ERKEN SEÇİM ÇAĞRISI

A -
A +
3 Kasım 2003 Seçimleri, MHP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli’nin 15 Temmuz 2002 Tarihli basın açıklamasındaki erken seçim çağrısı üzerine yapılmıştı.
Cumhurbaşkanlığı Sistemi için anayasa referandumu yapılmasına dair çağrı da Sn. Bahçeli’nindir. 18 Ekim 2016 günkü parti grup konuşmasıyla kapı aralanmış ve seçmen, 16 Nisan 2017 tarihinde sandığa giderek Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemine “evet” demişti.
Böylece 7 Ağustos 2015’te Yenikapı’da başlayan AK Parti-MHP yakınlaşması, “Cumhur İttifakı”na dönüşmüştü. Bunun hayata geçmesi için iki partinden temsilciler encümen teşkil ederek yapılması gereken mevzuat üzerinde çalışıyorlardı. Her şey 30 Mart 2019’daki mahalli seçimler ve 3 Kasım 2019’daki genel seçim ve Cumhurbaşkanlığı seçimi üzerine cereyan etmekteydi. AK Parti ve MHP genel seçimlerde ittifak hâlinde hareket edecek, Cumhurbaşkanlığı seçimindeyse MHP, AK Parti adayı Recep Tayyip Erdoğan’ı destekleyecekti.
Gidişat bu iken MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 17 Nisan 2018 günkü grup toplantısında yaptığı erken seçim çağrısıyla durgun denizleri bir kere daha dalgalandırdı.
Devlet Bey, “bu işi daha fazla uzatmaya gerek yok!” dedi. Bu fikrin mantığı şu olsa gerek: Birkaç cephede birden emperyalist devletlerle onların paralı çetelerine karşı fiilî harp hâlindeyiz. Bu harp, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı’nda kazanılmıştır. Ancak muharebe edecek daha çok yolumuz bulunmaktadır. Bugün güçlü bir iktidar vardır. Ancak Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemine gidildiğinde o güç, bugünle kıyas kabul etmeyecek şekilde artacaktır. Böylece cephede olduğu gibi ekonomik savaşta da galibiyet alınabilir. Bu galibiyet şarttır. Zira güçlü ordu gibi güçlü ekonomi de önceliğimizdir. O hâlde bir buçuk yıl sonrasını beklemek, zaman kaybıdır.
Cumhurbaşkanlığı Sistemi zaten fiilen işlemekte ve MHP de sanki iktidar sorumlusuymuş gibi lazım gelen her türlü desteği vermektedir. Bu durumu resmîleştirmek memleketimizin menfaatinedir. Diğer taraftan Mart 2019’da yapılacak mahalli seçimlerde ittifak olmayacaktır. İki parti de özenli ve dikkatli davranılmasını kendi teşkilatına bildirmiştir. Buna rağmen istenmedik durumlar yaşanabilir. Bu da 3 Kasım’a tesir eder. Korkulu rüya görmektense uyanık oturmak yeğdir. Onun için CB ve MV seçimlerini öne alarak mahalli seçimleri sonraya bırakmak isabetli olur.
Aleyhindeki türlü oyunları atlattıktan sonra 18 Mart 2018 Çanakkale Zaferi gününde MHP Olağan Büyük Kongresini toplayan Devlet Bahçeli, burada kuvvetli bir delege desteğiyle yeniden genel başkan seçilmesinden bir ay sonra bu defa bu çağrıyı yaptı. Erken seçim çağrısını yaptığı gün, büyük devlet adamı Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile 27 Mayıs mağduru büyük hukuk âlimi Ord. Prof. Dr. Ali Fuad Başgil’in vefat sene i devriyesidir. Ayrıca Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi halk oylamasına gidilmesinin de birinci senesidir.
Devlet Bey, erken seçim takvimi olarak 26 Ağustos 2018 tarihini teklif etmektedir. Bu gün, Türkiye’nin fetih ve kurtuluş tarihidir ve bu sebeple çok önemli ve değerlidir.
Sn. Bahçeli’nin mevzubahis açıklamayı yapmadan önce Sn. Erdoğan’la bir görüş teatisi olmuş mudur? Çağrı duyulunca AK Parti tarafında itiraz olmaması, akla bunu getirmekteyse de uzak ihtimal görünüyor. Galiba AK Parti de haberi herkesle beraber öğrendi. Parti temsilcileri, gelişmeyi öğrenince de “teklif, parti ilgili kurullarında görüşüldükten sonra açıklama yapılır” diye itidal içinde konuştular. Belirleyici karar, Külliye’de yapılacak olan bugünkü Erdoğan-Bahçeli görüşmesinden çıkar.
MHP genel başkanını bu çağrıyı yapmaya sevk eden bir sebep daha olsa gerek. Hatırlanacağı gibi bir grup partili muhalif, Devlet Bahçeli’yi devirmek için mahkeme dâhil her yola gitmiş ancak muvaffak olamayınca da yeni bir parti kurmuşlardı. O parti, halk indinde kendini isbat edememiştir. Böyle bir seçime erken yakalanmış olur. Diğer taraftan HADEP, tarihinin en kötü günlerindedir. CHP de kötü muhalefet yapma dışında hiçbir teklif ve proje üretememektedir. O da kötü günlerinde. Bir erken seçimle bu partiler dökülür. CHP tarafının hodri meydan demesi, zevahiri kurtarmak içindir. Bunların arasında hiçbir ittifak yoktur. Olsa da fazla bir şey değişeceğe benzemiyor.
Sn. Tayyip Erdoğan ve Sn. Devlet Bahçeli görüşmesinden erken seçim yönünde karar çıkması yüksek ihtimaldir. Tek zorluk hazırlıkları yetiştirmeyle alakalıdır. Ama gece-gündüz çalışılırsa uyum kanunları vs. hepsi yetiştirilir. Zaten bundan böyle başka tercih de kalmamıştır. Atalar “bir şeyin şüyuu vukuundan beterdir” demişler. Erken seçim çağrısı, gündeme oturmuştur. Sandığa çıkan ana caddeye girilmiştir. Erken seçim çağrısından sonra durulmaz ve geriye dönülmez.
Türkiye, artık iki partili hayata doğru gidiyor…
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.