DAVA AHLAKI

A -
A +
AK Parti’yi 2019’da çok zorlu bir seçim yılı beklemekte. 2023, ilk büyük hedefe varmak olduğuna göre bu seçimlerin kazanılması gerekmekte. Sözünü ettiğimiz seçimlerden biri 31 Mart 2019’daki mahalli seçimlerdir. Diğeri de 3 Kasım 2019’daki genel seçimler ve “Cumhurbaşkanlığı” seçimidir. Cumhurbaşkanlığı seçimi muhteva itibarıyla Başkanlık seçimidir. Bu netice için az ter dökülmedi, az nefes tüketilmedi. 3 Kasım, AK Parti için ayrıca manalı bir tarihtir. Bu parti, 3 Kasım 2002’de iktidar oldu. 3 Kasım 2019’da seçimin kazananı olduğunda bu tarih aynı zamanda Türkiye’nin Başkanlık rejimine geçme, sistem değiştirme tarihi de olacaktır. Ancak; 2002’de 12 yaşında olan çocuklar, 2019’da 30’lu yaşlara gelmiş, aile reisliği yüklenmiş vatandaşlar olmuş olacaklardır. Onlar, ne ülkücülerin “zam, zulüm, işkence işte CHP” diye slogan atmalarını, ne Süleyman Demirel’in “CHP demek garne demekdir, guyruk demektir!!!” diye konuştuğu mitingleri duydular, ne 12 Mart’ı, ne 12 Eylül’ü, ne 28 Şubat’ı yaşadılar, ne kızıl bayraklı sosyalist yürüyüşleri gördüler, ne Ecevit iktidarının elektriksiz, tüp gazsız, benzinsiz, bebe mamasız, poşetsiz, seyahat hürriyetinin daraltılmış günlerini yaşadılar... Bu misaller uzayıp gidebilir: O tarihlerde sokaklarında her gün gençlerin öldüğü, beş kuruşa muhtaç, çöpleri günlerce meydanlarda yığılı kalan, belediyelerin çalışmadığı, IMF vesayetinde 3. Dünya ülkesi bir Türkiye vardı. Ancak bu doğrular, en fazla 30’lu yaş üstündekiler için geçerlidir. 30’un altında olanlar, şehirleri bu kadar temiz ve yeşil, hastaneleri bu kadar medeni, yolları bu kadar çok, hava meydanları bu kadar bol, hazinesi böylesine dolu ve gerektiğinde BMGK, AB ve ABD ile anladıkları dille konuşan, kendi millî silahlarını yapabilen, çok üniversiteli bir Türkiye’nin her zaman var olduğunu zannetmekteler. Onlar için 2002 öncesi Kaf Dağı’nın arkasıdır. Kaf Dağı’nın arkasının 18-30 yaş arasındakilere çok iyi anlatılması gerekiyor. Rüzgâr tersine dönerse o kötü günler de hemen döner. Recep Tayyip Erdoğan “Partili Cumhurbaşkanı olarak partisinin başına geldiğinde partide “metal yorgunluğu” gördüğünü ve yorulanları değiştireceklerini fakat başka yerlerde değerlendireceklerini söyledi. Sn. Erdoğan, bunu derken AK Parti’nin bir dava partisi olduğunu bilhassa dile getiriyor ve bir davayı, dava adamlarıyla paylaşmak istiyordu. Şu acı bir hakikattir ki her dava hareketi tutunca ortaya fırsatçılar, menfaatçiler, iyi gün dostları da çıkar. Partiler bundan istisna değildir. 17,5 ay sonra mahalli seçimler yapılacak. Bu seçimlerde 18-30 yaş arası gençlerin büyük bir rey nisbeti var. Onları kazanan seçimleri kazanacaktır. Diğer taraftan CHP, FETÖ, HDP/PKK, Almanya, derin Washington, İngiliz, İsrail, belki Esat, bir ihtimal Sisi ve mutlaka batı medyası AK Parti ve Tayyip Erdoğan’ın karşısında yer alacak ve birinci seçimi kaybetmeleri için akla gelebilen her yolu deneyeceklerdir. Çünkü: 31 Mart 2019’da belediyeleri ve bilhassa büyük şehirleri kaybeden iktidarın 3 Kasım 2019’da genel seçimleri ve Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanması imkânsıza yakın derecede zorlaşacaktır. Sn. Erdoğan, tecrübe ve basiretiyle bunları görmektedir. Bu sebeple Başbakan değiştirmiş ve bu sebeple yeniden partisinin başına geçmiştir. Recep Tayyip Erdoğan, bir dava adamıdır. Sahip olduğu dava ahlakını partisinin çatısı altındaki herkesten beklemektedir. Partisinde yorulanlar, yıprananlar, dünyalığa boğulmuşlar veya şartlar gereği değişmesi gerekenler olduğunu görüyorsa gereğini yapacaktır. Bu sebeple teşkilatta, il başkanlıklarında, parti üst yönetiminde yenilikler, ayıklamalar yapıldı ve yapılmakta. Sıra belediyelere geldi. Bunlardan da bazılarının yerlerini boşaltması istenmekte. Çok özenli bir dil kullanıldığı hâlde sıfatını meslek gibi gören bazıları, dava ahlakını bir kenara bırakarak koltuktan kalkmak istememekteler. Alınan haberlere göre makul bir süre içinde istifa etmezlerse İçişleri Bakanlığı, kollarından tutup koltuklarından alacakmış. Bu ayıp, bu hâle düşenlere yeter herhâlde. Bütün bunlar olurken Sn. Erdoğan’a seçmeni rahatlatacak bir uygulama daha yapmasını tavsiye ederiz: Her partili şu sorunun cevabını vermelidir: -Partiye geldiğinde dünyalık olarak neyin vardı, bugün neyin var? “Nerden buldun?” mekanizması 3. derece akrabalara kadar gitmelidir. Sadece yorgunlara değil, menfaatçilere ve hasımdan beter dalkavuklara da dikkat etmelidir. Davalar, dava ahlakı ve dava ahlakına sahip insanlarla yaşar. Samimiyet, fedakârlık ve feragat dava ahlakının harcıdır.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.