DEVLET, ŞİİR YAZMAZ

A -
A +
Washington tebrike layıktır. Dostunu düşman etmekte üstüne yok! Türk vatandaşlarındaki Amerikan muhalifliğinin yüzde 80'leri aşmış olduğunu bizzat Başbakan Binali Yıldırım, dile getirdi.
Washington iktidarlarının samimiyetsizliği Türklerin sabrını taşırmıştır. Amerika ile Türkiye, gûya stratejik ortaktır. Bu söz nutuklarda kaldı. Fiiliyatta ise ortaklık ağır yara almış görünüyor. Türkiye'ye rağmen PKK/PYD'ye silah yardımı yapılması ve FETÖ örgütü mensuplarının korunması hatalarına şimdi bir de vize bunalımı eklendi. 
Donald Trump, başkanlık kampanyasını yürütürken 15 Temmuz darbe teşebbüsünün arkasında CIA'nın olduğunu söylemişti. Bu tesbit Türkiye'de unutulmadı. Sonraki seyir de desteğin devam ettiğini gösterdi. Gerek Barack Obama ve gerekse Donald Trump iktidarında Fetullah Gülen ve örgüt mensuplarının iadesi için hukukun icap ettirdiği ne delil varsa hepsi ilgili Amerikan makamlarına verildiği hâlde bir kişi bile tutuklanmadı, bir kişi bile Türkiye'ye iade edilmedi. Aksine yine Başbakan'ın dediği gibi Halk Bankası genel müdürü içeri alındı. Dahası inadına inadına PYD'ye bir orduyu donatacak miktarda ağır askerî silahlar verilmeye devam edildi. Yalnızca silah verilmedi. Militanlar da eğitildi.
Bunları yapan Washington şimdi de kalkmış Türkiye'nin Rusya ve İran'la anlaşarak İdlib'e girmesini ve İstinye'deki ABD konsolosluğunda çalışan Metin Topuz adındaki bir Türk vatandaşının tutuklanmasını açıktan veya dolaylı biçimde ihtilaf sebebi yapmaktadır.
ABD askeri, PKK/PYD'li teröristlerle birlikte İdlib'e girip Afrin'in önünü açma ve sonra da Fırat Kalkanı Harekâtını etkisiz hâle getirme hayalindeyken Ankara'nın Moskova ve Tahran'la anlaşıp İdlib'e girmesi, Washington'ın ondan da öte derin Amerika'nın hülyalarını dağıttı, yolunu kesti, canını sıktı.
Sonunda yol, Vize Sokağı'na çıktı. "Büyükelçi John Bass, tayini çıkmışken yeni vize müracaatlarını askıya almakla, stajyer bir diplomatın bile işlemeyeceği vahim bir hata yaptı!" denebilir. Böyle düşünmek safdillik olur. Amerikan hariciyesiyle Beyazsaray'ın haberi olmadan bir sefirin re'sen böyle bir tasarrufta bulunması mümkün olamaz.
Amerikan hükûmeti, G.W. Bush, zamanında büyük hatalar işledi, zamanla düzeldi. B.H. Obama'nın iktidarının sonunda yine büyük hatalar işlendi. Onlar da zamanla düzeldi. Bu defa Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, Amerika Birleşik Devletlerini ziyaretinin hemen ardından, Amerikan Başkanı Donald Trump'ın büyük övgülerine dair sözlerinin mürekkebi daha kurumadan mevzubahis vize bunalımı çıktı. Soru şudur:
-Bundan sonra ne olur?
-Hiçbir şey! Kısa zaman sonra biter. İki hükûmet de vatandaşlarından gelen baskıya kayıtsız kalamaz. Washington, 6 ay evvel de Türklerin seyahatlerinde bilgisayar sıkıntısı çıkartmıştı. 
Ambargo gelir mi?
ABD, Türkiye aleyhine olarak neye ambargo  koyabilir?
Nihat Erim'in 12 Mart 1971 Hükûmeti, Washington'ın isteklerine uyup köylülerimizin asırlardır süre gelen haşhaş ekimini Richard Nixon'ın isteği üzerine yasakladı. O yüz kızartıcı yasak 1974'teki CHP-MSP koalisyonunda kaldırıldı.
Kıbrıs Harekâtı üzerine 1974'te bir ambargo daha geldi. Kıbrıs'ın üçte birini aldık diye 15 sene ambargo yaşadık. Adanın tamamını fethedip de 30 sene ambargo olmasını çok temenni ederdik.
O zaman askere silah ve techizat Amerika'dan alınıyordu. Verilmeyince bunun adı ambargo oldu. Şimdi neye muhtacız ki ambargo konsun? Ankara, vize, FETÖ örgütü mensuplarının iadesiyle PKK'ya silah yardımı yapılması ve hatta Erbil'in referanduma teşvikinin sonuçlarını aklıselimle yönetmelidir. Dış politikada ebedi dostluk ve ebedi düşmanlık olmadığı malumdur. Hatta artık o zaman ölçüsü seneye ve aya düşmüş vaziyette. Bir gün "stratejik ortak" denirken bir ay sonra tam aksi  doğabiliyor.
Ankara'nın öfkesini belli etmeden, soğukkanlılığını koruyarak, köprüleri atmadan diplomasinin çok yönlü hareketliliğine hâkim olacak şekilde hisleriyle değil aklıyla hareket etmelidir.
Devlet, şiir yazmaz.
Devlet, şair değil, babadır.
Karar alır ve yapar.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.