SEVİNENLER, ÜZÜLENLER!

A -
A +
Her yarışın olduğu gibi 24 Haziran seçimlerinin de kazananları ve kaybedenleri ve dolayısıyla sevinenleri ve üzülenleri var.
Ne var ki 24 Haziran’ı herhangi bir yarış gibi görmek, gerçeği bütün cepheleri ile idrak edememek olur. 24 Haziran; evet bir seçimdi; bu seçim milletvekili genel seçimi ve Başkanlık yahut Cumhurbaşkanlığı seçimiydi ama mesele bu kadar saf, sade ve tek buudlu değildi.
Ne demek istediğimizi aksi istikametten hareketle izaha çalışalım. Bu seçimler, 3 ayaklıydı. Ortada “Cumhur İttifakı” ve “Millet İttifakı” diye iki cephe ve bir de HDP vardı. İttifakların önünde iki mania mevcuttu: Cumhurbaşkanı adayları, yüzde 51’i bulacaklar; kendileri de TBMM çoğunluğunu kazanacaklardı. Yüzde 51 mecburiyetine HDP’nin CB namzedi de tabiydi. Ne var ki bu parti, hatta adayın kendisi ve herkes, onun CB seçilmeyeceğini biliyordu. Bu itibarla sözü edilen parti için en önemli engel, yüzde 10 seçim barajıydı. CHP, İYİ Parti ve SP, aralarında seçim ittifakı kurarken HDP bu ittifaka doğrudan dâhil edilmemişti. SP hangi hırsa hizmet bu ittifaktadır bilinmedi. Onun CHP dışındaki diğer iki partiye “kelin merhemi olsa başına sürer” deyimi kabîlinden yardım etmesi mümkün değildi. Bu desteği CHP’nin verdiği hem bu partinin oylarındaki gerilemeden ve hem de bu yönde telefon almış vatandaşların şehadetlerinden anlaşılmaktadır.
Bir başka şekilde ifade etmek gerekirse; AK Parti ve MHP daha yerinde bir söyleyişle Recep Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli’nin karşısında hem Türkiye içinde ve hem de Türkiye dışında muhtelif unsurlar yer almıştı. Onlar, bu birliği çökermek, bu kardeşliği bozmak, bu yürüyüşü durdurmak için sosyal medyadan tv’lere, radyolardan gazetelere, dedikodudan pazara kadar akla gelebilen her yolu kullanmayı mubah saydılar. Bunlar, sadece Türkiye içindekiler değildi. Arkada bir de dış destekler, dış örgütler, dış medya ve dış devletler vardı. Bu devletlerin kimler olduğu belli. Bu örgütlerin de FETÖ’den PKK’ya kadar hangileri olduğu yine belli.
Onun içindir ki Recep Tayyip Erdoğan ve Cumhur İttifakı herhangi bir seçim yarışında herhangi bir zafer kazanmadılar. Bundan dolayıdır ki ana muhalefet lideri, seçimi kazanan rakibini tebrik etme nezaketinden kaçınmaktadır.
15 Temmuz neyse, o günkü işgal ve darbe teşebbüsünün arkasında içeride ve dışarıda kimler var idiyse 24 Haziran’da da onlar vardır.
Onlar, bir kere daha hüsrana uğradılar.
Sevinmeleri mümkün değil.
Perişan oldular.
FETÖ ve PKK için korku, dağları bekliyor. Kendilerine kucak açan devletler, bundan böyle onları sırtlarında kambur göreceklerdir.
24 Haziran, 15 Temmuz mücadele azminin ve Yenikapı Ruhu’nun tahkimidir. Seçimler, 3 Kasım 2019’dan 24 Haziran 2018’e çekilmekle karanlık merkezlerin oyunlar bozulmuş; seçmen, tahminlerin aksine büyük bir iştirakle ve büyük bir şuur ve idrakle sandığa giderek safını belli etmiştir.
Bu sebeple bugün kimin sevinip, kimin dövündüğü bellidir. Ancak; unutulmasın ki hile, iftira, fitne ve bozgunculuk durmayacaktır. Hem iki liderin ve hem de iki parti mensuplarının bozgunculara, fitnebazlara karşı azami şekilde dikkatli ve uyanık olmaları gerekir.
Su uyur, düşman uyumaz.
Kader kavşağı bitmemiştir.
2023’e kadar bin türlü hile ve tuzağa hazır olmalı. Duaya da çalışmaya da aynen devam!
Hak ve batılın, hilalle haçın mücadelesinde dileyen dilediği safta yer alır.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.