Selâmlaşmanın dinimizdeki yeri ve hükmü...

A -
A +
Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: "Mümin kardeşine selâm vermek, yanına gelince ona yer göstermek ve hoşlandığı isimle hitap etmek, aradaki sevgiyi pekiştirir."      Selâm vermek, bir kimseye yapılacak en güzel duâdır. "Selâm""Emniyet, huzur, selâmet, sağlık, barış, rahatlık, iyi netice, kurtuluş" gibi manalara gelir. Selâm, "Ben Müslümânım, benden sana zarar gelmez, selâmettesin""Selâmet üzere ol, Müslümân olarak öl" manalarına da gelmektedir. Gayr-i müslimlerin hidâyete kavuşmaları niyetiyle, ihtiyaç olduğu zaman onlara selâm vermek, hidâyete kavuşmaları için duâ etmek câizdir. (Rıyâdun-Nâsıhîn, Reddül-Muhtâr) Selâm vermek sünnet, almak ise farzdır. Tek kişiye selâm verildiğinde, onun selâmı alması farz-ı ayın, bir cemâate verildiği zaman, onların almaları ise farz-ı kifâyedir. Selâm verirken, selâmın sünnet olduğunu düşünmeli ve o kimseye duâ etmeye niyet etmelidir! Sünnet olduğu düşünülmeden, alışkanlık hâlinde, şuursuzca selâm verilince, sevap olmaz. Bir yere girerken de, çıkarken de selâm verilir. Dînimizde selâmın ve selâmlaşmanın önemi büyüktür. Müslümânların yanlarıına girerken, çıkarken, karşılaşınca, ayrılırken mutlakâ selâm vermelidir. Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki: "Bir yere, bir meclise giren oradakilere selâm versin. Oradan kalkıp giderken yine selâm versin." [Tirmizî] "Tatlı dilli olmak, selâmlaşmak ve yemek yedirmek, Cennete götürür." [Hâkim] "Bir eve girince, ev halkına selâm verin. Çıkarken de selâm verin." [Beyhekî] "Mümin kardeşine selâm vermek, yanına gelince ona yer göstermek ve hoşlandığı isimle hitap etmek, aradaki sevgiyi pekiştirir." [Taberânî] Selâmlaşırken eğilmek günâhtır. Hadîs-i şerîfte, "Karşılaştığınız zaman birbirinize eğilmeyin, kucaklaşmayın" buyuruldu. (Berîka) Eshâb-ı kirâm, yolculuktan döndükleri zaman kucaklaşırlardı. Şu hâlde, uzun yoldan gelmiş veya uzun zamandır görülmeyen bir arkadaşla kucaklaşmak câiz olur. Selâmı, "Es-selâmü aleyküm" şeklinde vermek daha iyidir.  "Selâmün  aleyküm" diye selâm vermek de câizdir. "Es-selâmü aleyküm" denince, "Ve aleykümüs-selâm" demek farzdır. "Selâmün aleyküm" denince de, "Ve aleyküm selâm" denir. Her ikisinde de "ve" harfini söylemelidir! Selâmı düzgün verip düzgün almak iyidir. “Ve” söylemeden de almak câiz ise de, "ve"li söylemelidir. Çünkü "Ve aleyküm..."deki "ve", "dahi" manasındadır. Yani, "Allah’ın selâmı bizim üzerimize olduğu gibi, sizin üzerinize de olsun" demektir. Sâdece "Aleyküm selâm" ise, sanki "Selâm bize değil, size olsun" gibi uygunsuz bir manaya gelebilir. [İnşâallah yarınki makâlemizde, kimlere dâimî olarak, kimlere de muvakkat olarak selâm verilmez konusunda birkaç cümle yazalım.]
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.