AHISKA TEHCİRİ

A -
A +
Ahıska, bugün Ardahan ilimizin kuzeyinde, idari olarak Gürcistan’da yer alan bir Türk şehridir. Bu bölge, 3. Murad zamanında Kıbrıs Fatihi Lala Mustafa Paşa’nın Gürcistan ve havalisine yaptığı fetih hareketi üzerine şehir ahalisinin kendi talebiyle Osmanlı topraklarına katılmıştı. Kafkaslar ve Balkanlardaki daha nice canım vatan parçası gibi 1293/1877 Türk-Rus Harbinde elimizden çıkarak Osmanlının “Moskof” dediği Rusların eline geçti. Ahıskalılar, sadece bu acıya düçar olmakla kalmadılar. Kırım Tatar Türkleriyle aynı zulmü yaşadılar. Tarihin en vahşi ve en gaddar diktatörlerinden biri Stalin’dir. Kızıl komünist Josef Stalin, ırken Gürcü’dür. Bu zalim, 14 Kasım 1944 Günü Ahıskalıları, yerlerinden-yurtlarından kazırcasına bebek, çocuk, yetişkin, ihtiyar, hamile kadın kim varsa 100 bin Ahıskalı Müslüman Türk'ü bir anda hayvan vagonlarına doldurup Sovyetler Birliğinin uzak iklimlerine, Sibirya ve Orta Asya’ya sürdüler. Vagonlar, tıklım tıklımdı. Yolculuk günler aldı. Hamile hanımlar, herkesin içinde doğum yapma hicabına katlanıyordu. Ayrıca hela yoktu. Ölenler pencerelerden atılıyordu. Sürgün hayatı, 20. Asrın sonuna kadar devam etti. Gittikleri yerlerde de ayrıca eziyetlere maruz kaldılar. Tatarlar ve Ahıskalılar bu korkunç tehciri yaşarken Türkiye’de CHP tek parti olarak iktidardı. İsmet İnönü, reisicumhurdu. Bu iktidar devrinde hudutlarımız ötesindeki Türklerle meşgul olmak Turancılık, Müslümanlarla meşgul olmak Ümmetçilik, sürgünde yaşama mücadelesi veren Hanedan’ın dramını hatırlatmak Osmanlıcılık... Bize iltica eden Azeri Türklerini Ruslara iade edip Koraltan Köprüsü üzerinde gözlerimizin önünde katledilmelerine seyirci kalabilen bir İsmet İnönü ve hükûmetinden Ahıska Türklerine merhamet ve himaye elbette beklenemezdi...
Bugün yarım milyon Ahıska Türkü, 10 ayrı devlette yaşamaktadır. Kırım Tatar Türkleri gibi onların da yarım milyon dertleri var. 10 bin gibi çok az bir kısmı ata-dede toprağı Ahıska’ya dönebildiler. Bir miktarını da biz, vatandaşlığa alıp Erzincan’a yerleştirdik. Halbuki bu gibi Türk ve Osmanlı teb’ası insanlar, tereddütsüzce vatandaşlığa kabul edilmelidir. Mademki ileriye dönük olarak nüfus gerilemesi tehdidiyle karşı karşıyayız öyleyse hazır yetişmiş ve hayatın 40 türlü eza ve cefasına katlanmış Ahıskalılarla benzerlerini aynı zamanda bir strateji gereği olarak da Türk vatandaşlığına alabiliriz.
Ahıska Türklerinin tehcir/zorla göç ettirilmeyi yaşamalarının 73. sene-i devriyesindeyiz. Dışişleri Bakanlığımızın açıklaması dışında herhangi bir yerde bir ses yok. BM, Beyazsaray ve her merkez ve ilgili kurum sükut içinde. Hâlbuki her 24 Nisan’da dünya ayağa kaldırılır. 1915 Ermenileri için üzüntü mesajları birbirini takip eder, ABD başkanları, lobi ve Erivan’ın beklediği gibi “soykırım” demese de “büyük felaket” der.
Üç paşanın sevk ve idaresindeki İttihad ve Terakki Hükûmeti de Stalin gibi imparatorluk dâhilinde bir yer değiştirme yapmıştı. Buna rağmen dünya, Ermeni Tehcirini görmekte ve fakat Ahıska Tehcirini yok saymaktadır.
Her zaman olduğu gibi; özne Müslümansa telakki değişmektedir. Hâlbuki Ahıskalılar, katliam yapmamış, kimseye ziyan vermemişlerdi. Türk hududuna yakın ikamet etmeleri, kâfi tehlike görülmüştü. Çünkü; Stalin hükûmeti, Kars ve Ardahan vilayetlerimizi istemekteydi. 100 bin Ahıskalının oradaki varlığı Kızıl Ordu’nun işgaline set çekmekteydi...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.