"Bir kavme benzeyen onlardandır" hadîsine dair

A -
A +
Bize gayr-i müslimlerden gelen şeyler iki çeşittir: Birincisi, dînlerinin gereği olarak yaptıkları şeylerdir. İkincisi, dînleri ile ilgisi olmayıp, âdet olarak yaptıkları şeyler.
 
"Kim bir kavme benzerse, o kimse onlardandır (Kim bir kavme/topluluğa benzemeye çalışırsa/özenirse o da onlardandır." (Ebû Dâvûd, Sünen, Kitâbu'l-Libâs, Bâb: 4; Ahmed bin Hanbel, Müsned, II / 50)
Hemen hemen aynı manada şu hadîs-i şerîfler de vardır:
“Bir kavmin hayır-şer amellerinden hoşlanan, o amelleri işlemiş gibi olur.” [Deylemî]
“Bir kavmin işini seven, o amelleri işlemese de, kıyâmette onlarla haşrolur.” [Hatîb Bağdâdî]
Bize gayr-i müslimlerden gelen şeyler iki çeşittir:
Birincisi, dînlerinin gereği olarak yaptıkları şeylerdir. Meselâ boyunlarına haç takmaları, bellerine zünnâr bağlamaları, Noel, yortu kutlamaları bu kısma girer.
İslâm âlimlerinin kitaplarında yazdıklarına göre, bunları dînlerinin gereği olarak yaptıkları için, bir Müslümân bunları ne niyetle takarsa taksın, hattâ şaka için, Hıristiyânlarla alay etmek için dahî yapsa, dînden çıkar. Hıristiyânların dînlerinin gereği, ibâdet niyetiyle yaptıkları, giydikleri bütün şeyler de böyledir. Bunun için, Hıristiyânlardan gelen şeylerin önce aslına bakmak lâzım. Hıristiyânlar, bunu ne için yapıyorlar? Dînlerinin îcâbı olarak mı, yoksa âdet olarak mı? Bu husûs çok önemlidir.
İkincisi, kâfirlerin dînleri ile ilgisi olmayıp, âdet olarak yaptıkları şeyler. Meselâ, ceket, pantalon giymeleri, kravat takmaları, âdet olarak yaptıkları şeylerdir. Bir Müslümânın, bunları kullanmasında mahzûr yoktur.
Yukarıdaki hadîs-i şerîfte geçen benzemek, itikâdda ve ibâdetlerde benzemektir. Kılık-kıyâfetle ilgili şeyler âdettir; çirkin olmayan âdetlerde kâfirlere benzemek günâh olmaz.
İslâmiyette, güneş yılının ayları içinde herhangi bir mübârek gün yoktur. Meselâ, Martın (20.) "Nevrûz" denilen günü ve Mayısın (6.) "Hıdrellez" günü ve Eylülün (20.) "Mihricân" günü, bâzı ülkelerde mübârek sayılıyorsa da, Müslümânlıkta, bu günlerin diğer günlerden farklı bir değeri yoktur. Noel günü ve gecesi de böyledir.
Şu bir gerçek ki, aslı olsa da olmasa da, bugün Hıristiyânlar “Noel”i  dînî bir gerekçeyle, yani ibâdet niyetiyle kutluyorlar. Bunun için bugün de, bir Müslümân bunu kabul ederek veya etmeyerek Noel kutlamalarına katılamaz, buna değer veremez.
Yalnız şunu önemle belirtelim ki, Noel ile yılbaşı farklı şeylerdir. Yeni yılı tebrîk etmekte, hayırlı olmasını temennî etmekte dînen bir mahzûr yoktur. Yılbaşı, diğer günlerden farklı değildir. Hattâ bu gecede, Mevlid okumak, sohbet toplantıları düzenlemek de uygun değildir. Böyle yapılırsa, bu geceye  dînî bir hüviyet kazandırılmış olunur. [İnşâallah yarın da, bu konuda birkaç kelime daha yazalım.]
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.