeşi için de istemeli...

A -
A +
"Sizden biri, kendisi için sevdiğini (istediğini, arzu ettiğini, din) kardeşi için de sevmedikçe (istemedikçe, arzu etmedikçe) gerçek îmâna eremez."
 
 
Hazret-i Enes'in (radıyallahü anh) rivayetine göre, Peygamberimiz (aleyhis-salâtu ves-selâm) bir hadîs-i şerîfinde şöyle buyurmuştur:
"Sizden biri, kendisi için sevdiğini (istediğini, arzu ettiğini, din) kardeşi için de sevmedikçe (istemedikçe, arzu etmedikçe) gerçek îmâna eremez." [Buhârî, Îmân 6; Müslim, Îmân 71 (45); Tirmizî, Sıfatu'l-Kıyâme 60 (3517); Nesâî, Îmân 19 (3, 115); İbn-i Mâce, Mukaddime 9 (66).]
İnsanları birleştiren, kaynaştıran ve bir arada tutan çeşitli bağlar vardır. Bunların en kuvvetlisi, hiç şüphesiz ki din/îmân/inanç bağıdır.
Nu'mân bin Beşîr (radıyallahü anh) anlatıyor:
"Resûlullah (aleyhis-salâtu ves-selâm) buyurdu ki:
"Müminlerin birbirlerini sevmede, birbirlerine merhamet ve şefkatteki misâli, bir beden misâlidir. Ondan bir uzuv rahatsız olursa, diğer uzuvlar uykusuzluk ve harârette ona iştirâk ederler."  [Buhârî, Edeb 27; Müslim, Birr 66 (2586)]
Yine Sevgili Peygamberimiz şöyle buyurmaktadır:
"Müminin mümine bağlılığı, parçaları birbirini destekleyen/bütünleyen bir binâ gibidir." [Buhârî, Salât, 88, Mezâlim, 5; Müslim, Birr, 65; Tirmizî, Birr, 18; Nesâî, Zekât, 67.]
Ebû Hüreyre (radıyallâhü anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Nefsim yed-i kudretinde (kudret elinde) olan zâta yemîn ederim ki, îmân etmedikçe Cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de îmân etmiş olamazsınız! Yaptığınız takdîrde, birbirinizi seveceğiniz şeyi haber vereyim mi? Aranızda  selâmı yaygınlaştırın!" [Müslim, Îmân 93 (54); Ebû Dâvud, Edeb 142 (5193); Tirmizî, İsti'zân 1 (2589)]
Peygamber Efendimizin amcazâdesi ve dâmâdı, 12 İmâmın başı, Ehl-i Beyt’in birincisi, Hulefâ-i Râşidîn ve Aşere-i Mübeşşerenin dördüncüsü, ilim şehrinin kapısı, Allahın arslanı Hazret-i Ali (radıyallahü anh) şöyle demektedir:
"Senin hakîkî kardeşin; seninle berâber olan, sana menfaat versin diye, kendi nefsine zarar vermeye râzı olan, zamanın felâketleri kapını çaldığı vakit, senin dağınık durumunu derlemek için, o, derli toplu kendini, öz durumunu dağıtan kimsedir.”
Mümin erkekler ile mümin kadınların, akîde ve takvâ temelinde birbirleriyle yardımlaşmaları, kardeşliğin bir gereği olarak zikredilmektedir. Bu yardımlaşma, ferdî ve içtimâî hayâtta, îmân ve takvâ ilkesinin hâkim olmasını sağlamak için lüzûmlu görülmüştür. Nitekim bu gâye ile biraraya gelen kimselere, Allah'ın rahmet edeceği belirtilmektedir.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.