Kadına şiddet asla tasvip edilemez...

A -
A +
Şiddet; genellikle korkutmak, ürkütmek, sindirmek, vazgeçirmek, itâat ettirmek, boyun eğdirmek gibi maksatlarla yapılan bir fiildir...
 
Hemen her gün, güpegündüz, hem de sokak ortasında, bütün insanların gözleri önünde, onlarca kadınımızın darp edilmesi, yaralanması, hattâ öldürülmesi, çeşitli şekilde şiddete maruz kalması, büyük bir felâketin habercisidir.
Şiddet; genellikle korkutmak, ürkütmek, sindirmek, vazgeçirmek, itâat ettirmek, boyun eğdirmek gibi maksatlarla yapılan bir fiildir. İnsanlara yapılanları var, hayvanlara yapılanları var. Şiddetin fizikî [fiziksel] olanı var; sözlü olanı var. Şiddetin ferdî [kişisel] olanı, âilevî [âile içi] olanı, kolektif olanı [bütün cemiyeti ilgilendireni] var...
Burada evvelâ şunu ifâde edelim ki, her insan, erkek olsun, kadın olsun, yaşama hakkına sâhiptir; kimse onun cânına kıyamaz.
Sâniyen istediği gibi inanma ve ibâdet etme hakkına mâliktir.
Sâlisen, istediği kadar mâl ve mülk sâhibi olabilir.
Ayrıca, evlenme, çoluk-çocuk sâhibi olma hakkına sâhiptir.
Bunların yanında, istediği memûriyeti tercih hakkı, askerlik yapma hakkı, istediği şehirde oturma hakkı... gibi daha pekçok hakka sâhiptir. Tabii ki, hak sâhibi olanların, birtakım sorumluluklarının da bulunması, gâyet tabiidir...
Makâlemizin burasında ifâde edelim ki, kadın ile erkek iki ayrı cinstirler. Allahü teâlâ, kadını ve erkeği ayrı ayrı işler için yaratmıştır. Fizîkî yapıları birbirine benzemez. Elma ile armut mukâyese edilmediği gibi, birbirine benzemeyen iki şey, birbiri ile kıyâslanamaz. Ancak vasıfları eşit olan iki şey arasında kıyâs yapılır. Vasıfları farklı olan şeyler arasında kıyâs olmaz. Meselâ vapur, uçak ve otobüs binek vasıtası olduğu hâlde, birinin diğerine üstünlüğü söylenemez. Uçak, denizde yüzemediği için vapurdan aşağı sayılmaz. Vapur, karada gitmediği için bisikletten aşağı olduğu söylenemez. Vapur başka bir vapurla, uçak başka bir uçakla mukâyese edilebilir. İkisi de kara vâsıtası olduğu hâlde, bir tankla bir taksi mukâyese edilemez. Tank taksi kadar hızlı gitmediği için aşağı kabul edilemez. Her birinin görevi ayrıdır.
Kadınla erkek mukâyese edilerek, kadın doğum yapıyor, erkek yapmıyor, böyle eşitlik olmaz denemez. Bir erkek kalkıp da, madem kadın-erkek eşitliği var, niye kadınlar da bizim gibi yer altında, kömür ve maden ocaklarında çalışmıyor dememelidir. Çünkü kadının bünyesi buna müsâit değildir. Bazı ülkelerde, kadın böyle zor işlerde çalıştırılıyorsa da, bu bir hak değil, zulümdür. Herkese, bünyesine uygun iş verilmelidir! Cenâb-ı Hak, kadını da, erkeği de her işe elverişli olarak yaratmamıştır...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.